| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, partimiz HDP tarafından verilmiş olan araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 depremde 11 ilimizde, on binlerce canımızı yitirdik. Maalesef insanlar, depremden dolayı değil, Türkiye'nin depreme hazır bir ülke olmadığı, binaları gerekli mevzuatlar çerçevesinde inşa edilmediği, denetimlere tabi tutulmadığı için aramızdan ayrıldılar. Bu deprem bize, depreme karşı ne kadar hazırlıksız bir ülke olduğumuz gerçeğini bir defa daha gösterdi. Bu ölümlerin sorumlusu, denetim yapmaktan imtina eden, denetim mekanizmasını gereksiz gören ve sonunda denetimleri ortadan kaldıran iktidardan başkası değildir.
Süreci biraz açmak gerekirse Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yani TMMOB, meslek etiği ve ilkeleri çerçevesinde hizmet veren en onurlu birliklerden biridir. 2013 yılına kadar denetim yetkisi TMMOB'ye aitti fakat 2013 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8'inci maddesinde yapılan değişiklikle, Mühendis ve Mimar Odalarına bağlı olan odaların yapılara ilişkin vize, rapor ve onay yetkileri yani yapı denetim yetkileri elinden alınarak özel şirketlere verilmesi yasal düzenlemesi yapıldı. Sanki siyasi bir zafer kazanırcasına o günün büyük bir sevinci vardı. Peki, bu durum neye yol açtı? Müteahhitlerin kendi denetim şirketlerini kurmasına neden oldu yani müteahhitler projeleri kendi çiziyor, binayı kendi yapıyor, denetimi de kendi yapıp onaylıyor.
Sadece bununla da kalınmadı, Mimar ve Mühendis Odalarının denetim mekanizması dışına atılmasıyla birlikte mimar ve mühendisler müteahhitlerin birer işçisi, memuru hâline getirildi. Yani müteahhidin proje ve imar ilkelerine aykırı taleplerine karşı durabilecek irade sergileyebilmekte zorlandılar çünkü bu bozuk düzene ayak uydurmak mecburiyetinde bırakıldılar.
Mimar ve Mühendis Odaları gibi bir meslek örgütünün denetim mekanizma ağının içerisinden çıkarılmasının ana nedeni ise Birliğin özellikle kamu tarafından yapılmak istenen bilim ve tekniğe uygun olmayan projelere onay vermemesiydi. Kısacası, rant düzenine karşı durduğu için Mimar ve Mühendis Odaları bu sürecin dışında bırakıldı. Bunların sonucunda AKP iktidarı denetimsiz, akılsız ve vicdansız bir düzen yarattı.
Sadece denetim yetkisini aldığınız Mimar ve Mühendis Odaları değil, denetim yetkisi verdiğiniz valileri de konuşmamız gerekir. 16 Ocak 2020 tarihinde İmar Komisyonunda görüşülen Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 27'nci maddesinde bir değişiklik yapılmıştı. Yapılan değişiklikle, köylerde yapılan yapılar için projelerin valilerce uygun görülmesi ve muhtarlara da bildirim zorunluluğu düzenlenmişti ve bu "etkin bir şekilde denetim" amacıyla açıklanmıştı. Bu depremde yüzlerce köy haritadan silindi, denetim görevini verdiğiniz valilikler hakkında bir soruşturma başlattınız mı?
Değerli milletvekilleri, bu iktidar kendi döneminde hiçbir şeyin denetlenmesini istemiyorsa kesinlikle usulsüzlük yapıyordur. Siz yaptığınız yasal düzenlemelerle, çıkarılan imar aflarıyla insanların hayatını çaldınız. Bilime ve akla bu kadar sırtınızı dönmüşken tutunduğunuz tek dal "Kentsel dönüşüm dedik, karşı çıkıldı." safsatasıydı. Sizin, kenti dönüştürmek değil kentleri ranta dönüştürme arzunuz yüzünden bugün acılar çekiliyor ve üzülerek belirtmek zorundayım ki bu kafayla giderseniz bu toplum daha çok acılar yaşayacaktır. "Kader" diyerek "takdiriilahi" diyerek bu olayı açıklamanız da mümkün değil, bu insanlara bu kaderi iktidarınız planladı. Ama AFAD'ın başındaki Bakan depreme karşı bir hazırlık yapmadı mı? Tabii ki yaptı; işte, yaptığı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Öyle depremden birkaç ay önce videolar çekip "Depremden sonra bir daha 'Bu devlet nerede?' dedirtmeyeceğiz." demekle, koltuğun yanında oturarak deprem tatbikatı yapmakla olmuyor. Bu, sadece "Koltuğumun yanındayım ve ne olursa olsun deprem de olsa, sel de olsa ben bu koltuğu bırakmam." mesajıdır, bundan başka da bir şey değil ama deprem yetkilileri "İki elinizi başınıza kapatın." demesine rağmen Sayın Bakan bir eliyle kendi başını tutarken öbür eliyle koltuğunu sıkı sıkı tutuyor; ona dikkatinizi çekerim. "Devlet nerede?" dedirtmemek istiyorsanız denetimsiz tek bir yapı bırakmayacaksınız. Oysa, siz sadece Mühendis ve Mimar Odalarından denetim yetkisini almakla kalmadınız, üstüne çıkarılan imar aflarıyla ülkenin kalbine bombayı yerleştirdiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.