| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; depremin üzerinden bir ay geçmesine rağmen hâlâ burada esaslı bir tartışma yapabilmiş değiliz. Maalesef, iktidar bloku sonuçlarla halkı oyalamanın peşinde ama depremde ölen halkımız yeni bir, başkaca bir tehlikeyle karşı karşıya, bu tehlike de kanser tehlikesi, bunun sebebi de "asbest" denen kanserojen, zehirli madde. Evet, bu madde lifli bir madde ve toz hâlinde uçuşarak insanları zehirliyor ve orta vadede bir kanser riski ortaya çıkartıyor. 2010'da çıkartılan yönetmelikte yasaklandı ancak başka isimler altında kullanılmaya devam edildi fakat bu tarihe kadar binaların izolasyonunda başta olmak üzere asbest maddesi yaygınca kullanıldı. Deprem bölgelerinde 250 bine yakın bina acil yıkılacak ya da ağır hasarlı. Çevre Mühendisleri Odasının raporuna göre 104 milyon ton inşaat ve yıkıntı atığından bahsediliyor yani bu, şu anda en ağır risklerden bir tanesi. Asbest lifleri toz olarak her yere dağılıyor, doğayı ve insanı hem bugünden hem de yarından zehirliyor. Asbest, yıllar içinde kesin kansere neden oluyor. Moloz yığınlarında sadece asbest yok, aynı zamanda kurşun var boyalarda kullanılan, aynı zamanda cıva var ağır metal, aynı zamanda betonlarda radon gazı var, yine ayrıca küf mantarı bulunuyor. Yani bu enkazlar sadece insanlarımızın orada katledilmesine, katlolmasına sebep olmadı, aynı zamanda bu yıkıntıların kaldırılması ve taşınması işlemleri de hayatta kalanların da canına kastetmiş durumda. Maraş'ta, Hatay'da ve Malatya'da bu enkazlar gelişigüzel yerlere dökülüyorlar. Örneğin, Maraş'ta enkazlar kent yakınında Sır Barajı'nın beslenme alanlarına dökülmüşler. Yine, Hatay'da Mileyha sulak alanına dökülmüş, daha sonradan temizlenmeye çalışılmış ama dökülmüş. Yine, Malatya'da İnönü Üniversitesi yerleşkesinin bitişiğinde Beydağı bölgesine dökülüyor bunlar. Dolayısıyla depremin bir felakete dönüşmesine sebep olan politikasızlık, bir felakete dönüşmesine sebep olan iktidarın doğa ve halk karşıtı politikaları şimdi de inşaat politikalarının gölgesinde sürdürülen bu çalışmalarla devam ediyor yani iktidar inşaat politikaları "Ev yapacağız." diye propaganda yaparken aslında bir taraftan da görünmez kılmaya çalıştığı böyle bir katliamla karşı karşıyayız.
Ne yapılması gerekiyor? Birincisi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum müteahhitliği bırakıp halkı ve bilim insanlarını dinlemelidir. Murat Kurum'un müteahhitliği bırakıp halk sağlığı ve doğa sağlığı açısından neler yapılması gerekir, bunu tartışması gerekir. Şimdi, bakın, çalışanların mutlaka tulum giymesi lazım yani yıkıntıları kaldıran ve taşıyanların mutlaka tulum giymesi lazım. Aynı zamanda mutlaka eldiven ve etkili maske takmaları lazım. 99 depreminden sonra kurtarma çalışmalarına katılanlarda asbest kaynaklı kanserin olduğu bilimsel olarak biliniyor. Yine, asbest diğer atıklardan ayrıştırılarak bertaraf edilmeye çalışılmalıdır. Yine, taşınan kamyonlar... Bakın, bir ilden bir günde onlarca, yüzlerce kamyon taşınıyor ve bunlar o tozu -hem yıkılırken dağılmış tozu sonra da taşınırken- bir kez daha havaya yayıyorlar. Bunun için kamyonların kapatılması lazım. Yıkım esnasında tozun engellenmesi için sulama yapmak lazım. Yine, yerleşim yerlerinden, sulak alanlardan ve tarım alanlarından uzaklara bunların kontrollü biçimde dökülmesi lazım, izole edilmeleri lazım. Yine, dediğimiz gibi, yıkılma esnasında oluşacak bütün tehlikelerin de bilim insanlarının denetimi altında ortadan kaldırılmasına çalışmak lazım. Asbest ölümdür, asbest depremle birlikte bir kez daha gündemimize geldi ama...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çepni.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Herkesin hatırlayacağı gibi İzmir Aliağa da bir asbestli gemiyle gündeme gelmişti. Bizim Bakanımız o zaman "Gemide 600 ton, 900 ton asbest yok sadece 9 ton var." diye herkesin çok şaşkınlıkla karşıladığı bir açıklama yapmıştı fakat biliyorsunuz daha sonra kamuoyunun tepkisiyle, halkın tepkisiyle bu gemi Türkiye'ye sokulmamıştı. Fakat inşaatlarda bu risk sürüyor, şimdi depremle bu risk çok daha büyümüş durumda. Dolayısıyla başta Bakanlık olmak üzere bu insan ve doğa katliamına dur demeli, bunun için bilim insanları dinlenmeli ve bütün önlemler mutlaka, derhâl, acilen alınmalıdır.