GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:77
Tarih:22.03.2023

AHMET KAYA (Trabzon) - Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Orman Kanunu'nu konuşuyoruz, ben Orman Kanunu'nu konuşmayacağım ama bugün Türkiye'de hani AKP iktidarının o yapmakla övündüğü duble yollar, otoyollar var ya, o yollarda uygulanan ve orman kanunlarını geçen bir uygulamadan bahsedeceğim.

Bakın arkadaşlar, bu iktidar yıllardır yol yapmakla övünüyor, her sohbette yaptıkları yolları anlatıyorlar fakat o yollar, bugün Türkiye'nin neresine giderseniz gidin burada da gördüğünüz gibi tuzaklarla dolu. Bir iktidar, şoförlerine, milletine tuzak kurar mı? Sorumuz bu. Kurmuş arkadaşlar. Türkiye'nin her yerinde, hemen hemen her ilinde gördüğünüz gibi "EDS" adı altında yollarda tuzaklar var. Niye tuzak olarak tanımlıyorum onu birazdan anlatacağım.

Bu "EDS" nedir diye isterseniz önce ona bir bakalım. EDS "Elektronik Denetleme Sistemi" demek. "Trafik akışının kontrolünün ve ulaşım optimizasyonunun yapılması, kent yaşantısının kurallara uygun, belli, normatif yapıya kavuşturulması için ve trafikte düzeni bozan araçlardan kaynaklanan kazaların önlenerek can ve mal emniyetinin sağlanması amacıyla geliştirilen bir denetim sistemi." olarak tanımlanıyor. "Sistemin en büyük artılarından biri, yayaların can güvenliğinin sağlanmasıdır; ayrıca araç sürücülerine cezalar uygulayarak caydırıcılık sağlanmasıdır." denilerek tanımlanıyor bu EDS sistemi.

Şimdi, bakın arkadaşlar, Karadeniz'de bu "EDS" denilen uygulama bizim Giresun'da Harşit Köprüsü'yle Doğancı mevkisi arasında var. Hopa'dan Samsun'a kadar olan 512 kilometrelik yol üzerinde sadece bu 12 kilometrelik alanda bu uygulama var, bunun dışında hiçbir yerde yok. Şimdi, burası şehirlerarası yol olduğu için, bölünmüş, duble yol olduğu için buraya kadar şoför arkadaşlarımız, otomobil kullananlar 110 kilometre hızla gelebiliyorlar tam bu noktaya kadar ama bu noktaya geldiğinizde hızınız eğer 82 kilometrenin üstüne çıkarsa pat cezayı yiyorsunuz. Eğer otobüs kullanıyorsanız, kamyon kullanıyorsanız bu hızınızın 50 kilometre olması gerekiyor; bunun üstünde bir hızla gittiğiniz anda yine ceza yiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya? Yani bir kamyon şoförü, nakliyeci yük taşıyor, buraya kadar 90 kilometre hızla geliyor, buradan itibaren de şu 15 kilometrelik kısmı 50 kilometreyle geçmesi gerekiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Ondan sonra yine 90 kilometreyle gidebiliyor. Ha, şu savunulabilir, diyebilirsiniz ki: "Burası şehir içi geçişi." Hayır, şehir içi geçişi değil, şehirler arası yol arkadaşlar; şehir geçişi yok. Niye buradan 100 metre geride 90 kilometre hızla gidebilen bir otobüs şoförü burada 50 kilometre hızla gitmek zorunda? Böyle bir şey olabilir mi?

Ve o kadar ağır cezalar yazılıyor ki arkadaşlar, o kadar fahiş cezalar yazılıyor ki. Bakın, bir arkadaşım yemiş, burada yemiş, tam bu noktada 4.064 lira ceza yemiş arkadaşlar. Elim ceza kâğıtlarıyla dolu: 888 lira, 427 lira... Yüzlerce şoför burada ceza yiyor 50 kilometre hızla. E "Bu yolları yaptık." diye övünüyorsunuz "Duble yol yaptık, bölünmüş yol yaptık; yollar çok güzel." diyorsunuz ama 50 kilometre üstünde hızla giden insanlara da inanılmaz cezalar yazıyorsunuz; böyle bir şey olmaz arkadaşlar.

Ha, şunu da söyleyelim: Elbette trafik kuralları olacak, elbette bu kurallara uyulacak ama bu kurallar makul, mantıklı, uygulanabilir olacak. Siz bunu resmen bir gelir kapısı olarak görüyorsunuz. "Buradan, vatandaştan ne kadar ceza söğüşleyebilirsek, ne kadar para kazanabilirsek kazanalım." anlayışıyla Türkiye'nin hemen her yerine bu uygulamaları koymuşsunuz. Arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun; millet zaten perişan, milletin anasını ağlattınız, anasını. Milletin anasını ağlattınız; benzin zamları, mazot zamları, ÖTV'ye yaptığınız zamlar, motorlu taşıtlar vergisine yaptığınız zamlar, vergi artışları milletin zaten anası ağlamış durumda, bir de bu vergilerle, bu tuzaklarla milletin canını yakmayın.

Bakın, arkadaşlar, trafik güvenliği için hız limitleri mutlaka olmalı, uygulanmalı fakat bu uygulamalar zulme dönüşmemeli, makul olmalı, mantıklı olmalı, milletin canını yakmamalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın, tamamlayın sözlerinizi.

AHMET KAYA (Devamla) - Bakın, bu cezayı yazan bu iktidar 2010 yılında şehirler arası yollarda 90 kilometre olan hız sınırını 110 kilometreye yükseltti. Yani bir yandan hız limitlerini arttırmışsınız, öbür taraftan da belli bir hızın üstünde giden araçlara belli aralıklarda, o tuzak kurduğunuz aralıklarda da cezalar yazıyorsunuz. Gerçekten arkadaşlar bu uygulanabilir değil, bu milletin canını yakan, millete ağır bedeller ödeten uygulamayı lütfen bir gözden geçirin ve gereğini yapın diye buradan sizleri uyarıyorum. Trafik güvenliğini sağlama gerekçesiyle vatandaş tuzağa düşürülüyor diyorum. Buna dikkat edin; makul, mantıklı ve sürdürülebilir çözümler, tedbirler alarak yollarımızda seyir güvenliğini sağlayalım diyorum.

Teşekkür ediyorum.