| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de bu vesileyle Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, depremler 3 aşamada yani deprem öncesi yapılması gerekenler, deprem sırasında yapılması gerekenler ve deprem sonrasında yapılması gerekenler diye planlanır ama 6 Şubat Maraş merkezli iki deprem sonucunda gördük ki ne deprem öncesinde ne deprem sırasında ve maalesef görülüyor ki ne de deprem sonrasında iktidar bu görevlerini yerine getirmemiş. Bakın, niye bunları söylüyoruz? Çünkü Gölcük depreminden sonra "deprem vergisi" diye tarif edilen bir vergi konmuştu, aslında bir yıllığına konmuştu ve bu uzatıldı, hâlâ günümüze kadar devam ediyor, 40 milyar dolar bir para toplanmıştı. Şimdi bu paranın nerede kullanıldığını soruyoruz, kimsenin buna bir cevap verdiği yok. Ama depremin sonuçlarına, yıkımın büyüklüğüne, enkazın büyüklüğüne baktığımızda maalesef gerçekten hiçbir hazırlığın yapılmadığını görüyoruz, deprem sırası için de maalesef hiçbir hazırlık yapılmamış. Bakın, iddialı bir şekilde söylüyorum, eğer bizim yitirdiğimiz canların, enkazda yitirilen canların otopsileri yapılmış olsaydı büyük bir kısmının maalesef hipotermiden yani donarak öldüğü ortaya çıkacaktı ama hiçbir otopsi yapılmadı ve bu kadar büyüklükte bir ölüme ancak bu kadar hazırlıksız olunabilirdi.
Evet, halk aslında kesin yargıyı ortaya koydu. Evet, bu depremi yaratanlar yerin altındaki faylardı ama yıkımın büyüklüğünü ortaya koyan iktidarın çürümüş zihniyetiydi.
Bu önergenin konusuna bakınca değerli arkadaşlar, şu anda binlerle ifade edilen yurttaşımızın akıbetinin ne olduğu hâlâ belli değil. Ben size bir örnek vereyim: Pazarcık Tetirlik köyü -benim de memleketim- köye gittim, köyde Veli Bıçkıcı annesini depremden bir gün önce Maraş Megapark Hastanesine götürüyor, depremin üzerinden bir ayı aşkın süre geçti, Veli Bıçkıcı annesinden hâlâ bir haber almış değil. Devreye girdik, sorduk, hastanede bir yıkım yok, ağır hasar var ama bir çökme yok; Fatma Bıçkıcı'nın o tarihten bu tarihe akıbeti belli değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Ya, böyle bir şey olabilir mi? Binlerce çocuğumuzun akıbeti belli değil. Binlerle ifade edilen ebeveynsiz, devletin koruması altında olan çocuklar için devlet yetkisini cemaatlere, tarikatlara devrediyor. Nasıl oluyor da siz 9 çocuğu İsmailağa cemaatine yakın bir Kur'an kursuna teslim ediyorsunuz? Daha yeni haberlere yansıdı, binlerce çocuğun Menzil tarikatına teslim edildiği haberleri ortada. Bakanlık ne yapar? Devletin görevi nedir? Bu çocukları korumak ve bunların akıbetinin ne olacağını... En azından, koruma gücünü, koruma yetkisini nasıl cemaatlere terk eder arkadaşlar? Onun için bu önerge önemlidir. Bu önergeyle, gerçekten, biz geleceğimiz olan bu çocukların akıbetinin ne olacağını tartışmak zorundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım, özür diliyorum.
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Devlet nerede eksik kaldı, biz bir deprem ülkesiyiz, bundan sonra nasıl önlemler almalıyız, niye geç kalındı; bunların hepsinin gerçekten masaya yatırılması lazım, algı yaratarak işin içinden çıkılamaz. "Biz her şeyi yaptık." dediğiniz anda gidin deprem bölgesine, sağcısı da solcusu da Alevi'si de Kürt'ü de Türk'ü de herkesin ortak söylediği şu cümle size söylenecektir: "İktidar depremin altında kaldı, iktidar enkazın altında kaldı, bizleri mağdur etti. Ölüm sayısının bu kadar artmasının yegâne nedeni iktidardır." diyorlar, bunu bilesiniz.
Teşekkür ederim.