GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) No.lu Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Sonuçlarının Tüm Yönleriyle Araştırılması, Depreme Dirençli Yapı Stokunun Oluşturulması ve Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Etkinliğinin Artırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:68
Tarih:02.03.2023

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz halkımız; hepinizi saygıyla selamlıyor, depremde hayatını kaybeden her bir vatandaşımızı rahmet ve minnetle anıyor, yaralılarımıza Rabb'imden acil şifalar, aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, ben 17 Ağustos depremini İstanbul'da yaşadım, 6 Şubat depremini ise İslâhiye'de, böyle olunca 2 depremi kıyaslama imkânım oldu. Eğer 17 Ağustosta 7,4 şiddetindeki depremi bir deprem olarak tanımlarsak 6 Şubattaki yaşanan deprem bir kıyametti, bir kıyamet simülasyonuydu. Aslına bakarsanız birçok milletvekili arkadaşımız benim de uzun süre bulunduğum -yirmi bir gün- Nurdağı'nı ziyaret ettiler ve orada karşılaştığımız, ağırladığımız arkadaşlarımız da yıkımın, depremin, felaketin büyüklüğü karşısında şaşkınlıklarını bizlerle paylaştılar.

Bir kere şunu söylemek lazım: Bu felaket, bu deprem aslında depremle ilgili bildiğimiz bugüne kadar bildiğimiz bütün bilgileri, bütün literatürleri yeniden sorgulatan bir süreç, bir deprem. Çünkü bugüne kadar depremle ilgili bildiğimiz hiçbir şey bu felaketin, bu depremin sonuçlarını tanımlayabilecek, açıklayabilecek türden değil.

OYA ERSOY (İstanbul) - Bilime sorarsanız açıklar.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bir kere şunu açık yüreklilikle söylemek isterim: Bu, asrın depremi değil, asırların depremi. Neden derseniz, asırlardır ayakta duran bölgemizin, şehirlerimizin o kadim mabetlerini, kadim kalelerini, muhkem kalelerini yerle bir etti. Sadece son yüzyıl içerisinde inşa ettiğimiz değil, asırlardır ayakta duran, maalesef ki mabetlerimiz ve kalelerimiz de yerle bir oldu.

Tabii, mutlaka bu süreçten çıkartmamız gereken dersler olacak, çıkartmak da zorundayız. Eksikliklerimiz var mıdır? Muhakkak ki olmuştur ama bunları bir vicdan ölçeği içerisinde, gerçekten de doğruları ortaya koymak adına ölçümleyerek yapmamız gerekir. Bir kere bu depremi anlamamız gerekiyor. Nedir o? Bu deprem bütün deprem algılarını ortadan kaldıran ve dokuz saat içerisinde 7,7 ve 7,6 gibi 2 tane büyük depremi, 2 tane büyük yıkıcı depremi oluşturmuş bir felaket. Diğer bir husus, diğer coğrafyalarda rastlandığı gibi deprem 25 kilometre derinlikte, 30 kilometre derinlikte veya ne bileyim okyanusun şu kadar kilometre uzaklığında gerçekleşen bir deprem değil; 7,7 ve 7,6 depremleri 5 kilometre, 7 kilometre sığlıkta gerçekleşen ve son derece yıkıcı depremler.

Bu depreme müdahale edebilmeyi, yönetebilmeyi zorlaştıran diğer unsurlardan bir tanesi, 11 ilimizde ve 62 ilçemizde aynı anda meydana gelmiş olmasıdır. Diğer önemli bir husus, şehir merkezlerinin yıkılmış olması ve şehir merkezlerindeki depreme müdahale edecek olan itfaiye, belediye, emniyet, sağlık ekiplerinin de depremzede durumuna düşmüş olması.

Diğer önemli bir husus yani işi yönetilemez hâle, boyuta taşıyan diğer önemli bir husus, çevre, komşu illeri yani sadece fay hattı üzerindeki illeri ve şehirleri yıkmayıp yardıma gelebilecek komşu illeri de etkileyen, yıkan, büyük ölçüde ölümlere sebebiyet veren bir deprem olmuştur. Belki de en önemlisi, en zorluğu ise, en güçlüğü ise deprem günü ve takip eden gün içerisindeki olağanüstü iklim ve kış şartlarıydı. Bu maalesef ki depreme müdahaleyi engelleyen önemli faktörlerden biri oldu.

Bugün görüşerek formüle edeceğimiz Meclis araştırması da ilerleyen süreçte bu felaket sürecini muhakkak ki tüm boyutlarıyla ortaya koyacaktır. Elimizi taşın altına koyarak, bütün gerçeklerimizi ortaya koyarak, bu işten bir siyasi menfaat ve çıkar elde etme çabası içerisine girmeden önümüzdeki yüzyıllarımızı müemmen hâle getirmek adına bu çalışmaları yapmak hepimizin bir kere borcu.

Felaketin büyüklüğünü... Aslına bakarsanız, Doğu Anadolu Fay Hattı'nda gerçekleşen bu büyük yıkım, sadece bizim dersler çıkarmamız gereken bir şey değil, bütün bir dünyanın, yerkürenin, bütün devletlerin aslında afet yönetim süreçlerini yeniden gözden geçirmelerini gerektiren bir süreçtir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bir dakika daha alabilir miyim?

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Nitekim, Amerika'da yayınlanan, gerçekleşen, yazılan, kaleme alınan birçok makalede Doğu Anadolu Fay Hattı, San Andreas Fay Hattı'yla ilişkilendirilmek suretiyle "Böyle bir deprem süreci bizi de bekliyor, bizim de tekrar afet yönetim süreçlerimizi gözden geçirmemiz gerektiği." şeklinde bir çıkarım yapmış durumdalar.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Fay yasası çıkarmışlar o yüzden.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ben o süreçte şehrimizi, gazi şehrimizi, Nurdağı'mızı ziyarete gelen, acılarımızı paylaşan başta milletvekili arkadaşlarımıza, o süreçte olağanüstü mobilize olan sivil toplum örgütlerimize, koordinatör valilerimize; Mardin, Amasya ve Şırnak Valilerimize, geldiği ilk günden itibaren sadece gazi şehrimizdeki değil, bütün bir bölgeyi koordine eden Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum Bey'e, yine farklı belediyelerden -hiçbir siyasi ayrım gütmeden söylüyorum- bu sıkıntıyı, bu sorunu kendisine dert edinmiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım, tamamlayalım.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bu sorunu gerçek anlamda siyasi noktaya taşımadan gerçekten dert edinmiş herkesi saygıyla selamlıyorum. Bu felaketin bir daha ne milletimiz ne de bir başka insanlık için yaşanmamasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.