| Konu: | Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 21.03.2023 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; öncelikle Orman Haftası ve baharın müjdecisi Nevruz kutlu olsun.
Orman torba yasası değişikliğinin 10'uncu maddesi esasen bu yasa önerisinin omurgasını oluşturuyor, bir tür bomba niteliğindeki omurgası. Buna geçmeden birkaç saptama yapmakta yarar var. Birincisi, "asrın afeti" olarak nitelendirilen depremin üzerinden yalnızca otuz beş gün geçmişken otuz beş gün önceye alındı seçimler tek kişi iradesi tarafından. Aynı kişi, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün üniversitelerini kapattı. Meclis şimdi bir Türkiye yasası yapıyor, yalnızca onda 1 kapasiteyle yani 600 üzerinden 60 vekil yaklaşık hazır bulunarak bu yasayı yapıyor. Bu yasa, Türkiye'nin ekosistemi açısından temel bir yasadır, yaklaşık iki yıl önce burada oyladığımız Turizmi Teşvik Yasası 1'incisi, iki ay önce oyladığımız Uludağ Alanı Yasası 2'ncisi ve Meclisin kapanmasına iki hafta kala oylanacak bu yasayla -âdeta bir sac ayağı- Türkiye ekosistemi tahrip edilecektir. Neden 10'uncu madde bu yasanın omuriliğidir, omurgasıdır? Şu nedenle: Anayasa'mız; doğayı, ülkeyi, doğal kaynakları, ormanları koruyucu önemli hükümleri içermektedir. Düzenleme, denetleme ve yaptırım bir yandan, öte yandan önleme, koruma ve geliştirme, devletin ve en başta yasama organının yükümlülüğüdür. İşte, karşı karşıya bulunduğumuz felaketler ve muhtemelen, ormanları afet riskinden koruma yasası yerine ormanları afet riskine açık hâle getiren yasayı da yine bu Meclis oylayacak ne yazık ki. Bu nedenle, bu yasa ve özellikle 10'uncu maddesi üzerinde titizlikle durulmalıdır.
Bizim yaptığımız bütün öneriler Komisyonda reddedildi, müzakere bile edilmedi. Şimdi, bu açıdan bu yasanın getirdiği bu üçlü halka; düzenleme, denetleme ve yaptırım uygulama bir yandan, öte yandan devletin üçlü yükümlülüğü; önlemek, korumak ve geliştirmek biçimindeki ikili-üçlü yükümlülük dizisi bir yana bu maddeyle aslında, ormanların genel olarak değil, özünün madenciliğe açılması ve tahrip edilmesi söz konusu.
Bu madde aslında, 5 ayrı sakıncayı içeriyor, 5 başlıkta toplanabilir. Birincisi; dil, anlatım, anlam bakımından yazılmaması gereken, olmaması gereken bir yasa maddesi şeklinde yazılmış bulunuyor. Bunu ben yardımcılarıma sordum, vekillere sordum, dil bilimcilerine sordum; noktalı virgül nerede kullanılmaz? Bir sıfat ile isim ayrımı arasında noktalı virgül kullanılmaz ama burada kullanılıyor. Yani, aslında, Orman Bakanlığında bürokratlar yazmış bunu; bizim muhalefet olarak yasa önerilerinde virgülü değiştirmeye yetkimiz yok ama çoğunluğun noktalı virgülü değiştirip değiştiremediğine burada tanık olduk ve o noktalı virgülle bu yasa, 10'uncu maddenin birinci fıkrası çok farklı biçimlerde anlaşılmaya açık bir hükümdür. Bu bakımdan, maddi açıdan, içerik açısından bir yasa hükmü niteliğini taşımamaktadır bu birinci fıkra çünkü "zorunlu" diyor, noktalı virgül, "yol, elektrik, su" diyor. Böyle bir hüküm Türkçe değildir, bir kere, Türkçe değildir. Bunu belirtmek lazım.
İkincisi, ekosistemi tahrip edici bir maddedir yani hakkın özünü, çevre hakkının özünü zedelemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şöyle ki sayın vekiller, orman sınırları içerisindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, verimli orman alanları, orman parkları, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden araması ve işletilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Tamamen yasaklanması gereken bir alan, Bakanlığın izniyle madenciliğe açılıyor. Böyle bir düzenleme tasavvur edilemez. Yani yalnızca Anayasa'ya aykırılığı bir yana -madde 169, 56, 63, 13, madde 90- bu, Türkiye'ye ihanet yasasıdır, ihanet hükmüdür. Türkiye ormanlarına düşmanca yaklaşımdır ve yağma yaklaşımıdır bu. Böyle bir düzenleme yapılamaz, böyle bir düzenleme yapılamaz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hocam, yapmayın ya.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi, burada bir başka özellik madencilikle orman ekosistemi arasındaki ilişkide esasen kayırılan madenciliktir, orman ekosistemi düşünülmüyor. "Rehabilitasyon" deniliyor, orman için "rehabilitasyon" çevre hukukunda kullanılamaz. Sadece...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Süreniz bitti efendim. İlave de verdim size. Teşekkür ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, son cümlem.
BAŞKAN - İlavenizi de verdim. Sağ olun, teşekkür ediyorum Sayın Kaboğlu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yalnız hocam tam bitirememiş Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Turan, müsaade edin ben yöneteyim burayı. Rica ediyorum, lütfen.
Sayın Kaboğlu, teşekkür ediyorum size.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Yalnızca gayrimenkul için "rehabilitasyon" kullanılır.
Sayın Başkan, son nokta, son nokta, rehabilitasyon belediyeler tarafından yapılır, ranta açılamaz.