| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 13.03.2013 |
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, her zaman olduğu gibi söylüyoruz, burada, iktidarıyla, muhalefetiyle tavsiyesi, önerisi, eleştirisi olanlar varsa biz bunları dikkatle dinleyeceğiz ve notlarımızı alacağız, gerektiği gibi de cevaplarını vereceğiz diye.
Sayın Başkanım, eğer siz uygun görürseniz, ben soru-cevap kısmında da ya arkadaşlarımız sorularını sormasınlar, 17 tane soru birikti geçtiğimiz oturumdan, ben onların hepsini cevaplayayım veya benim cevap süremin uzatılmasını talep ediyorum.
Şimdi, burada, sorular cevaplanmamışçasına bir havanın doğurulması doğru değil.
Ben, şimdi, 3 tane temel konuya gireceğim eğer uygun görürseniz, sürem de yetiyorsa, 14 tanesini de soru-cevap kısmında aktaracağım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bildiğiniz gibi, geçen hafta kanun tasarısı görüşülürken TEİAŞ'ta 20 milyon TL'lik Kamu İhale Kanunu kapsamında bir işi 85 milyon TL'ye verdiğimiz söylendi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, işin aslı, doğrusu şu?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Öyle bir iddia var." dedim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, arkadaşlar, bakın, ben bunu taahhüt ediyorum. 81 bin personel burada çalışıyor ve yalnızca 2012 yılında 4.863 tane ihale yapmışız. Toplam tutarı 14 milyar 600 küsur milyon.
Ben diyorum ki, şimdi açıkça bir şeyi taahhüt ediyorum: Eğer arkadaşlarımızdan yanlış yapan varsa ben buna göz yummam. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak, Hükûmetimiz olarak hiçbir yolsuzluğa ve hırsızlığa biz göz yummayız. Bu kadar ihale arasında varsa yanlış olan ben somut önerilerinizi bekliyorum.
Şimdi, bakın, arkadaşlar, tutanaklarda var, dediniz ki: "20 milyonluk işi 85 milyon TL'ye verdiniz."
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "İddia var." dedim Sayın Bakan, çarpıtmayın.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bu iki türlü verilebiliyor. Arkadaşlar, iki türlü verilebiliyor. Bir, eğer TEİAŞ'ın yatırım planında varsa ve öngördüğü planlamanın içerisinde o yatırım varsa bu normal İhale Yasası'na göre ihale ediliyor ve birim fiyatları neyse ona göre gidiyor; yok eğer yatırımda yoksa ve Türkiye'nin büyümesini karşılayacak yatırımları yapmada özel sektör kendi başına buna karar veriyorsa, biz bunun önünü kapatmıyoruz, biz bunun önünü açıyoruz ve "Sen Kamu İhale Kurumu kapsamına girmeksizin kendi ihaleni yap." diyoruz. 20 milyonluk iş diyelim, değil mi? Bunu 85 milyon TL'ye yaptırıyor. Biz ne veriyoruz, o önemli. Biz kendisine şunu veriyoruz: O yıl içerisinde kendisinin Kamu İhale Kanunu kapsamında yaptığı ihalelerdeki gerçekleşen en düşük birim fiyatlardan hesaplanıyor ve geri ödemesi yapılıyor. Arkadaşlar, bakın, 85 milyon liraya verse ne olur, 185 milyon TL'ye verse ne olur? Şimdi, ben size bu kadar açık ve net ifade ediyorum ve diyorum ki: Lütfen, bana proje ismi verin, firma ismi verin; bununla alakalı ne yapmışlar, ben ne ödeme yapmışım? Ben bunu söyleyeyim diyorum.
İkinci konu: "Yasaklı bir firmaya ihale verdiniz." dendi. "Verdiniz mi, vermediniz mi?" diye soruldu. Değerli arkadaşlar, yasaklı bir firmaya biz ihale vermedik. Yasaklı bir firmaya ihale verilmesinin mümkün olmadığını arkadaşımız anlayınca "Niye siz yasaklamadınız?" dedi. Biz diyoruz ki?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ya, biz onu söylüyoruz, yasaklamadığınız için?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Evet, onun cevabını veriyorum.
Arkadaşlar, bakın, normalde çok serbest konuştuğunuz bir ortamda dahi, hak etmediğimiz hâlde, sabırla dinliyoruz. Lütfen, bak, aynı şeyi tavsiye ediyorum.
"Niçin siz yasaklamadınız?" dediler. Değerli arkadaşlar, o şahsın hakkında kamu davası açıldığı için zaten ihalelere falan giremiyor. O zaman da giremedi, şimdi de giremiyor, davası bitmeden de o ihaleye giremez.
