GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:77
Tarih:22.03.2023

CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Sayın milletvekilleri, bu topraklar çok pişkinlik gördü, çok yüzsüzlükle, aymazlıklarla karşılaştı ama bu dönemde şu Kızılayda yaşananlar kadar büyük bir yolsuzluk, usulsüzlük ve pişkinlikle ilk kez karşılaşıyoruz. Ya, kırk beş gündür dünya âlem şu Kızılayda yaşanan olumsuzlukları çarşaf çarşaf sergiliyor, sosyal medya yıkılıyor ama tık yok. Şimdi, AK PARTİ'li arkadaşlar şöyle bir savunma geliştiriyorlar: "Kızılay kamu statüsündeki bir kurum değil." Ya, çok ilginç, işinize geldiğinde barolara, meslek odalarına, sivil toplum kuruluşlarına müdahale edebiliyorsunuz, Demokles'in kılıcı gibi onların üzerinde her türlü ezayı cefayı uyguluyorsunuz; Kızılayda bu kadar usulsüzlüğün, ahlaksızlığın, yolsuzluğun olduğu dönemde "Biz ne yapalım? Kamu kurumu değil." diyorsunuz. Devletin kurumudur. Yüz elli beş yıllık bir tarihî geçmişi olan hayır kurumunu şirkete dönüştürdünüz, çoluk çocuk patronluk taslıyor ve bu milletin alın teriyle, vergiyle artırdıklarını kendi yandaşlarına peşkeş çekiyorlar; tık yok, hiç kimse... Büyük bir pişkinlik. Ya, siz hiç mi müdahale etmek istemiyorsunuz? Bu kurumun Onursal Genel Başkanı Sayın Erdoğan'dır; çağırıp soracak, müfettiş gönderecek "Ya, ne oluyor?" Bu insanlar, siyasetçi olmayanların onlarcası bu konuya müdahil oluyorlar. Ya, bir hayır kurumu çadır mı satar Allah aşkına ya! Bir hayır kurumu yemek mi satar Allah aşkına, konteyner mi satar Allah aşkına! Kimin malını kime satıyorsun ey Kerem Kınık, kimin malını satıyorsun! Bu ülkenin alın teriyle yaratılan o değerleri sen kendine, çoluk çocuğuna, yandaşına peşkeş çekemezsin, böyle bir hakkın yok. Derhâl istifa et! Biraz ar damarın çatlamamışsa istifa et! Yok, yüzsüzlük almış başını gidiyor! Ya, düşünün, sadece kendisi değil, şirketleşmiş; bir patron edasıyla Kızılayı yönetiyor. Şimdi, Kızılay yönetiliyor da yönetim anlayışı yanlış. Hadi, Kerem Kınık gitti, yerine gelecek adam ne yapacak? Bu tarz bir anlayış, bu yönetimsel bakış açısı hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama hiç olmazsa bir yerden başlamak lazım. Kerem Kınık suçludur, bu topraklarda "Suçlu ayağa kalk!" denildiğinde ilk kalkacaklardan birisi odur. İstifa edecek, Kızılay en azından kendine çekidüzen verecek. "Biz müdahale edemiyoruz." diyemezsiniz. Kerem Kınık oraya geldiğinde 650 Kızılay şubesini kapattırdı, 15 bin yandaşı getirip üye yaptı, yeniden dizayn etti o şubeleri, sonra geldi, güllük gülistanlık bir değer yarattı; oraya oturmuş, saltanat sürüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Hangi birini anlatalım! Ve kurulan 12 şirketin başkanı, 12 şirketin yönetim kurulu üyesi; kendisi her ay 306 bin lira, 36 asgari ücret bedeli huzur hakkı alıyor. "Ben bunu alıyorum da bağışlıyorum." Alma kardeşim, eğer bağışlayacak kadar gani gönüllüysen alma, direkt Kızılayın bütçesine kalsın. Peki, bir tek o mu? Bütün Yönetim Kurulu üyeleri her dönem üçer asgari ücret karşılığında huzur hakkı alıyorlar. Bir hayır kurumunda huzur hakkı alınmaz değerli milletvekilleri. Bu ülke topraklarında milyonlarca insan, bu hayır kurumlarında bilabedel hatta üstüne bedel de ödeyerek kesinlikle Yönetim Kurulunda çalışabilecek yüz binlerce insan var ama gelmiş Kerem Kınık. Nasıl bir insan? Nasıl bu kadar korunuyor? Bir koruma zırhının içine büründürülmüş ve Kerem Kınık orada oturuyor, büyük bir pişkinlikle, yüzsüzlükle. Kerem Kınık istifa et, istifa et, istifa et!