GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) No.lu Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Sonuçlarının Tüm Yönleriyle Araştırılması, Depreme Dirençli Yapı Stokunun Oluşturulması ve Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Etkinliğinin Artırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:68
Tarih:02.03.2023

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Başta benim şehrim de olmak üzere depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum, milletimize başsağlığı diliyorum.

Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sefer Aycan, aslında çok güzel ve etraflıca sebepleri, sonuçları izah etti; onun söylediklerinin üzerine biraz katkı sağlamak anlamında bir şeyler söylemek istiyorum. Şimdi Cumhuriyet Halk Partili vekillerimiz de kendi duygularını ve eleştirilerini paylaşırken Hasan Baltacı Bey dedi ki: "Ben yirmi dört saatte Hatay'a zor ulaştım." Şimdi, burada bazı zorluklar var, bunu görmek gerekir. Yani "Devletin imkânları gelmedi." demek de kolay, bazı eksiklikler olduğunu ben de görüyorum, ben de o şehirde depreme yakalandım, ben de arama kurtarmalara katıldım, başka partilerin vekilleri de bizim partimizin vekilleri de katıldı ama bazı zorlukları da bilmeniz gerekir. Sefer Bey anlattı ama hava yolunu söylemedi, belki unuttu onu, ben de onu söyleyeyim size.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hâlâ su yok, tuvalet yok. Onu nasıl açıklıyorsunuz?

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, İzmir'deki Jandarma Tugayı bize yirmi dört saat sonra geldi. Yirmi dört saat sonra gelişinin sebebi şu: Adana Havaalanı'nı kullanabildi çünkü Gaziantep Havaalanı'nı Gaziantep yolu kapalı olduğu için kullanamadı, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman Havaalanları kullanılamadığı için Adana'ya indi.

OYA ERSOY (İstanbul) - Neden? Hatay niye kullanılamıyor?

BAŞKAN - Dinleyelim sayın milletvekilleri, lütfen.

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ama şunu bilmenizi istiyorum: Kahramanmaraş'ta Jandarmanın 3.200 askeri var. O gün sabah saat dokuzda ben de o çalışmadaydım, İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarmanın 3.200 askeri Kahramanmaraş'taydı, bir gün sonra bu sayı 5 bini geçti yani eğer "Millî Savunma Bakanlığının askerlerini niye görmedik?" diyorsanız asker askerdir; Jandarmanın askeri de olsa Millî Savunma Bakanlığının askeri de olsa ama şunu bilin: 20 bin tane bağımsız bölüm yıkılmış bir anda, dünyanın en büyük depremi olmuş, 7,7'lik bir deprem olmuş. Eleştirmek çok kolay ama içinde bulunup mücadele edeni de takdir etmek gerekir.

Şimdi, bir vekilimiz dedi ki biraz önce -onu eleştirmek için söylemiyorum tabii ki eksiklikleri söyleyecek- sarı çizmeyle Bakanın orada poz vermesini eleştirdi ama Bakanın orada olması kıymetliydi, orada verdiği mesaj çok kıymetliydi, dedi ki: "Hemen deprem konutları yapacağız." E, şimdi, İYİ Partili Grup Başkan Vekilimiz dedi ki: "Hemen niye başlıyorsunuz?" Müzeyyen Hanım dedi ki: "Daha artçılar varken niye başlıyorsunuz?" Şimdi, vatandaşımız zor durumda, ağır bir deprem geçirmiş, onun barınma ihtiyacına dair ona bir mesaj vermek ve gereğini yapmaktan daha önemli bir şey var mıdır? Yok.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Mesaj vermek değil, sağlıklı kentler oluşturmak önemli.

OYA ERSOY (İstanbul) - Gerçek mesaj...

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, gereğini yapmaktan bahsediyorum bakın. Gereğini yapmaktan daha önemli bir şey yoktur.

Şimdi, memleketimi biliyorum ben.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Jeoloji, zemin etüdünü yaptınız mı?

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gelip memleketimde etüt çalışması yaptığında biz bu memlekette 5 Şubatta da yaşıyorduk, biz bu memlekette 2000 yılında da yaşıyorduk yani fay hattı neresi, sert zeminler neresi, bir de depremde hasar görmemiş yerlerle ilgili fikrim var benim. Bakanların da fikri var, teknik analizleri var, çalışmaları var. 2020 yılında Kahramanmaraş'ta deprem çalıştayı yapılmış ve Türkiye'nin en büyük AFAD lojistik merkezi, Kahramanmaraş'a yapılmış. Yani şunu söylemek istiyorum: Bakanımızın gelip "Evet, Kahramanmaraş'ta şu alanlarda kısa sürede deprem konutu yapacağız." demesi, bence eleştirilecek bir konu değil, takdir edilecek bir konu. İçişleri Bakanımızla sabah saat dokuzda Trabzon Caddesi'nde karşılaştık, ben de sabah evimden çıkmıştım, geldiğinden haberim yoktu, Trabzon Caddesi'nde karşılaştık. 6 valiyle birlikte, Sakarya Valisiyle birlikte, Kocaeli Valisi Settar Bey'le birlikte, Kayseri Valisi... Sadece isim söylemiyorum, ismin arkasında koca bir ekip var, onu anlatmaya çalışıyorum yani ne kadar hızlı müdahale edildiğini anlatmaya çalışıyorum. Yetişilemedi mi? Yetişilemediği yerler oldu, söylüyorum ben size.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kepçe götürdünüz mü insanları kurtarmak için?

