| Konu: | (10/6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) No.lu Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Sonuçlarının Tüm Yönleriyle Araştırılması, Depreme Dirençli Yapı Stokunun Oluşturulması ve Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Etkinliğinin Artırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 02.03.2023 |
TEKİN BİNGÖL (Ankara) - "Böylesi trajik bir olayın ardından hiçbir şey olmamış gibi göreve devam etmek imkânsızdır." Bu, siyasi bir iradenin bakışıdır; bu siyasi irade, komşumuz Yunanistan'da vuku bulan tren kazasıyla birlikte hayatını kaybeden 46 kişinin ardından Yunanistan'daki Ulaştırma Bakanının açıklaması. Anında, daha o kazanın niçin gerçekleştiği tespit edilmeden, makinist hatası mı, yol hatası mı, sinyalizasyon hatası mı belli değil; hemen gereğini yapıyor. Çok merak ediyorum, Türkiye'deki siyasi irade yani Adalet ve Kalkınma Partisi komşudaki bu gelişmeyi nasıl yorumlayacak, ne diyecek? Çok merak ediyorum "O, onların işi." deyip geçiştirecek mi?
Bakın, o gün, o depremin yaşandığı gün Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna, İbrahim Peygamber'in ateşine ağzına bir damla su alıp koşturan karınca misali vatandaşlarımız "Oraya ne yaparız?" diye koşturdular, ayrımsız. Peki, Türkiye'deki siyasi irade ne yaptı? Günler sonrasında oraya gittiler, insanlara küfrettiler, hakaret ettiler ve bazıları AFAD'ın çadırlarının önünde gülerek, birbirleriyle şakalaşarak o deprem bölgesinde kanayan yürekleri daha fazla kanattılar. İşte Yunanistan'daki siyasi irade, işte Türkiye'deki siyasi irade; arada bu kadar büyük bir fark var.
Başka bir şey, şimdi, Cumhurbaşkanı diyor ki: "Ben 2 kez deprem bölgesine gittim." Ya, Allah aşkına, Cumhurbaşkanına gazete okutmuyor musunuz, televizyon izlemiyor mu, sosyal medyayı takip etmiyor mu ya da siz gerçekleri görmesin diye engelliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 kez gitti, hafta sonu bir daha gidecek, hafta sonu bir daha gidecek ve ardı arkası kesilmeyecek. Bizim milletvekillerimizin hepsi, şu anda bile, yollarda seferber olmuşlar, hiçbir şekilde siyasi rant elde etme hesabı gütmeden deprem bölgesinde, orada çalışıyorlar.
Bir başka şey, yine, Cumhurbaşkanı diyor ki: "Ya, depremleri önleyemeyiz ki." Elhak depremleri önleyemeyiz ama bir şey yaparız, yapacağımız iş o depreme yönelik tedbir alarak; bilimi, aklı ve çağdaşlığı kullanarak o depremin zararlarından yurttaşlarımızın etkilenmesini engelleriz. Bu yapılıyor mu? Yapılmıyor.
Şimdi, bakın, 2003 yılından bugüne kadar depremle ilgili 200'ün üzerinde araştırma önergesi verilmiş, bunların bir kısmı dönem sonuna bırakılmış, bitmiş, bir kısmıysa sırayla "gündemde, gündemde, gündemde" diye yazılıp raflarda duruyordu yani değerli milletvekilleri, bu büyük acı yaşanmadan önce gerçek anlamda bir deprem komisyonu kurulsaydı, gereği yapılsaydı da bu acıları yaşamasaydık.
Şimdi bir deprem komisyonu kurulacak, bundan önce sadece AKP döneminde kurulan komisyonlardan ne farkı var? Zamana yayılıyor, sümen altı edilecek. 400, 500 sayfalık o komisyon raporları var ya; sadece depremle ilgili değil, diğer başka nedenlerle kurulan komisyon raporlarının hangisinin gereği yapıldı Allah aşkına, hangisi ciddiye alındı? Hangisinde bu ülkenin menfaatine "Ya, şu komisyon raporlarına bakalım da feyzalalım, bir şeyler yapalım, bu ülkenin insanları zarar görmesin." denildi? Hiçbirinde. Hepsi Meclisin tozlu raflarına kaldırıldı. Şimdi bir deprem komisyonu kurulacak; kurulsun, her türlü katkıyı arkadaşlarımız verdi, vermeye hazırız ama bir şey söyleyeyim mi, bu siyasi irade olduğu sürece onlarca komisyon raporu çıksa bile nafile çünkü siyasi iradenin bakışı farklı bir şey. Nasıl? Kızılay. Nasıl? AFAD. Sizin yönetiminizde, sizin yönlendirmenizle idare edilen bu kurumlar asla gerçek görevlerini ifa etmiyorlar; rant, rant, rant!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Teşekkürler.
Bakış açısı budur ve Kızılay da bugün sadece ve sadece rant odaklı bir bakış açısıyla perişan edildi, hayır kurumu rant kurumuna dönüştürüldü. Bu komisyonun içerisinde mutlaka ama mutlaka çok önemli bir kısım Kızılaya ayrılmalı. Kızılayda yaşanan olumsuzluklar açığa çıkarılmadan, bundan sonra orası düzene getirilmeden, ıslah edilmeden, Allah göstermesin, yaşanabilecek bir başka felakette yine Kızılay konuşulacak, yine AFAD konuşulacak. Yapılması gereken iş, bu komisyon kurulduğunda tez elden AFAD gözden geçirilmeli, her türlü en ufak ayrıntısına kadar Kızılayda yaşanan o rant anlayışı mutlaka açığa çıkarılmalı ve gereği yapılmalı.
Buradan sesleniyorum: Şu komşundaki siyasi iradedeki gibi bir parça, bir parça vicdanını, merhametini, onurunu koruyan birisi varsa çıksın, istifa etsin; bari en azından bir tane örneğimiz olsun.
Saygılar sunuyorum.