| Konu: | İşçi ve emekli yoksulluğuna ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 29.03.2023 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bütün çalışanları, emekçileri saygıyla selamlıyorum.
Seçimlere şurada bir şey kalmadı, kırk altı gün sonra seçimler yapılacak. Bu Meclisin çalışıyor olması hayatın olağan akışına aslında aykırı. Kırk altı gün sonra yeni bir tablo ortaya çıkacak ve yeni bir Meclis gelecek ancak Erdoğan bu Meclisi çalıştırmayı istiyor çünkü Erdoğan, büyük bir hırsla, bitmiş, tükenmiş olan devrini uzatmaya çalışıyor; yasa paketlerini seçim kampanyası paketine çevirerek umutsuzca ömrünü uzatmaya çalışıyor. Türkiye tarihinin en kritik, en karanlık, en kirli, en Kürt düşmanı, kadın düşmanı, emek düşmanı, demokrasi düşmanı ittifakını bir araya getirerek bu seçim sürecine hazırlanıyor; o kadar çaresiz bir durumdadır. Otoriter, tekçi, tek adam rejimi ve ondan beslenen tüm asalak sermaye, tarikat, yandaş takımı büyük bir telaş içinde; halkı korkutmaya, tehdit etmeye çalışıyorlar, demokrasinin kırıntılarını da eğer gelebilirlerse ortadan kaldırmayı buradan bize hatırlatıyorlar.
Demokrasi ve hukuk haklarımızı, kazanımlarımızı koruyabilmemiz, geliştirebilmemiz için bize gerekiyor. Kimsenin iki dudağı arasına kendimizi teslim edemeyiz. Demokrasi halk için neden önemli? Eğer demokrasi ve hukuk olmazsa neden aç olduğumuzun hesabını soramayız.
AKP'li yıllarda nasıl soyulduğumuzu bilerek seçimlere gitmenizi istiyorum. İşçiler, emekçiler, alın teriyle geçinen herkes, emekliler, emeği görünmeyen kadınlar ve güvencesizliğe teslim edilen gençler bu seçim sürecine hazırlanırken soyulduklarını bilmeliler. AKP'li yıllarda sizden kürekle alınıyor, sermaye sınıfına kürekle aktarılıyor; işçilere, emekçilere damlalıkla veriliyor. Bölüşüm şoku yaşanıyor âdeta ve AKP iktidara geldiğinde emeğin pastadaki payı azalırken sermaye sınıfının pastadaki payı -işte, burada görüldüğü gibi- artıyor.
Bakın, "pasta" ne demek? Bir ülkede mal ve hizmetlerin toplamı artıyorsa o ülke büyüyor demek yani pasta büyüyor demektir ve pasta büyüyor ama büyümeyi yaratan emekçiler bu pastadan sadece ve sadece küçülerek çıkıyor. Türkiye büyüyor, sermaye sınıfı, bankalar kârlarına kâr katıyor, bölüşüme baktığımızda ise bir bölüşüm şoku yaşanıyor; pastadan işçiye, ücretliye, alın teriyle yaşamını sürdürene ve kadınlara sadece ve sadece açlık düşüyor. İşte, hukuksuzluk, adaletsizlik, devlet şiddeti, basının üstündeki baskılar, işkence, otokratik rejim, tek adam rejimi bunun için var. Bu sömürü sürsün diye 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye 140 ülke arasında 116'ncı sırada. Haklar, özgürlükler gasbedilerek hükûmetin hukuka bağlılık sıralaması 140 ülkede 135'inci sırada yani sondan 5'inci sıraya gelmişiz. Neyse ki halkımız bu iktidarı gönderecek ve sonuncu olduğumuzu görmeyeceğiz.
Seçimlerin yüzü suyu hürmetine asgari ücrete zam yapılması, EYT'lilerin mücadeleyle haklarını kazanması, ancak 2000'lerin, stajyerlerin ve depremzedelerin atlanması, şimdi, emeklilerin en düşük aylığının kök aylığı üstüne bütçeden ek yapılarak 7.500 lira yapılması, emekçilerin mücadelesiyle emekçilerin yoksulluğunun seçim sandıklarına yansıyacağı kaygısıyla apar topar getirilen yasal düzenlemeler; çalışanların yoksulluğunun temeline inmeden seçim yatırımı olan bu iyileştirmeler derde deva olmayacak. İktidara gelirseniz enflasyonla geri alacağınız bu zamlar, çalışanların yoksulluğuna merhem olmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Antidemokratik uygulamalarla, sınırsız emek sömürüsüyle, adaletsizlikle, hukuksuzlukla, militarist politikalarla çalışan yoksulluğuna son verilemez ve ILO'nun 28 Martta yayınladığı Türkiye ve Suriye depremi raporlarında da görüldüğü gibi çalışanların deprem nedeniyle daha da yoksullaştığı ve 11 ilde artan çalışan yoksulluğu ve işsizlik sebebiyle yaşanan sorunlara da çözüm üretilemez. Dolayısıyla artık gölge etmesinler, başka ihsan istemiyoruz. Halkın dayanışması, gerçek bir demokrasi, hukuk ve adaletin tesisiyle demokratik bir Türkiye yaratılarak çalışanların, emekçilerin alın teri ancak savunulabilir diyoruz. Evet, Türkiye tarihinin en karanlık, en kirli, en kadın düşmanı, emek düşmanı, totaliter yapıya sahip ittifakını kurdunuz; halkımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz ve bütün sandıkları yeşillendireceğiz, bunu da buradan ifade etmek istiyorum.