OYA ERSOY (İstanbul) - Nereye yetişildi?

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Kaç tane arkadaşım rahmetli oldu, ben biliyorum bunu ama ne kadar büyük bir deprem yaşadığımızı ve ne kadar zorluk yaşadığımızı bilin diye anlatıyorum bunu size. Devletin bütün imkânlarıyla orada olduğunu anlatmak için söylüyorum.

Bakın, Hasan Vekilimiz niye "Yirmi dört saatte Hatay'a zor ulaştım." dedi? Keyfinden mi yirmi dört saat sonra gitti? Hayır çünkü şartlar çok zordu, şartlar çok zordu, bunu görmenizi istiyorum.

Bakın, Cumhurbaşkanımız bir şey söyledi, dedi ki: "Bir yıl içerisinde bu konutları hızlıca yapalım." Şimdi, İYİ Parti Grup Başkan Vekilimiz de Müzeyyen Hanım da dedi ki: "Ya, bir yıl içerisinde konut yapmakta niye acele ediyoruz? Erhan Bey dedi ki: "Biz konut yapacağız, daha iyisini yapacağız ve kiralarla ilgili belirsizliği de ortadan kaldıracağız, kiraları da bir sisteme bağlayacağız. Depremden zarar gören vatandaşlarımıza kira yardımı yapacağız."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, bu söylenilen konuşmaların içerisindeki en neti, en gerçekleştirilebilir olanı, sistematik olanı, bilgiye dayalı olanı Cumhurbaşkanımızın söylediği, dedi ki: "Bir yıl içerisinde depreme dayanıklı, daha yatay mimaride yapılmış konutlar yapıp vatandaşımıza teslim edeceğiz." Bu, vatandaşı düşünmek değil mi, vatandaşımızın hakkını hukukunu korumak değil mi, devletin imkânlarını vatandaşa kullanmak değil mi?

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Bu, vatandaşa hayal satmaktır, başka bir şey değildir.

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, siyasetin dışında konuşmak gerekir bunu. Eleştirileriniz başımızın üstüne, sizden de bizden de hepimizden vatandaşlar rahmetli oldu ama haksızlık da yapmak istemiyorum kimseye. Bakın, gelen sivil toplum kuruluşlarına haksızlık yapmak istemiyorum, ne kadar çok insan geldi ama ne kadar binanın başında olursak olalım hassas arama yapmayı bilen kişi olmadığı sürece oradakiler bir yığın oluşturdu. Arama kurtarma ekipleri de şunu yaptı, vatandaşlarımızın bundan şikâyet ettiği oldu ben şahidim ama şunu yaptı: Canlı sesi alıyorsa oraya yöneldi, canlı sesi almadığı yerlere daha sonra gitti. Çünkü 20 bin bina yıkılmış, elinizde 4.500 profesyonel ekip var...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, tamamlayalım lütfen.

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - 20 bin bina yıkılmış, elinizde 4.500 teknik ekip var, doğal olarak ilk amacınız canlı kurtarmaya yöneliktir. Zaten öyle oldu. İkinci amacımız, cesetleri bir an önce çıkarabilmek. Üçüncü amacımız, insanlar aç kalmasın; dördüncüsü, korunabilsinler; beşincisi, sağlıklı ortamlarda korunabilsinler; altıncısı, iaşe ihtiyaçlarının devamlılığını sağlamak; yedincisi, geçici barınmadan daha korunaklı barınmaya geçmek. Biz kademe kademe bunu yapmaya çalıştık ve yaptığımıza da inanıyorum. Eksiklik var mı? Eksiklik depremin büyüklüğünden dolayı, şartların zorluğundan dolayı eksiklik var ama devletin bütün imkânları, vatandaşımızın kendisinin çabaları ve Türkiye'nin her yerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla bu kadar büyük bir badirede, daha kötü şartların içerisinde kalabilirdik; daha iyi, daha güzel, daha kolay çıkmaya çalıştık. "Mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız hakkını helal etsin." dediğimizde hep eleştiriyorsunuz ama bu kadar mücadelenin içinde mağduriyet varsa da onlar haklarını helal etsinler.