GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:71
Tarih:09.03.2023

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 404 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Depremde yaşamını yitirenlerin ailelerine bir kez daha başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, artık, Türkiye halklarının geleceğini yakından ilgilendiren seçime sayılı günler kaldı. Daha önce de belirttiğim üzere, bu seçim demokrasi ile monarşinin, hukuk ile hukuksuzluğun, özgürlük ile köleliğin arasında yapılacak büyük bir seçimdir. Bu seçim, bilimin ve aklın karşısında duran kocaman karanlığa karşı verilecek en büyük mücadele olma özelliğine de sahiptir. Türkiye halkları şunu bilmeli ki: Bu ülkede yaşayan her bir birey dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun onurlu ve adil bir şekilde yönetilmeyi hak ediyor. Herkes demokrasinin tüm nimetlerinden, özgürlüğün tüm alanlarından yararlanmayı hak ediyor. Bir yandan deprem bölgesinde bir insanlık krizi yaşanırken diğer yandan ülkenin diğer illerinde ise bir ekonomik krizin etkileri sürüyor ve katlanarak devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ülkenin tüm sorunlarını hızlı halledeceğini iddia eden iktidar günlerce deprem bölgesine dahi gidememiş, bir çadır sorununu dahi halledememişken diğer illerde var olan ekonomik sorunları ise tamamen rafa kaldırmıştır. İktidar millet masasına odaklanacağına milletin masasına odaklansaydı, bugün var olan krizleri konuşmuyor; işsizlikten, geçinememekten, açlıktan ve sefaletten bahsetmiyor olurduk. Şu an, başta deprem bölgesi olmak üzere ülkenin genelinde esnaf, işçi, emekçi, memur derin bir yoksulluğun merkezinde bulunuyor. Bu kitle enflasyon sarmalına kaptırılmış durumda. AKP iktidarı yirmi iki yıllık yönetiminde bu halktan en temel haklarını dahi çalarak yarattığı korku imparatorluğunda memleketi 84 milyon insanla beraber bir uçuruma sürükledi. Adaleti bitiren, hukuku bitiren, demokrasiyi bitiren, denetimi bitiren, liyakati bitiren, ekonomiyi bitiren bu iktidarın bırakın en ufak bir yaraya merhem olmasını artık var olan yaraları daha da kanatacağı, büyüteceği kesindir. Depreme kadar var olan derin yoksulluk hâli, iktidarın yirmi iki yılda yarattığı yolsuzluk zincirinin bir sonucudur. Bugün insanlar denetimsiz, özensiz, önlemsiz binalara mahkûm kalarak yaşamını yitirdiyse bu da bu iktidarın yarattığı yoksulluğun sonucudur. Ülkenin temel sorunlarıyla yani ekonomik sorunlarıyla başa çıkamayan iktidar maalesef, depremin yarattığı insanlık trajedisine ek olarak ortaya çıkan mali yükü kaldırabilme yeteneğine de sahip değildir. Ülkeyi fakirleştiren, insanları kuru ekmeğe mahkûm eden enflasyon canavarıyla, her gün, toplumu yaşadığı günden bezdiren bir iktidar artık gücünü yitirmiştir.

Değerli arkadaşlar, bu ülkede 2000-2022 yıllarını kapsayan yirmi iki senede toplam 87 milyar 998 milyon lira özel iletişim vergisi toplanmış fakat deprem öncesi hazırlıkla ilgili bir adım atılmamıştır. Bahsedilen parayla Türkiye'nin birçok şehrinde binalar depreme hazırlıklı hâle getirilebilirdi. "Türkiye Tek Yürek" diyerek halkın sırtından milyarlarca lira kazanmış olan kamu bankaları, kamu kurum kuruluşları ile yandaş müteahhitler sanki bahşediyormuşçasına kendi adlarını temizleme yarışına girdiler. İşte, bir müteahhit 3 milyar bağışlamasının akabinde devletten 3 milyar 10 milyonluk teşvik almıştır. Maalesef Türkiye'nin içinde yanıp tutuştuğu ekonomik kriz de depremle yitirilen canlar da iktidarın müteahhit aşkından bir şey eksiltmemiştir.

Deprem uzmanları, statik hesaplarda gerekli görülmese bile minimum deprem perdesi uygulanmasını tavsiye ediyor. Sizlerin perdesi ise beceriksizliğinizi, liyakatsizliğinizi, hatalarınızı, hukuksuzluklarınızı, adaletsizliklerinizi perdelemeye çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Deprem perdesi insanlara yaşam üçgeni mekânlar yaratarak depremde insanların yaşamasını hedefliyor. Sizin perdeniz ise algı operasyonlarıyla iktidarınızı idame ettirme, yaşatma çabasından başka bir şey hedeflemiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.