| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27'nci Dönem yasama faaliyetlerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 30.03.2023 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu Parlamentoda, özellikle bu dönemde gündem dışı 12 konuşma yaptım, 12'si de Artvin'le ilgiliydi, bugün farklı bir konuşma yapacağım. Bugün Meclisi yöneten Haydar Akar'ın da bu Meclis konuşmasından bilgisi yok, ben bugün Haydar Akar'ı konuşacağım. Neden? Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinde 24'üncü Dönemden bu tarafa doğru beraber milletvekilliği yaptığımız ve bugün eğer herhangi bir aksilik olmazsa Parlamentoyu son kez yöneten, benim beraber yol yürümekten büyük onur duyduğum Haydar Akar'ı anlatacağım.
Değerli arkadaşlarım, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı diye tabir edilen, 93'teki o büyük savaşta büyük dramlar yaşandı Kafkasya'da. Kafkasya'da yaşanan dramlarda, özellikle benim seçim bölgemde, Artvin'de, Batum'da Müslüman Türkler, Gürcüler ne yazık ki bu savaş ve bu Rus mezalimi nedeniyle topraklarını terk ettiler; kalktılar, Anadolu'nun içlerine akın akın göç ettiler, 1 milyonu aşkın Müslüman Anadolu'da değişik yerlere göç ettiler. Bugün bu Parlamentoda oturan Haydar Akar'ın ailesi de dedesi de o tarihlerde kalktılar, ta Kocaeli'ne geldiler. Kocaeli'de Kartepe diye tarif edilen, aynı bizim coğrafyaya benzeyen yani insanı mert, doğası sert olan, yeşil, engebeli bir araziye geldiler, yuvalarını kurdular. O dönemde, dedesi Sefer Ağa geldi, oraya yerleşti. Hemen oranın altında bir köy var Şirinsulhiye diye, onun üzerinden geldiler, Kartepe'ye yerleştiler.
Kartepe'de bir yer kurdular, yaşam kurdular, çocukları oldu, hayatlarını devam ettirdiler. Çok önemli bir olaydı -burada birçok siyasi konuşma yaptım, bu tamamıyla duygusal bir konuşmadır, ben de nasıl tamamlayacağımı bilemiyorum- ve burada Sefer Ağa'nın 4 çocuğu oldu. Bir kardeşini de Sinop'ta bıraktı; o kadar dramatik ki seferberlik dediğimiz o dönemde, o yaşadığımız acıların içerisinde ve arkasından, onun çocukları oldu, onun çocukları oldu ve onların içerisinde büyük dedesi Mustafa Akar mesela... Arada başkası da var, Haydar da var ki büyük dedesinin adını koyuyorlar. Mustafa Akar ormancı, ormanı seviyor, doğayı seviyor. Bir çocuğu doğdu -Haydar'ın babası- ilginç doğum tarihi, 10 Kasım 1938 yani bizim burada olmamıza vesile olan Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm tarihinde Haydar'ın babası doğdu. Dedesi en çok onunla övündü "Onun öldüğü tarihte bu doğdu." diye. Arkasından, o çiftin 4 çocuğu oldu, evlendi, 4 çocuğu oldu. Babası Celal Akar Kocaeli Adliyesinde Yazı İşleri Müdürü olarak kırk beş yıl çalıştı, onuruyla emekli oldu. Ben de kendisini tanıdım, birçok kere elini öptüm; bu Parlamentoya da geldi, şu arkaya oturdu, oğlunu seyretti gururla yani öyle bir olay. Bunu neden anlatıyorum? Daha sonra oğlu Haydar, ilkokulu, ortaokulu, liseyi okudu, gitti Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olan ODTÜ'nün Fen Edebiyat Fakültesinde Matematik Bölümünü dereceyle bitirdi ve ondan sonra siyasi yaşama atıldı, özel yaşamında, ticaret yaşamında büyük başarılar elde etti.
Şunu gördük: Cumhuriyet, bir ilçenin en ücra köyündeki ortalama bir memurun çocuğu ile -dün Mahmut Tanal'la konuştum, bir çobanın çocuğu- benim gibi bir çiftçinin çocuğunu getirdi, 6'ncı Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün oğluyla, 2'nci Cumhurbaşkanı İnönü'nün torunuyla şu masalarda beraber oturttu; nur içinde yatsın Mustafa Kemal Atatürk.
Bugün, burada, Haydar Akar bu Meclisi son kere yönetiyor, o nedenle dedim ki gitmeden önce ona bir şeyler söyleyeyim, şanına yakışır şekilde onu uğurlayalım diye. Burada birçok siyasi tartışmalar oldu, bazen birbirimizi kırdık, bazen birbirimizi...
HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa) - Yeni dönemde bir daha gelecek inşallah.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Bunu neden dolayı dedim? Bazı arkadaşlar bilmiyorlar, Haydar Akar geçen yıl itibarıyla "Ben bir daha milletvekili adayı olmayacağım." diye kamuoyuna açıkladı, sizler bilmediğiniz için diyorum.
O nedenle, bir anlamda Artvin kökeni var -Klaskur'dur köyü, Artvin Borçka'nın çok güzel köylerinden bir tanesidir- bu konuşma Artvin Milletvekili olarak bana yakışır dedim. Burada bulunduğumuz süre içerisinde milletvekili olarak yan yana, omuz omuza çalıştık. Çok çalışkan oldu, kibarlığından, zarafetinden, dostluğundan hiç kaybetmedi. İlk geldiğimiz günü hatırlıyorum, tertemiz geldik, üzerimizde en güzel giysilerimizle geldik. Aradan on iki yıl geçince o elbiseler belki eskidi ama Haydar açısından şunu söyleyeyim: O elbise hiç kirlenmedi, üzerine hiç toz değmedi. (CHP sıralarından alkışlar)
O anlamda diyorum ki: Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, arkadaşların olarak -inanıyorum ki diğer arkadaşlarımız da bu konuda hemfikir olacaklardır- hakkımızı helal ediyoruz, ayağına taş düşmesin, gözüne yaş değmesin, Allah yolunu ve bahtını açık etsin. Bundan sonraki yaşamında çocuklarınla, güzel kızlarınla, saygıdeğer hanımefendi eşinle, damatlarınla ve gelecek torunlarınla beraber sonsuza kadar güzel ve umutlu yaşa diyoruz. Motorları başka alanlarda maviliklere sürelim.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)