| Konu: | Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 15.03.2023 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Fon" aslında kelime olarak kullanıldığında kimi zaman yatırımcılar için kimi zaman da korumak amacıyla düşünülen bir şey. Nedir amaç? Aslında ihtiyacı olanlara yönelik kullanılabilecek bir sermaye miktarı; kimi zaman bankalar aracılığıyla yatırıma da dönüşebiliyor, kimi zaman da burada -tırnak içinde- niyet olarak korumak için düşünülebilir ama biz Türkiye'de biliyoruz ki isimlerle hazırlanan fonlar yaşamın karşılığında hiçbir zaman ihtiyaca yönelik kullanılmıyor. "İşsizlik Fonu." Bakın, isim ne güzel, İşsizlik Fonu giderek sadece işverene çalışan bir yapıya dönüştü. Siz İşsizlik Fonu'yla ilgili, işsizlerle ilgili konuştuğunuzda veya işine son verilenlerle ilgili konuştuğunuzda hiç kimse yararlanamıyor. Pandemi sürecinde Fonun birçok kalemi tümüyle sermayeye aktarıldı. Şimdi, bunu niye söylüyorum? Fonun gerçek amacına yönelik kullanılması lazım ve hep başından beri söylediğimiz gibi önlemek ve korumak üzerine olması lazım. Ne? Tekrar bu 11 il... Ya, Bingöl hâlâ ne olacağını düşünüyor; Hakkâri ne olacağını düşünüyor; o gün Batman'ı dile getirdim, ne olacağını düşünüyor; İstanbul ne olacağını düşünüyor. Türkiye'de birçok okulla, birçok resmî binayla, deprem alanlarıyla, sele karşı korunması gereken yerlerle ilgili hiçbir çalışma yok. Bu Fon buna yönelik düşünülmüş 11 il için ama şu anda bile derde derman değil, şu anda bile burada bu amaç için toplanan paraların nereye gittiği bilinmiyor. Televizyonlarda kampanya düzenlendi, ciddi para toplandı, o paranın nereye gittiği bilinmiyor. "115 milyar nerede?" denildiğinde kimse hesap veremiyor. Bugün bir açıklama yapılacak ama ne olacağı belli değil.
Bu Fonla ilgili bir diğer şey, bir cepten alınıp diğer cebe veriliyor. Ya, bir de kamu bankalarındaki miktarla reklam, alkış alırcasına "Bağış yaptım." deniliyor. Bunlar tümüyle yurttaşın, yoksulun, emekçinin cebinden çıkan vergilerdir. İlk günden beri biz diyoruz ki: Gerçek vergi sistemi olmadığı sürece, adaletli vergi sistemi olmadığı sürece, yasalar korumak, önlemek üzerine düzenlenmediği sürece yapacağınız her şey heba olmakta ve yandaşa, sermayeye peşkeş çekmeye dönüşmektedir. Neden? Bakın, bu Fonun hazırlanışıyla ilgili bir klasik tarz: Bir felaket mi çıktı, Meclise, komisyona hemen "Bir şey düzenleyelim, bir yasa düzenleyelim, bir komisyon kuralım..." Şu anda ben Deprem Komisyonundayım. Seçime kalmış altmış gün -aşağıda toplanıyor- Deprem Komisyonu toplanacak, bir şeyler çıkartacak. Ya, daha önce çıkmıştı; 99'da çıkmıştı, Düzce'de çıkmıştı, Elâzığ'da çıkmıştı, oradaki alınan kararların hiçbirine uyulmuyor. Bu, Meclise de yurttaşlara da topluma da saygısızlıktır. Şu anda yapılan ne? Tümüyle demokratik kitle örgütlerinden, sivil toplum örgütlerinden bir görüş alınmıyor, var olan bakanlıklar aynı şekilde toplanıyor ve bir Fon oluşturuluyor. Ama bu Fonun temel kurulma amaçlarından biri nedir? Bir felaket durumunda, ihtiyaç durumunda Maliye Bakanlığına bütçeyi yüzde 5 oranında artırma yetkisi verilmiş, bir diğer buna ihtiyaç duyulduğunda Cumhurbaşkanı kendi yetkisiyle bunu yüzde 5 daha artırabiliyor -bir sınır var- burada sınırsız bir yetki veriliyor, borçlanmaya sınırsız bir yetki veriliyor.
Peki, bu borcu kim ödüyor? Tekrar vergi artıracaksın, tekrar vergi koyacaksın, yurttaş, emekçi bunu ödeyecek. Zaten yurttaş perişan, mağdur, açlıkla karşı karşıya, yoksullukla karşı karşıya; yeni bir borçlanma, yeni bir yük getiriyorsun. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre, Şehircilik Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Strateji Başkanlığı... Bir fonsa bu Fonun gerçek amacına ulaşması için meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin de burada denetleyebilmesinde veya içinde yer alabilmesinde kamu açısından, gerçek amacına hizmet açısından yararı var. Yok, yasanın hazırlanma aşamasında yok, uygulanma aşamasında yok, denetim aşamasında yine yok.
Şimdi, denetim için çeşitli maddeler konulmuş -demiş ki: "Bulacağız."- bu da yurt dışından kredi almak için, borçlanmak için konulmuş. Ya, Sayıştayın daha önce ismini deprem vergisi koyduğunuz şeydeki bulduğu usulsüzlüklerle ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. 1 milyon dolardan fazla bir kayıp saptanmış, Sayıştay raporlarına düşmüş, Meclis adına da denetim yapılmış, onlarla ilgili bir işlem yapılmadı ama burada bu Fon denetimden korunacak, formalite gereği bir şey söylenecek, sadece yurt dışından para almak için kullanılacak ve yine önlemeyecek, yine korumayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye afetlerle her gün karşı karşıya, Türkiye felaketlerle her gün karşı karşıya; bunu önlemek lazım ve dinlemek lazım. Dinlenmiyor. "Ben bilirim, ben her şeyi belirlerim." tarzı daha az önce Grup Başkan Vekilimizin söylediği... Ya, Diyarbakır'da bütün kitle örgütlerinin oluşturduğu Kent Koruma ve Dayanışma Platformu dedi ki: "Bu çadır kent olmaz, Dicle Nehri'nin kenarında olmaz, ana yolun kenarında olmaz." Bir anne yaşamını yitirdi trafik kazasında; şimdi çağrı yapıyorlar, teker teker boşaltılmış yağmurdan dolayı. Az önce ben vekilime de söyledim, Adıyaman Tut'ta konteyner uçmuş, içinde insanlar var, sele kapılmış. Siz bunları fonlarla falan önleyemezsiniz, düzenleyemezsiniz. Gerçek yapılacak şey şudur: Bir an önce afet bakanlığının kurulması lazım ve demokratik kitle örgütleriyle, sivil toplum örgütleriyle beraber çalışması lazım.
Saygılar.