Şimdi, bir malumun ilamını, bakın arkadaşlar, bir malumun ilamını bir kamu kurumunun yapması gerekmiyor. Niçin? Bakın, maksadımız üzüm yemekse? O, zaten ihaleye giremiyor. Ben istesem de o, ihaleye giremiyor zaten. Şimdi, ben bunu 7 defa tekrar ettim, dedim ki: Bakın, bu şahıs hakkında kamu davası açıldığı için zaten ihalelere girememekte, ayrıca ikinci kez bizim bunu yasaklamamızın hiçbir anlamı olmamakta. Kamu davası açıldığı için -4734 sayılı Kanun'un 59/2 maddesinde- gereği dava hâlâ sürdüğü için yasaklı konumundadır. Ben istesem de yasaklı, ben istemesem de yasaklı. Ben onun ihaleye girmesini istesem de o giremiyor, girmesini istemesem de giremiyor.
Şimdi, arkadaşlar, bakın, 59/2? Ha, biz bunları beğenmeyebiliriz. Niçin yüzde 51'den hissesi daha az olanlar ihaleye girebiliyor? Ha, bunu Kamu İhale Kurumuyla alakalı ayrıca görüşürsünüz, dersiniz ki: "Yüzde 1 hissesi olanın da bundan sonra kamu ihalelerine girmesi yasaklansın." Bu, ayrı bir şey arkadaşlar. Bunun kuralının getireceği yaptırımlar ayrı, şu anda cari olarak uygulanan Kamu İhale Kurumuyla alakalı kanunun yaptırımları ayrıdır. Şimdi, biz diyoruz ki: "Cari bir kanun var ve bu kanunla alakalı biz gereğini yaptık." O zaman da bir şey söylemiştim, şimdi tekrar söylüyorum, kamuoyunun huzurunda tekrar tekrar söylüyorum: Arkadaşlar, yasaklı birinin ihaleye katılmasını gerektirecek bir işlem yapmak, hem şahıslar için suçtur hem o kurumlar için suçtur.
Ben, şimdi, size açıkça bir şey söylüyorum: Siz milletvekilisiniz, lütfen suç duyurusunda bulunun. Ben buradan ilan ediyorum: Savcılık eğer bununla alakalı herhangi bir soruşturma, herhangi bir kamu davası söyleyecekse ben o soruşturma iznini vereceğimi buradan tekrar beyan ediyorum. Bunun daha ötesinde bir cümle yok arkadaşlar.
Gelelim üçüncü konuya?
Sayın Başkanım, vaktim var mı?
BAŞKAN - Lütfen?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, yine önceki konularda bahsettik. Bizim Sayın Başbakanımızın damadıyla alakalı içinde bulunduğu, isminin içinde bulunduğu bir soruşturmanın olduğundan ve niçin bizim bir şey yapmadığımızdan bahsedildi. Arkadaşlar, ben, onu "gizli" ibareli olmasına rağmen, bu "gizli" ibarenin bu davalar sürerken herhangi bir kapsamda elden ele dolaşmaması gerektiğine rağmen, ben, buradan, bu paragrafı, yalnızca o paragrafı okuyorum. Bu evrak sizde var, yalnız bu kısmını okumadınız arkadaşlar.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bizde yok o evraklar.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Vereyim ben o zaman, siz bakın.
27 Temmuz 2011 tarihli 38417 sayılı evrakta cumhuriyet başsavcılığına hazineden bir yazı yazılıyor, deniyor ki? Şimdi, bir işleme başlarken, bir konuya başlarken yalnızca evrakın bir kısmını alıp diğerlerini bırakmak olmaz. O dediğiniz şahsın, burada ismi olmamasına rağmen, TEDAŞ ikinci bir yazı yazıyor buna, Hazinenin yazdığı yazıya istinaden, "Siz bunu özel şirketler üzerinden konuşuyorsunuz, bunun muhatabı TEDAŞ'tır." diyor cumhuriyet başsavcılığına. O da diyor ki: "Ha, mademki öyle, bana lütfen evraklarınızı gönderin." Ve TEDAŞ diyor ki: "Bu, benim zamanımda, devredilmeden önce yapılan bir işlemdi ve bunlarla alakalı bütün performans değerlerini, kayıp kaçakları, aydınlatmaları, hangi sayaçların olduğu, hangilerinin doğru yazdığı, hangilerinin yanlış yazdığı, bununla alakalı ben size her türlü yazıyı verebilirim." Tarihlerini, sayılarını okumuyorum arkadaşlar -bunların hepsinin tarih ve sayıları var- gene sürem kısıtlı olduğu için.
