GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:70
Tarih:08.03.2023

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Halkımıza geçmiş olsun diyorum, başsağlığı diliyorum.

Çok ilginç bir iktidarsınız. Bugün burada her partiden milletvekilleri, özellikle kadın milletvekilleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü üzerine konuştu. Ama şu anda deprem bölgesindeki kadınların hijyenden hak ihlaline, hak kaybına kadar sorunlarını dile getirmek için İstanbul'da Taksim alanına çıkmak isteyen kadınlar polis ablukası altında. Güvenlikçi politikalarınız kadın tanımıyor, çocuk tanımıyor, insan tanımıyor; herkesi bir şekilde, bir dar alanın içerisinde kıskaca almaya çalışıyorsunuz. Sakın bundan sonra bu kürsüye çıkıp "Kadın hakları, şu bu..." falan filan demeye kalkmayın, 8 Martta bile galiba biraz sonra kadınları döveceksiniz siz yine, galiba öyle olacak. Ama bu işten vazgeçemiyorsunuz ki öyle bir diliniz, öyle bir uygulama pratiğiniz var ki. Mesela, "istifa" kelimesinden de çok korkuyorsunuz. Bir demokratik tepki statlarda dile getirildi diye, il güvenlik kurulları valinin başkanlığında ulusal güvenlik sayıyor. 81 ile monte ettiğiniz AK PARTİ tandanslı valiler var ya, vatandaşı stada sokmuyor.

Öğrencileri okula bırakmıyorsunuz, üniversiteleri kapattınız. Deprem bölgesiyle ilgili ağzını açıp eleştiri yapana hakaretin bini bir para. Televizyon kanallarına ceza yağdırıyorsunuz depremle ilgili konuşulduğu zaman, sonra da diyorsunuz ki: "Efendim, kullandığımız lügate dikkat edelim, depremden geçiyoruz, asrın felaketinden geçiyoruz." Asrın felaketi sizsiniz ya, milletin başındaki en büyük felaket sizsiniz.

"Hak, hukuk" demediniz, yok ettiniz, üstüne kurduğunuz yirmi yıllık yolsuzluk ekonomisiyle deprem anında, afet anında vatandaşı enkazın altında bıraktınız. Size bir şey söyledik, dedik ki: Bu antidemokratik uygulamalarınız, bu hukuksuzluğunuz, bu neoliberal, saldırgan, doymak bilmez iştahınızın arkasında durmaktan başka işi gücü olmayan iktidarınız, halkımızın cebinin üzerindeki külfettir; çekilirseniz her şey güzel olacak. Söyledik hatta bunu bir örnekle anlattığımız zaman, yandaş basınınız ayağa kalktı "Bu Turan Aydoğan ne diyor?" diye. Selahattin Demirtaş'la alakalı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "İhlal var." dediğinde, uygulayın kardeşim, uygulamazsanız vatandaşın cebindekini eriteceksiniz, faiz baronlarına peşkeş çekeceksiniz, ekonominin üzerine çullanacak dediğimiz zaman, yandaş basınınız ayağa kalktı, hamaset edebiyatı yaptı. Ben size şimdi bir örnek vereyim mi bununla ilgili? Sayın 13'üncü Cumhurbaşkanımızın, Sayın Genel Başkanımızın adaylığının deklare edildiği dakikada Türkiye'nin kredi notu yükseldi, haberiniz var değil mi? CDS notu neredeyse tepetaklak aşağıya doğru geldi. Daha ucuza borçlanabilirsiniz bu altmış yedi gün içerisinde, size bir kıyak yaptı Sayın Genel Başkanımız, Eurobond'daki fiyatlar yükseldi, faizler düştü, ekonomi kendi kendine refleks verdi. Ya, ben, sizin yerinizde olsam var ya, bunu değerlendiririm. "Bu neydi?" diye bakmayın; bu, işte, bu söylediğimizdi. Hukuka dayalı demokratik bir devlet algısının kırıntısı bile ortaya çıktığı zaman, piyasalar bile refleks veriyor. Ha, bunu anlayamadınız yirmi yılda, bu saatten sonra anlayacağınızı da zannetmiyorum.

Deprem bölgesiyle ilgili size şunu söyleyeceğim: Kimin parasını kime veriyorsunuz da vatandaşa, yapılan konutların yüzde 40'ını ödettirmeye kalkıyorsunuz? Bedava vermeniz lazım, bedava vermeniz lazım! Kıyakmış gibi konuşuyorsunuz: "Konutun yüzde 40'ını vatandaş ödeyecek." Algı yönetiyorsunuz. Ekranları başındaki vatandaşlarımız duysun: Afet hâli sosyal devletin çözmesi gereken bir iştir kardeşim, bedava verilmesi lazım, geldiğimizde bedava yapıp vereceğiz. Hadi, çıkın, söyleyin bakalım tekrar yüzde 40'ı. Deprem bölgesindeki vatandaşın vergilerini erteliyorsunuz. Neyi erteliyorsunuz? Kime kıyak yapıyorsunuz siz ya? Silmeniz lazım kardeşim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurunuz.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - İnsanlar aç, yoksul; 35 milyar dolar deprem vergisini iç ettiniz. Erteliyorsunuz, öyle mi? Üretemeyen insanların, neredeyse sadece mintanıyla beraber kurtulmuş olan insanların borcunu erteliyorsunuz. Devlet gibi durun, silin; yandaşlarınıza sildiğinizin onda 1'ini silseniz yeter.

Size söyleyecek olduğum tek bir şey var: Farkındayım; siz de eziliyorsunuz, büzülüyorsunuz, çocuklarınızın yüzüne bile bakamıyorsunuz, farkındayım. Bu eziklik aslında sarayın üzerinize yıktığı bir eziklik, azınlık iktidarının yıktığı bir eziklik; sanıyorum bundan kurtulmak istiyorsunuz. Bu ezikliği size sizin de bizim de sevdiğimiz bir şairin sözleriyle anlatayım: "Dünyanın en uzun hüznü yağıyor/Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üzerine." diyor Erdem Bayazıt. Bunu yaşatıyorsunuz bize.

Kurtuluşu ben size söyleyeyim, farkına varın; siz de Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verin, kurtulun.