GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:82
Tarih:30.03.2023

HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli halklarımızı ve cezaevlerinde bizi izlemekte olan bütün arkadaşlarımızı ve yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, uygulamada "infaz yakma" olarak da bilinen cezaevi idare ve gözlem kurullarına ilişkin olan yasa 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girdi. Peki, bu beraberinde neleri getirdi? Bu, tamamen hukuksuzlukları beraberinde getirdi; bu uygulamalarla aynı zamanda keyfî birtakım uygulamaları da beraberinde getiren bir düzenleme sistemidir. Bu uygulamalarla birlikte hapishane idareleri ancak mahkemelerin karar verebileceği nitelikte kararlar vermeye başladı yani Anayasa'nın 138'inci ve 142'nci maddelerinde yer alan halkların adına yargılama yapabilecek olan mahkemelere ilişkin olan yargılama sistemi tamamen cezaevi idare ve gözlem kurullarının kararları hâline geldi. Burada, yine bunun da açıkça Anayasa'ya aykırı bir durum olduğunu belirtmekte yarar var.

Bakın, koşullu salıverme tarihi geldiği hâlde salıverilmeyen ve rehin tutulan mahpuslar var. Ya, bunların sayısı binlere yakındır, binlerce kişi var bu şekilde. Türkiye'de birçok hapishanede bu yönetmelikle kendilerine verilen bu yetkileri kötüye kullanan cezaevi idareleriyle biz karşı karşıyayız. Ya, o kadar çok farklı uygulamaları söz konusu ki bakın, mevcut olan bu yetkiyi ne şekilde kullanıyorlar: Bu yetkinin gerekçelerinden bir tanesi cezaevi gözlem kurulları. Mahpuslar "Çok kitap okuyorsun." diye bu şekilde bir cezayla karşı karşıya kalıyorlar, "Çok kitap okuyorsun..." Yani "Kitap okuma." deniliyor. Diğer tarafta "Halay çekiyorsun..." Halay çekme bir gerekçe olarak belirtilmiş. "ALES sınavına girmedin." diye... Ya, sınava girmeyen bir mahpusa ilişkin verilen karar var bununla ilgili.

Pişmanlık... Yani "Sen pişman mısın değil misin?" diyor. Bakın, otuz sene cezaevinde yatan... Ve şunu da belirteyim, bütün halkımız bilsin, halklarımız bilsin: Devlet güvenlik mahkemeleri döneminde, hukuksuz olan bu mahkemeler tarafından verilen kararlar var. Otuz senedir mahpuslar cezaevinde. Otuz senesini cezaevinde geçirmiş olan kişi sonradan kurulun önüne getirilip "Sen pişmanlık duyuyor musun duymuyor musun..." Ya, böyle bir şey, böyle bir hukuksuzluk olabilir mi, böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? Kişiyi otuz sene haksız bir şekilde mahkûm etmişsin. Devlet güvenlik mahkemeleri şu anda şeyde değil, kaldırılmış mahkemeler ve otuz sene ceza veren o hâkimlerin büyük bir kısmı FETÖ'den dolayı ihraç edildi. Bu mahkeme kararlarının hiçbirinde yeniden yargılama sistemi kurulmadı ve bu insanlar otuz sene cezaevinde tutuldu. Bu insanlara diyorsunuz ki: "Siz pişman mısınız değil misiniz?" Bu devlet güvenlik mahkemelerinin ve şu anda mevcut olan, daha önce de özel yetkili olan mahkemelerin düşünce suçu nedeniyle vermiş oldukları kararlar var. Kitap yazıyor, makale yazıyor; cezaevine atıyorsunuz, "Propaganda yaptınız." diyorsunuz, sonra da gelip diyorsunuz ki: "Pişman mısınız?" Ya, böyle bir hukuksuzluk, gerçekten böyle bir ahlaksızlık olabilir mi?

Fazla su tüketmek gerekçe olarak gösteriliyor. Ya, insani ihtiyaçlara dahi getirilen ceza sistemi var, hakların iyi niyetle kullanılıp kullanılmadığına dair gerekçeler var. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir ülkede yaşıyoruz biz.

Bakın, bu konuyla ilgili basına düşen birkaç örnek vereceğim size: Bolu F Tipi Cezaevinde vertigo, mide ülseri, astım, bel fıtığı ve ağır hasta olarak yatan Ferit Orak olumsuz rapor nedeniyle tahliye edilmiyor yani bu raporlar engel teşkil ediyor.

Yine, Kocaeli Kandıra T Tipi Kadın Cezaevinde tutulan Songül Bağatır; otuz yıllık cezası bitmesine rağmen "Pişman mısın?" olgusu dayatılıyor ve bunu kabul etmediği için tahliye edilmiyor.

Bir diğer olay, İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan 66 yaşındaki barış annesi Hanse Bulut; tahliyesine üç gün kala buna ilişkin komisyonun vermiş olduğu bir rapor var, bundan dolayı tahliye edilmiyor. Yani bu insanlara "Pişman mısın değil misin?" dayatması yapılıyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir hukuksuzluk olabilir mi? Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi?

Bakın, pandemi döneminde getirmiş olduğunuz bu infaz yasasından dolayı siyasi mahpusların hepsini cezaevinde tuttunuz. Kadın katilleri ve aynı zamanda ırz düşmanlarının hepsini çıkardınız ve siyasi mahpuslar kaldı. Yani böyle ikili bir sistem olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Bakın, bununla ilgili ben hukuki bir değerlendirmeyi de sizinle paylaşmak istiyorum: Türk Ceza Kanunu'nun 7'nci maddesinde ne deniliyor? "Suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun arasında eğer bir farklılık varsa sanığın lehine -yani cezayla karşı karşıya kalan kişinin- hangi uygulama varsa o uygulanır." deniliyor. Ya, siz bu kanunu 2021 yılında çıkardınız. Bu kişiler, bu mahpuslar ta otuz sene önce ceza almış, ta otuz sene önce sizin bu hukuksuzluklarınızla karşı karşıya kalmış ve cezaevinde; otuz senesini cezaevinde geçirmiş. O dönemdeki Ceza Yasası'na göre suç teşkil etmeyecek ve böyle bir muameleyle karşı karşıya kalınmayacak bir mesele. Bu nedenle de biz bu araştırma önergemize destek vermenizi bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum.