GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:70
Tarih:08.03.2023

TEKİN BİNGÖL (Ankara) - 12 yapılandırma gerçekleştirildi yirmi bir yıl içinde yani kaba bir hesapla baktığımızda bir buçuk yılda 1 yapılandırma gerçekleştirmiş Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı. Peki, niçin bu kadar yoğun bir şekilde yapılandırma ihtiyacı duyuluyor? Çünkü vatandaşların içine sokulduğu ekonomik darboğaz, sıkıntılar maalesef geçinmekte dahi zorluk çeken insanların vergi ve sigorta borçlarını, primlerini yatırmaktan alıkoyuyor ve ne ilginçtir bu yapılandırmaların birçoğu seçim arifesinde, seçime bir ay kala, bir buçuk ay kala, iki ay kala gündeme getiriliyor. Niçin? E, akıllarınca böyle bir yapılandırmayla vatandaşın gönlünü fethedip oy devşirecekler, bir de para toplayacaklar; mantık bu. Ama gelin görün ki vatandaşın vergilerini yapılandırırken taksitlendiren bu zihniyet kendi yandaşlarının vergilerini ise bir çırpıda affediyor; onlarda taksitlendirme falan yok, affediyor vergiyi. "Senden vergi almıyorum kardeşim; sen benim canım ciğerimsin, benim dostumsun, benim yandaşımsın, benim ortağımsın." diyor, affediyor. Garibana ne yapıyor? "Ya, sen bana oyunu verirsin, şu vergiyi taksitlendireyim, rahat rahat öde." diyor. Nasıl ödeyecek? Ekonomik sıkıntı devam ediyorsa, çarkı dönmüyorsa o taksiti nasıl ödeyecek? Ödeyemeyecek.

Şimdi, biz bu yapılandırmayı destekliyoruz. Halkın yararına olan her işe imza atarız, yeter ki halkın yararına olsun.

Ama bir şey var, çok zor günlerden geçiyoruz, bir büyük acı yaşandı 6 Şubatta ve bu acı yaşanırken bu iktidar işgal altına aldığı kurumlarıyla tümüyle iflas etmiştir. Kızılay... Ya, büyük bir pişkinlik var, her gün skandal ortaya çıkıyor Kızılayla ilgili; her gün yolsuzluk, usulsüzlük ortaya çıkıyor, hiç bana mısın diyen yok. Şimdi, bu kurumların Onursal Genel Başkanı dönüp de "Ya, ne oluyor burada, basında Kızılayla ilgili bu kadar çok ilginç usulsüzlüklerden bahsediliyor; getirin bakalım şunları, bir bakayım." demez mi? Şu yolsuzluklarla ilgili, usulsüzlüklerle ilgili bir komisyon kurdurulup araştırılmaz mı? Hiç umurlarında değil, hiç umurlarında değil. Peki, ne yapıyorlar? "Deprem, acı, büyük felaket" diyorlar, akıllarınca felakete yönlendirip kendilerini kurtaracaklar! Ve kadere bağlıyorlar. Kaderin, kader planınızın içinde Kızılaydaki yolsuzluklar, usulsüzlükler de mi var? Kader planınızın içinde, kurulan AFAD'ın yaptığı bu olumsuzluklar, bu koordinasyonsuzluklar, bu başıbozukluklar da mı var? Kader planınızın içinde o masum insanların günlerce çürümeye yüz tutmuş cesetlerinin oralarda kalması da mı var? Bütün bunlar bir gerçek ve hâlâ kayıp aileler var. Konut ihalelerini yandaşlarınıza peşkeş çekmeyi bırakın, şu kayıp ailelerin acılarını dindirin. Çocuklar kayıp, çocuklar! Ve siz o çocukları belli birtakım vakıflara peşkeş çekiyorsunuz, ailelerinden koparılan o masum çocukları karanlık ellere teslim ediyorsunuz! Sizin bakış açınız bu ve siz bu bakış açısıyla bu acının, tamamen çürümüşlüğün müsebbibisiniz.

Kader... Elbette deprem bilimsel yöntemlerle tespit edilebilir, elbette bilimsel yöntemlerle... Akademisyenler her gün bas bas bağırıyor, iktidara âdeta yalvarıyorlar, diyorlar ki: "Bakın, deprem geliyor." Siz "Kader..." Yahu, tamam, depremi siz önleyemezsiniz de deprem planlamasını da mı yapamazsınız? Sizin bilimsel anlayışınızın dışında kaderci anlayışınız on binlerce vatandaşımızın hayatına mal oldu.

Büyük dramlar yaşanıyor, büyük acılar var ve o dramlar hâlâ yaşanmaya devam ediyor; siz kıkır kıkır gülüyorsunuz, umurunuzda değil! İşte, biz burada anlatıyoruz. Ya, başınızı ellerinizin arasına koyun da düşünün; bu söylenenlerin hepsi mi yanlış, hepsi mi yalan, hiç mi doğru tarafı yok? Dinleyen yok, Grup Başkan Vekilleri keyfekeder gülüyorlar, sohbet ediyorlar, biz de burada kime konuşuyoruz, kime konuşuyoruz!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TAMER DAĞLI (Adana) - Senin Grup Başkan Vekilin telefonla konuşuyor!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sen kendininkilere bak!

TAMER DAĞLI (Adana) - Telefonla konuşuyor!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Şu yüz ifadelerine bak!

TAMER DAĞLI (Adana) - Telefonla konuşuyor!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sen kendi Grup Başkan Vekilinden mesulsün; onlara bakacaksın, onların tavrına bakacaksın!

TAMER DAĞLI (Adana) - Telefonla konuşuyor senin Grup Başkan Vekilin de!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sizin umurunuzda değil, 50 bin kişi ölmüş.

TAMER DAĞLI (Adana) - Senin umurunda değil!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - İşine bak sen!

BAŞKAN - Sayın Bingöl...

TAMER DAĞLI (Adana) - Saygısızlık yapıyorsun!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Adamın asabını bozma!

BAŞKAN - Sayın Bingöl...

TAMER DAĞLI (Adana) - Ne diyorsun ya!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sen ne diyorsun lan, ne diyorsun!

BAŞKAN - Sayın Bingöl, Sayın Bingöl...

(AK PARTİ ve CHP milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri)

TAMER DAĞLI (Adana) - Ne yapıyorsun ya!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Adamın asabını bozma, oturduğun yerden laf atıp durma! Şuna bak ya!

TAMER DAĞLI (Adana) - Laf atan sensin!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Ben laf atarım, kürsüdeyim; adam gibi konuşuyorum, kendine gel!