| Konu: | Depremde enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 16.03.2023 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli halklarımız ve cezaevlerinde bizi izleyen değerli yoldaşlarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli halkımız, halklarımız çok zor günlerden geçiyor. Depremden dolayı binlerce kişiyi kaybettik. Bununla da kalınmadı, maalesef, en son selden dolayı da onlarca insanımızı yitirdik. Şimdi, sorarlar... Yirmi bir yıldır iktidarda olan AKP hükûmetlerinin bu ülkeye reva görmüş olduğu tablo budur. Yirmi yıl iktidarda olan bir siyasal iktidar, neredeyse baştan bir ülke yaratabilirdi, bu kadar rant hâline getirilen inşaat alanı olsun, yerleşim alanları olsun, daha yaşanılabilir, daha düzgün bir yapılaşma yapabilirdi fakat yapmadılar. Maalesef, bir depremden dolayı 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik. Bununla da kalmadı, bir selden dolayı da onlarca insanımızı yitirdik ve şu anda hâlâ kayıp olan insanlar aranıyor. Bakın, bu iktidarın bu halka reva gördüğü mesele budur.
Tabii, bu Maraş ve Hatay merkezli deprem sonucunda müthiş bir yıkım meydana geldi. Bu yıkım sonucunda, 100 milyon tondan fazla bir enkazla karşı karşıya kaldı bu toplum. Bu 100 milyon tondan fazla olan enkazın kaldırılması ve halkımıza yönelik olan, reva görülen bu anlayış sonucunda çok ciddi şekilde hak ihlalleri var. Bu enkaz kaldırma çalışmaları uluslararası standartlara göre yapılmıyor. İlk yetmiş iki saatte halka elini uzatmayan bir iktidar, arkasında iş makineleriyle birlikte enkaz kaldırma çalışmaları yaptı. Peki, bu enkaz kaldırma çalışmaları ne şekilde yapılıyor? Bu enkaz kaldırma çalışması yapılırken gerçekten halkın önüne yine bir yıkım politikası konuldu. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırma Vakfına göre asbest birinci sınıf kanser yapma özelliğine sahip. Bu bölgede yapılan binaların, bu bina stoklarının büyük bir çoğunluğu bu asbesti içeren bir maddeye sahip. Aynı zamanda, bu enkazda bulunan demir, sıva ve benzeri maddeler de insan sağlığı açısından çok ciddi şekilde risk teşkil ediyor. 2010 yılında bu iktidar, asbestin kullanımını yasakladı ve bununla ilgili karar almış olmasına rağmen şu anda enkaz kaldırma çalışmaları yaparken ne yazık ki bu ölçülere uymuyor.
Bakın, en azından, enkazın kaldırılacağı yerlerde özellikle sularla vücuda giren bu maddenin önüne geçilmesi gerekiyor ve aynı zamanda enkazın, kaldırılacak olan alanların, membranlarla zeminlerin bir şekilde korunmaya alınması gerekiyor. Hiçbir şekilde bunların hiçbiri yapılmıyor. Aynı zamanda, tarım alanlarında, sulak alanlarda ve içme sularının olduğu alanlarda da asbestin bir şekilde kesinlikle oraya dökülmemesi gerekiyor. Bu iktidar ne yaptı? Halka el uzatmayan, yardıma koşmayan iktidar, bunu da rant alanına çevirdi ve mevcut olan bu enkazı kaldırırken hukuki ölçülere uymadı; Dünya Sağlık Örgütünün ileri sürmüş olduğu ölçülere uymadan bu asbesti ve mevcut olan bu enkazları kaldırdı.
Peki, başka ne oldu değerli arkadaşlar? Bakın, dün bir sel meydana geldi ve -bu enkazları su yataklarına, dere yataklarına döken bu iktidar- sellerle, mevcut olan bu kirlilik ve aynı zamanda enkaz sulak alanlara ve barajlara döküldü ve bu da gelecekte bu insanların kansere yakalanma riskini artıran bir mesele. Bu düpedüz bir cinayettir ve ne yazık ki mevcut olan bu iktidarın bu uygulamalarıyla insanlarımız cinayetle karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle, bu iktidar bu şekilde de yine bu enkazın altında kaldı, bu şekilde de Dünya Sağlık Örgütünün ve araştırma derneklerinin, vakıflarının ilkelerine uymadan mevcut olan bu enkazları kaldırmak suretiyle halka büyük bir kötülük etti. Onun için diyoruz ki bu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, biz tam bir yönetim kriziyle karşı karşıyayız. Bakın, mimarları, bilim insanlarını, siyasetçileri, aydınları hedef aldınız; yirmi yıldır, liyakatsiz ve diplomasız, bilim dışı ülkeyi yönettiniz. Karşı koyan, eleştiren, toplumun yararına olan kim varsa -bilim insanları ve aynı zamanda aydınlar, mimarlar- bunların hepsini hedef aldınız. Bu insanlar ya yurt dışına çıkmak zorunda kaldı ya da bunları cezaevine gönderdiniz. Bunun hesabını veremeyeceksiniz. Bakın, bu ülkeye, bu insanların önüne öyle bir enkaz koydunuz ki binlerce canımıza mal oldu ve bu halklar, bu insanlar sizi asla ve asla affetmeyecek; önümüzdeki seçimde sizi bu halk gönderecek.
Teşekkür ediyorum.