| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 14.03.2023 |
CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, yaşadığımız depremde gerek Adıyaman'da gerek diğer illerde yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum; şu anda hastanelerde tedavi gören tüm yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Evet, değerli milletvekilleri, büyük bir felaketi yaşadık, büyük bir yıkımı yaşadık. Bu felaketle ilgili, bu yıkımla ilgili tarihe not düşmek adına yaşadıklarımızı burada ifade etmek istiyorum. Burada benim amacım, kastım kesinlikle bir siyasi polemik içine girmek değildir ama yaşadıklarımızı da bu milletin bilmesi lazım.
Değerli arkadaşlar, böyle bir yıkımda bir şehrin unutulduğunu söylesem herhâlde buradaki hiçbir kimse inanmaz ama gerçek. Yaşadığımız depremde Türkiye Büyük Millet Meclisinde 5 milletvekiliyle temsil edilen, 700 bin nüfuslu bir şehir unutuldu. Nasıl mı? Bakınız, İçişleri Bakanlığı AFAD'la hemen deprem sonrası yapmış olduğu iç yazışmasında şehirleri tek tek sayıyor, Adıyaman yok. Yine, Ulaştırma Bakanlığı deprem sonrası hava araçları görevlendirme yazısını çıkarıyor, illeri tek tek sayıyor, Adıyaman yok. Bakınız, bu unutulan, yok sayılan Adıyaman'da Pazarcık'a sadece 10 kilometre mesafede Gölbaşı ilçemiz var, komşu bir il. Hükûmet Adıyaman'ı AFAD'da da unuttu yani Adıyaman 2 kere yıkıldı, Adıyaman'da insanlar 2 kere öldü. Biri art arda gelen depremler, bir tanesi de bu liyakatsiz kadroların, bu yazışmaları yapan niteliksiz insanların basiretsizliği yüzünden öldü. Peki, bu yazışmalar, bu unutkanlık neye mal oldu biliyor musunuz? Bu unutkanlık kurtarılma pozisyonunda olan, enkaz altında inleyen binlerce insanın ağlayarak ölmesine sebep oldu. Eğer bu iş doğru koordine edilseydi, eğer Adıyaman'ın da bu depremden etkilendiği gerçeği doğru bir şekilde koordine edilseydi belki de vefat eden binlerce insanımız bugün aramızda olacaktı ama yoklar. Peki, soruyorum size: Bu ihmali yapanlar, bu cinayeti işleyenler hakkında siz Hükûmet olarak ne yaptınız? Bütün Adıyamanlılar bunu bekliyor, ne yaptınız? Adıyaman'ı unutanları siz nasıl bir muameleyle ödüllendireceksiniz?
Arkadaşlar, değerli milletvekilleri; "Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir." dedik "Kurumlarımız var." dedik, vatandaş "Başıma bir şey gelirse devlet gelir." dedi ama yoktu devlet; AFAD'ınız yoktu, Kızılayınız yoktu. Üç gün boyunca insanlar enkazlarının başında, cenazelerinin başında kaderleriyle baş başa kaldılar aç, susuz ve enkaz altında binlerce insan donarak öldü; görüntüleri var, fotoğrafları var, kimse bu gerçekleri inkâr edemez. Enkaz altından kendi yakınlarını çıkaran insanlar, motosiklet römorklarında, araba bagajlarında cansız bedenleri taşıyıp battaniyelere sararak gömdüler, elbiseleriyle gömdüler. Yüz ellişer kişilik çukur mezarlıklar açıldı, toplu definler yapıldı. İnsanlar kendi yakınlarının peşinden bir Fatiha okuyamadılar, hiçbir dinî vecibesini yerine getiremediler. Bir ceset torbası veremediniz üç gün boyunca, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti vatandaşına 2 metre kefen veremedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Ben bir milletvekili olarak utandım, o çaresizlik karşısında, insanların o çaresizliği karşısında gerçekten utandım; Türkiye'yi yönetenler de utanmalı, hepimiz utanmalıyız bu tablodan, insanlarımıza sahip çıkamadığımız için, arama kurtarmayı, ekipmanı, araç gereci zamanında götüremediğimiz için.
Bakınız, bu ülkenin AFAD'ı var. 2023 bütçesini burada konuşurken İçişleri Bakanı açıkladı: "81 bin çadırımız var, battaniyemiz var; arama kurtarma personel sayımızı yüzde 44 artırdık, şunu yaptık, bunu yaptık." Arkadaşlar, aradan otuz yedi gün geçmiş, vatandaşa hâlâ bir çadır veremedik ya! Peki, nerede bu depodaki çadırlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Nerede almış olduğunuz arama kurtarma ekipleri? Neredeydi bunlar? Bunlar nerede arkadaşlar? Vatandaş soruyor, ben de soruyorum size: Bu çadırlar nerede? Almış olduğunuz arama kurtarma ekipleri neredeydi? Bu zor zamanda vatandaşın yanında değillerse ne zaman olacaklardı?
Başkanım, müsaade ederseniz bir iki cümle...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Başkanım, deprem bölgesi milletvekillerine yapıyoruz bu uygulamayı.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Başkanım, rica ediyorum...
BAŞKAN - Buyurun.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, genel görüşme talebimiz, gerçekten, ülkede arama kurtarmanın yeniden masaya yatırılması gerektiğidir. Bakınız, Adıyaman'da, arama kurtarma merkezini şehir merkezinin içindeki hükûmet binasının 5'inci katına taşımışlardı, düşünebiliyor musunuz? Depremler oluyor, ardı ardına kent sallanıyor, koordinasyon merkezi şehrin en büyük yıkımının olduğu Atatürk Bulvarı'ndaki hükûmet binasında; millet oturduğu yerde sallanıyor. Peki, bunu bile beceremeyen bir AFAD, bir koordinasyon vatandaşı nasıl enkazdan kurtaracak? Oturup bunları düşünmemiz lazım, birbirimize hamaset yapmaya gerek yok. Ama bu ülkenin bir gerçekliği, arama kurtarma, ekipman, araç gereç eksikliği vardır Türkiye'de.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Adıyaman'da, enkazın başında millet bir demir makası bulamadı, bir balyoz bulamadı. Bulamadı arkadaşlar ve insanlar kendi tırnaklarıyla cesetlerini çıkardılar. Kendi bireysel güçleriyle çıkarmak zorunda kaldılar, bu böyle olmamalıydı.
Bakınız, Adıyaman'da devlet başkanı geldi, şu itirafı yaptı: "Geç başladık, helallik istiyoruz." dedi. İçişleri Bakanı geldi, Valiyi sıkıştırdı, Valinin istifasını aldı. Milletin Meclisinden bir kez daha söylüyoruz: Sadece Adıyaman Valisini, bir bürokratı, siz günah keçisi olarak seçemezsiniz; onun da ihmali var, Bakanın da ihmali var, Cumhurbaşkanının da ihmali var. Eğer ihmali bulunanlar hesap verecekse hepsinin hesap vermesi gerekiyor.
Hepinize teşekkür ediyorum.