| Konu: | Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 22.03.2023 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 422 sıra sayılı Orman Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle, herhangi bir suretle satışı yapılan orman emvalinin taşıma belgeleriyle ilgili hususların yeni teknolojik şartların paralelinde dijitalleştirilerek yeniden belirlenmesiyle ilgili değişiklik önerilmiştir. İleri teknolojilerin bu ormancılık alanında kullanılmasını yararlı bulduğumuzu ifade etmekle beraber "Bu değişikliğin orman emvalinin depolanması ve taşınması sırasındaki usulsüzlükleri ve orman kaçakçılığını önleme konusunda yararı olacak mıdır?" sorusunu da sormak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde ormancılık faaliyetleri, görüşmekte olduğumuz maddenin de esas konusunu teşkil eden daha çok odun üretimine yoğunlaşmış durumdadır. 23 milyon hektarlık alanla ülke yüz ölçümümüzün neredeyse yüzde 30'unu kaplayan ormanlarımızda ağaçların büyümesiyle yıllık 47 milyon metreküplük bir artış gerçekleşmektedir. Ülkemizin odun ham maddesi ihtiyacı bu artıştan kaynaklanmaktadır. 2017-2021 yılları arası 15,5 milyon metreküpten 32 milyon metreküpe çıkan endüstriyel odun üretimiyle ormanlarımızdaki yıllık artımın yüzde 67'si kesilir hâle gelmiştir. Özellikle tomruk, ahşap ve odun esaslı levha sektörleri arz talep ilişkilerini ve orman ekosistemine verecekleri zararı gözetmeden kapasitelerini artırmakta ve ucuz ham maddeyle kazançlarını artırmak uğruna ormanlarımızı kurban etmektedir. Diğer yandan, biyokütle enerji üretim tesislerinde odun yakmaya yönelik girişimler de ormanlarımız için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Dünya Kaynakları Enstitüsünün küresel orman değerlendirmesi raporlarına göre Türkiye'de orman örtüsündeki kayıplar ülkedeki aşırı odun tüketimine paralel olarak 2018 yılından sonra çok artmıştır. Aynı rapora göre, 2019 yılında 36 bin hektar olan Türkiye ormanlarındaki orman örtüsü kaybının 34 bin hektarının ormancılık faaliyetleri sonucu meydana geldiği görülmektedir. Kısacası, odun üretiminin orman ekosistemi üzerinde yarattığı kayıpları biz görmesek bile uydular aracılığıyla tüm dünya tarafında görülmektedir. Nitekim, tomruk ve kereste odunun 2015 yılında 40 bin ton olan ihracat miktarının 2021 yılında 354 bin tona çıkması, buna karşılık ithalatın 1,4 milyon tondan 316 bin tona düşmüş olması ülkedeki odun üretimi ve tüketimindeki yanlış politikaları kanıtlar niteliktedir.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz maddenin dördüncü fıkrasında ifade edilen orman envalinin taşıma belgesine uymak kaydıyla yüzde 10 kadar fazlalığına parası alınarak göz yumuluyor ki ormanların tamamını odunculara verseniz yok demeyecekler. Orman yok olsun, ekosistem bozulsun, ağaçlarda yaşayan canlı türleri yok olsun umurlarında olmayacak.
Bu nedenle, son yıllarda piyasanın isteklerine göre aşırı şekilde artırılan ve ormansızlaşmaya yol açan odun üretimi modelinden bir an önce vazgeçilerek odun üretimini belli bir seviyede tutmak gerekmektedir. Gelişmiş ülkeler tomruk ve kereste ithalatından gümrük vergisi almayarak bu ürünleri ithal edip işlemekte ve ürettiği mamul ürünün bir kısmını iç piyasaya vermekte, fazlasını ise ihraç ederek ülkeye katma değer kazandırmaktadır.
Değerli milletvekilleri, ormanlarımız sadece odun üretiminden değil, diğer faaliyetlerden de zarar görmektedir. 2012'de yapılan bir düzenlemeyle orman dışına çıkarılıp hazineye devredilen yerler 2/B uygulamasıyla öncelikli olarak işgalcilerine satıldı, bu alanlara villalar yapılıp büyük yerleşim yerleri kuruldu. Bunun yanında ormanlar turizm amaçlı otellere, golf sahalarına dönüştürülüyor, altın, bakır, kömür, mermer vesaire çıkarmak için maden sahası hâline getiriliyor, bunları destekleyici altyapı çalışmaları için tıraşlanıyor. Termik santraller, rüzgâr santralleri, hidroelektrik santralleri gibi enerji santralleri yine ormanlık alanlarda kuruluyor. Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2021 yılı sonu itibarıyla bu alanların toplamı 790 bin hektar civarındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, TEMA Vakfının bir çalışmasına göre Çanakkale, Muğla, Artvin ve Erzincan'ın da içinde olduğu 14-15 ilimizin ormanlarının yüzde 70'i maden sahası olarak ruhsatlandırılmış durumda. Örneğin, Kaz Dağları'ndaki ormanların yüzde 79'u madencilik amacıyla ruhsatlandırılmıştır. İktidarın kolaylaştırdığı ve çeşitlendirdiği bu tür tahsisler her yıl orman yangınlarının 4,5 katı orman alanını yok ediyor, üstelik yangınlar gibi iki üç ay sürmeyip süreklilik arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ yirmi bir yıllık iktidarında maalesef gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakabilmek ve ülkemizin orman zenginliğini daha da genişletmek için bir çaba sarf etmek yerine tam tersini yapmıştır. İyi politikalarımızla biz yaparız, az kaldı diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.