| Konu: | Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 02.03.2023 |
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle benzer bir düzenleme Antalya Diploması Forumu Vakfı için de gerçekleştirilmişti. O vakıf düzenlemesindeki yanlışlar bu Vakıfla ilgili düzenlemede de mevcut. Antalya Diplomasi Forumu Vakfının kurulması esnasında dile getirdiğimiz itirazlarımızı Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı için de dile getiriyoruz. Bu itirazlarımızdan en kritik olanını burada bir defa daha tekrar etmek istiyorum, biraz önce de söylendi: Özel kanunla vakıf kurulması mevcut Anayasa'ya aykırıdır. Vakıflar da dernekler ve sendikalar gibi sivil toplum kuruluşlarıdır, devletin bu tür vakıf yapılanmalarını doğrudan kurması ve yönetmesi sivil toplum anlayışına da zıt bir yaklaşımdır. İktidarın zihniyeti de zaten sivil toplumu mümkün mertebe daraltmaktır.
Devletin bu tür vakıf yapılanmalarını doğrudan kurması ve yönetmesi gerçekten sivil toplum anlayışına zıttır. Antalya Diplomasi Forumu Vakfı görüşmelerinde dile getirdiğimiz gibi, bu tür girişimler şahsi mülk ve hâkimiyet alanı yaratma ihtirasının yansımalarıdır. Yönetimi âdeta münhasıran tek kişi tarafından seçilen ve sadece o kişiye hesap verecek yapılar oluşturulmaktadır. Ayrıca, iktidar, bu tür vakıflar aracılığıyla, kamunun yerine getirmesi gereken hizmetleri rant mekanizmasına dönüştürmenin yollarını açmaktadır. Kızılayda facia içinde yaşanan facia bunun apaçık bir örneğidir. Arkeoloji ve kültürel miras için bir sivil girişime ihtiyaç varsa bunu devletin değil sivil toplumun dinamikleriyle veya sivil toplumun da en etkili şekilde yer alacağı tamamen özerk ama her açıdan hesap verebilir yapılar vasıtasıyla karşılamak doğru olacaktır. Oysa bu Vakfın kurulmasıyla yapılmak istenenin, vakıf üzerinden yürütülecek faaliyetleri kamu tüzel kişiliklerinin denetimine ilişkin mevzuatın dışına çıkarmak olduğu açıktır. İktidar giderayak kendisine ve yandaşlarına birtakım rant mekanizmaları sağlamaya çalışmaktadır.
Değerli arkadaşlar, arkeoloji hem tarihsel birikim ve değerlerimizi öğrenme hem de bunlara sahip çıkma bilincini takviye etme ve geliştirme açısından önemlidir. Ülkemizde Osman Hamdi Bey'in çabalarıyla başlayan arkeoloji çalışmalarına verilen önem zaman içinde iniş çıkışlar yaşamıştır. Miraslarımızı yok saymak isteyenler de olmuştur, üç kuruşluk rant uğruna her türlü kültürel değerimizi hiçe sayanlar da. Oysa biz bu toprakları seviyorsak bu topraklardaki mirası da sevmek ve korumak zorundayız. Atatürk'ün dediği gibi "Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarih olaylarını bilmekten, burada doğmuş uygarlıkları tanıyıp onlara sahip çıkmaktan geçer." Bu, insanlığa yönelik de bir görev. Arkeolojik miraslarını en iyi koruyan ülkelerden biri olan İtalya'nın saygınlığında, itibarında bu özelliği belirleyici bir unsurdur. İtalya'nın dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarından biri hâline gelmesinde arkeolojik mirasını özenle koruması da etkili olmuştur. İtalya, Ulusal Sanat Tarihi ve Arkeoloji Enstitüsü gibi kurumlar vasıtasıyla ülkesine, tarihî değerlerine ve ülkelerinde yaşamış medeniyetlerin mirasına sahip çıkabilmiştir. Biz, arkeoloji alanında yeni bir kurum yaratacaksak İtalya'dan bu örneği alalım ve kuralım. Ülkemizde de görüşmekte olduğumuz türden rant mekanizmaları değil, İtalya'daki gibi hassas, üst düzey, saygın ve uzman bir yapı oluşturulması gerekmektedir. Ülkemize ve toprağımıza saygı, insanlığa karşı ödev bunu gerektirir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Yaşadığımız deprem sonrasında arkeoloji alanında ciddi bir yeniden yapılanma gereği daha da önem kazanmıştır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.