| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 22.03.2023 |
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.
Partimizin verdiği grup önerisi üzerine söz aldım. Televizyonları başında bizleri izleyen halklarımızı bir kez daha buradan saygıyla selamlıyorum.
Evet, AKP'nin mevcut ekonomi politikasının özelleştirme, emek piyasasını esnekleştirerek sömürme, her alanda yolsuzluk, rant ve talanı sürdürme üzerine kurulduğunu; ülkenin kaynaklarının büyük bölümünü de savaş politikalarına ayırdığını biz biliyoruz. AKP hükûmetlerinin ısrarla sürdürdüğü bu politikalardan kaynaklı, ülke büyük bir buhranın, krizin eşiğinde. Bir yandan her geçen gün değersizleşen Türk lirası, bir yandan yüksek döviz kurları, bir yandan yüksek ama ona rağmen hâlâ gerçeği yansıtmayan enflasyon ve yüksek işsizlik... Tüm bu tanımların gösterdiği tek bir şey var: Türkiye ekonomisi her geçen gün hızla büyük bir kriz ve çöküşün eşiğine gelmektedir. Türkiye üretecek, ihraç edecek, kendine yetecek bir ülke konumundan maalesef çıktı. İnsanların alım gücü düştü, hayat pahalılığı arttı, geçim zorlaştı, temel yaşam ürünlerine bile erişim imkânsız hâle geldi. İnsanlar bayramdan bayrama ancak bir kilo et alır duruma geldi. Süt, peynir, yumurta lüks tüketim ürünleri hâline geldi. Her gün yoğurda, yağa, peynire, süte zamlar peşpeşe geliyor.
Bakın, yarın 23 Mart, ramazan ayının başlangıcı. Bir çarşıya, pazara çıkın, gerçekten insanların bayram alışverişi yapacak gücü de yok, ekonomik koşulları da yok. Siz gıda fiyatlarına her gün zam üstüne zam yapıyorsunuz. Bakın, bir ramazan kolisinin fiyatında bile bir önceki yıla oranla yüzde 100 bir artış söz konusu. Düşünün, insanlar evine artık bir ramazan pidesi bile götüremeyecek duruma geldi. 300 gramlık bir ramazan pidesinin fiyatı 10 TL; düşünebiliyor musunuz, bir ekmek 10 TL olmuş durumda. Yani aslında insanlar ramazan ayını bile açlık içerisinde geçirmek zorunda kalacak. Bir tarafta israf, saltanat, rant, iktidar; diğer tarafta yoksulluk, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı; yerli ve millî ekonomi modeliniz aslında tam da budur.
Bakın, 2021 yılının sonlarına doğru AKP-MHP ittifakı yeni ekonomik modele geçildiğinin işte, büyük bir propagandayla duyurusunu yaptı. Bu modele göre ne olacaktı? Türkiye üretecek, ihraç edecek, döviz geliri ve bütçe fazlası oluşacak, istihdam hızla artacak, dış ticaret açığı ve cari açık azalacaktı. Peki, yeni ekonomi modeline yüklenen bu hedeflerin ardından iki yıl geçti, hiçbir hedef tutturulamadı, ciddi bir çöküş de beraberinde geldi. Yeni ekonomi modelinin temel hedeflerinden olan dış ticaret açığı, cari açık, bütçe açığı, modelin iddiasının aksine istikamette ilerlemekte ve tarihî rekorlar kırmaktadır. Bu kapsamda, 2023 yılı Ocak ve Şubat aylarında, sadece iki ayda dış ticaret açığı 26,5 milyar dolar arttı; 2023 yılı Ocak ve Şubat aylarında, sadece iki ayda bütçe açığı 202,8 milyar TL arttı. Bu hızla bütçe açığının 1 trilyon TL'yi geçeceği düşünülmektedir, bu da ek bütçe yapma zorunluluğunu doğuruyor. Ayrıca, 2023 yılı Ocak ve Şubat aylarında, sadece iki ayda cari açık 22 milyar dolar arttı.
Peki, Maliye Bakanı o zaman ne diyordu ya da bu "yeni Türkiye modeli" olarak pompaladığınız modele göre yani "epistemolojik bir kopuş" olarak ifade ettiğiniz, özünde ise "gerçeklerden kopuş" olarak tarif edilen ne yeni ne de bir model olan bu ucube modelin sonucunda aslında olan şey neydi? Toplumsal hiçbir sorunu çözemedi; işsizlik, yoksulluk, açlık, ekonomik kriz gittikçe arttı. Bu modelin ne olduğunu sorduğumuzda ise Maliye Bakanı halkla, toplumla dalga geçer gibi kendi gözlerindeki ışıltıyı bu modelin gerekçesi hâline getiriyordu ya da "Benim gözümdeki ışıltıya bakın, güveni buradan alın." diyebiliyordu. Yeni ekonomi modeli tüm iddiaları ve hedefleri bakımından çökmüştür. Bu çöküşün faturası ise vergilerdeki fahiş artışlarla birlikte işçinin, emekçinin, kadınların, yoksulların sırtına bindirilmiştir. Modelin tahribatlarının maliyesi yetmezmiş gibi ekonomik kriz siyasal ve sosyal gerilimlerle birlikte büyük bir buhrana dönüştü. AKP-MHP ittifakı, Türkiye'yi tarihinin en büyük miktarda faiz ödemeleri yapan ülke konumuna getirdi.
Bakın, Covid-19, deprem ve sel felaketlerinden de bir kez daha gördük ki bu talana, ranta, inşaata dayalı ekonomi büyüme modeliniz halklara yıkım getirdi, ölüm getirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - 14 Mayısta halklarımızın bunun hesabını soracağını da biliyoruz.
Teşekkürler.