GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:78
Tarih:23.03.2023

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Ben de bizi televizyonları başında izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum ve ramazan ayının adalete, özgürlüğe, eşitliğe vesile olmasını diliyorum.

Evet, AKP eşitsiz, hukuksuz bir soygun düzeni yarattı; bu soygun düzenine, bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe karşı çıkan, muhalefet eden herkesi düşmanlaştırdı; kimi kendisi için tehdit olarak gördüyse yalanla, manipülasyonla, kumpas davalarıyla, talimatlı yargının eliyle cezalandırdı. Şu an AKP'nin yarattığı bu düzene karşı muhalefet eden binlerce siyasetçi, kadın hakları mücadelesi veren yüzlerce kadın, gerçekleri ve sadece gerçekleri yazan onlarca gazeteci maalesef cezaevinde. Biz hiçbirisinin adil, eşit, tarafsız ve bağımsız yargı kararıyla cezaevinde olmadıklarını elbette biliyoruz. Bu hukuksuz yargılamalar, tutuklamalar yetmezmiş gibi, cezaevine attığı insanlara bu sefer de cezaevlerinde kötü muamele ve işkence yapılıyor. Bakın, cezaevlerindeki uygulamalar yasaya, hukuka, mevzuatlara uygun değil. Gerçekten, Türkiye'de cezaevleri özgün ve özerktir; hangisinin hangi mevzuata, hangi yasaya göre hareket ettiği belli değil. Cezaevi müdürlerinin inisiyatifi, infaz koruma memurlarının keyfiyeti cezaevlerinde bir yönetim biçimine dönüşmüş. Aslında bunun gücünü nereden alıyor? Elbette ki AKP'nin şu anda ülkemizdeki keyfî, düşmanlaştırıcı, ayrımcı siyasetinden kaynaklanıyor, gücünü buradan alıyor. AKP dışarıda neyi yapıyorsa içerideki memurlar da aynısını siyasetçilere, gazetecilere ve muhaliflere yapıyor. Bakın, her gün ailelerden, avukatlardan, mahpuslardan onlarca başvuru alıyoruz, yaşanan hak ihlallerini anlatan yüzlerce mektup alıyoruz.

Bakın, bu hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinin başında da Patnos L Tipi Cezaevi geliyor. Gerçekten, oraya "cezaevi" demek ne kadar gerçekçi, onu bilmiyorum; neredeyse bir toplama kampı gibi, oradaki uygulamaların da toplama kamplarında olan uygulamalardan hiç farkı yok. Bakın, o cezaevi Ağrı'da açıldığında Ağrı'nın AKP'li milletvekili Ağrılılara mesaj atmıştı "Müjde, müjde; size bir tane cezaevi yapıyoruz." diye. İşte, müjde olarak verdiği cezaevi şu an hak ihlalleriyle, işkencelerle gündeme geliyor. Biz cezaevi açıldığı günden bugüne Patnos Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini defalarca bu kürsüde gündeme getirdik ama bir iyileşme söz konusu olmadı, bir adım atılmadı. Bakın, Patnos Cezaevi inşa edilmiş -hani müjde olarak verdiğiniz cezaevi inşa edildi- inşa edildiği günden beri su sorunu var yani cezaevi yapılmış, suyunun nasıl sağlanacağı düşünülmemiş. Yıllardır insanlar kuyu suyu içiyor ve bu kuyu suyu kirli, pis ve kokuyor. Onlarca mahpus bu sudan kaynaklı rahatsızlandı ve rahatsızlandığında da revire götürülmedi, hastaneye götürülmedi, insanlar bilinçli bir şekilde hastalıkla baş başa bırakıldı. Evet, "Temiz su kantinde satılıyor." deniliyor, işte mahpuslara da "Gidin, kantinden temiz su alın." deniliyor. Fahiş fiyata sular satılıyor, peki, bu sefer ne oluyor biliyor musunuz? Aileler ya da arkadaşları hani temel ihtiyaçlarını kantinde karşılasın diye mahpuslara para yatırdığında bu sefer de "Siz örgüte yardım, yataklık yapıyorsunuz." diye para yatıran insanlara dava açılıyor. Şimdi, gerçekten, bunun neresi hukuki, neresi vicdani, hangisi insani? Yani burada bir izahatın yapılması gerekiyor. Hem siz temel ihtiyaç maddelerini kantinde parayla satacaksınız hem de aileler, arkadaşları mahpuslara para yatırdığında diyeceksiniz ki: "Siz örgüte yardım, yataklık ediyorsunuz." Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Bunun izahı gerçekten mümkün değil.

Yine cezaevlerinde hak ihlalleri olarak mahpusların bize mektuplarda en fazla ifade ettikleri kitap sayısı. Ya, bir cezaevinde okuyan, düşünen insanlardan neden korkuyorsunuz? Yani kitabı sınırlandırmak ne demek? Cezaevinde de olsa düşünen insanlardan bu kadar korkan bir AKP iktidarıyla biz karşı karşıyayız. Şimdi, bütün bu keyfiyetlere, işkencelere, zulümlere karşı insanlar itiraz ettiğinde de bu sefer disiplin cezaları devreye giriyor. AKP'nin yarattığı "cezaevi gözlem kurulu" denen bir ucube var. Keyfî, kendine göre, gerçekten rehinelik durumunu sürdürmek için kurulan bir gözlemevi söz konusu. İnsanların neden infazları yakılıyor biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bakın, size sadece iki tane örnek vereceğim: Önceki dönem Ağrı Belediyesi Eş Başkanımız Mukaddes Kubilay'ın normalde 2022'nin Haziran ayında infazı bitti yani verilen cezayı yattı, bitti ama neredeyse bir yıldır tahliye edilemiyor. Gerekçe ne biliyor musunuz? Görüşmeye gelen diğer mahpusların ailelerine selam verdiği için Mukaddes Kubilay bir yıla yakındır rehin tutuluyor ve gözlemevi iyi hâl raporu vermediği için tahliye edilemiyor. Yine, Erdal Tuncel'in infazı tam 4 defadır erteleniyor. Erdal Tuncel'in infazının ertelenme gerekçesi: Fazla elektrik yaktığı ve fazla su kullandığı için infazı yakılıyor. Gerçekten, AKP bu coğrafyaya kötülük tohumları ekti; insanların aklına, vicdanına uymayan yöntemler geliştirdi, bu kötülüğü bir lanet olarak kendine miras olarak bıraktı ama bizler 14 Mayısta AKP'yi ve yarattığı bu kötülüğü bir kez daha, bu topraklardan geri gelmemek üzere defedeceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.