Bununla alakalı bir yazışma başlıyor ve hâlâ devam ediyor bunlar ama dediğiniz, Sayın Başbakanımızın damadıyla alakalı burada ne bir ibare var ne bir isim var ne de itham var.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Çalık şirketi var mı Sayın Bakan?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, arkadaşlar, bakın, iftiranın ben sosyal tanımını da yaptım. İftira, iki ucu sivri bir oktur.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Var mı?" diye soruyoruz, ne iftirası ya!
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Ne bağırıyorsun? Bağırma!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Var mı?" diyoruz, ne iftirası ya!
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Bağırma lan!
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) - Bağırma!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar, cevap: Yok.
(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar? Arkadaşlar, bir dakika? Arkadaşlar?
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Bağırma!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ya, arkadaşlar, bir dakika? Arkadaşlar, bir dakika? Bakın, ben bunu size önceden? Tamam?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben soru soruyorum, adam "iftira" diyor ya!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) -Arkadaşlar, bakın, lütfen?
Arkadaşlar, bakın, çok net bir cevabı var. Bu ismin olup olmadığını sordunuz değil mi son derece masum bir şekilde? Böyle bir isim yok arkadaşlar. Şimdi, yalnız ben bunun bir de tahliline gireceğim. Cevabımı verdim, böyle bir isim yok.
Şimdi, gelelim ikinci kısmına. Bana bir arkadaş dedi ki buradan: "Siz milletvekilliğinden önce bir şirkette genel müdürlük yapıyormuşsunuz." Ben de dedim ki: "Evet, bir şirkette genel müdürlük yapıyordum. Cirosu 250 milyon dolarlar civarında, kamu ve özel karışımı bir şirketti." Dedi ki: "Sizin bu şirketteki hisseniz kaçtır?" Ben de dedim ki cevap olarak: "Bu şirketteki hissem yüzde sıfır."
Arkadaşlar, bakın, çok önemli bir şey söylüyorum: Benim söylediğim konu yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıyla alakalı değil arkadaşlar. Burada, kamuoyuyla beraber bizler Meclisin saygınlığını korumak durumunda olan insanlarız. İktidarı ve muhalefeti yok bu işin, her birimiz bu Meclisin çıtasını yükseltmek ve saygınlığını yükseltmek durumundayız.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Nerede!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Başımdan geçen ve tutanaklarda olan bir konudan bahsedeceğim. "Bu şirkette hisseniz var mı, varsa yüzde kaçtır, ne zaman aldınız, ne zaman uhdenize geçirdiniz?" falan dedi. Devam ediyor, 8 tane soru sordular. Ben cevaben dedim ki: "Böyle bir şirkette hissem yok." "Yani, sonra?" "Yok, işte." Şimdi, ben arkadaşıma dedim ki: "Siz bu soruyu sormakla neyi kastettiniz?" Dedi ki: "Yalnızca öğrenmek için sordum." Peki, ben size yalnızca şunu sorabilir miyim öğrenmek amacıyla: Ben geçen gün Kızılay'da yürüyordum, iki kişi, yoldan geçerken, tanımıyorum onları da, sizin hırsızlığınızla alakalı bir konudan bahsettiler, inanmadım gerçi ama siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" dedi desem siz bunu hak etmiş olur musunuz arkadaşlar?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu mantık var mı ya? Bir bakana bu mantık yakışıyor mu? Böyle bir mantık var mı ya?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar, lütfen, bizlerin, her birimizin milletvekili olması burada her soruyu sorabileceğimiz anlamına gelmez.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii tabii, soramayız zaten. Ne soracağız?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Birbirimizin hakkına, hukukuna riayet etmemiz lazım. Soru sormak ve sınırsız bir öğrenme ihtiyacı ne hakareti içerir ne iftirayı içerir ne de böyle bir şeyi içerir.
Bakın, ben şunu söylüyorum: Her birimizin çoluk çocuğu var, değil mi? Her birimizin sorumlu olduğu yerler var. Sizin anlattığınızı sizin anlatmak istediğiniz gibi anlayan insanlar var. Şimdi, ben diyorum ki: "Her konuştuğumuz konunun evrakı, mahkeme kararları burada." AK PARTİ hükûmetleriyle beraber, bu ülkenin idaresine on yıldan beri irade koyduğumuz ve doğru koymaya çalıştığımız bir hükûmetiz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, kaç dakika konuştu? Sayın Başkan, müdahale etmeyecek misiniz?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Buna rağmen diyorum ki: Yanlışlar yapılabilir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne anlatıyor Sayın Başkan?
BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlar mısınız?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen söyleyin, varsa yapalım onları. Ben bundan sonraki cevap haklarım için de teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.