GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:82
Tarih:30.03.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Kamuoyuna "emeklilere verilen bayram ikramiyelerini ve en düşük emekli aylığını yükselten teklif" olarak duyurulan 19 maddelik yeni bir torba kanun teklifini görüşüyoruz. 8 ayrı kanunda değişiklik öngören torba kanun teklifi diğer yandan yüksek yargıya mensup başkan ve üyelerin özlük haklarını iyileştiren düzenlemeleri de içeriyor.

Ayrıca, teklifte yer alan maddeler arasında geçici işçilerin çalışma sürelerinin uzatılması da bulunuyor. Kamuoyunda ifade edildiğinin aksine geçici işçilerin sürekli işçi kadrolarına atanmaları öngörülmüyor; belli koşullar altında, gelecekte gerçekleşme imkânı getiriliyor yalnızca.

Birinci bölümde öne çıkan maddeler arasında Kore Savaşı'na ve Kıbrıs Barış Harekâtı'na katılan muharip gazilerin maaşlarının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi de yer alıyor. Bu çerçevede, aziz şehitlerimizi hatırlamanın, muharip gazilerimize hak ettikleri saygıyı sunmanın, bu vatandaşlarımızın dul ve yetimlerine sahip çıkmanın hem vicdani hem de kanuni bir sorumluluk olduğunu hatırlatmak isterim.

Görüştüğümüz teklifin hazırlanma süreci, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ne denli çarpık bir yapı oluşturduğunu da ortaya koyuyor. Kanun teklifini Plan ve Bütçe Komisyonunda sunan Sayın AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin söylediği üzere, Sayın Cumhurbaşkanının bir televizyon programında en düşük emekli maaşını artırmaya yönelik açıklamasından ilham alınmasıyla kanun teklifinin hazırlanmış olması yüce Meclisimizi sarayın seçim vaatlerini tasdikleyen makam hâline getirir. Çok eleştirdiğimiz bu sistem bile bu kadar kötü olmamalı, bu kadar kötü de işletilmemeli aslında. İşte, tam da bu nedenle, İYİ Parti olarak biz güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyoruz. Millet İttifakı olarak da seçimlerden sonra güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Şüphesiz ki demokrasi bir rekabet ortamı oluşturuyor, seçmene karşı siyasetçiler de doğal olarak kendilerini beğendirmeye çalışıyor, gücünü kaybeden iktidarların seçim öncesi görüştüğümüz tekliflerine benzer popülist düzenlemeler yapması bu nedenle de doğal karşılanabilir ancak bu, vatandaşın içinde bulunduğu zorlu koşulların sadece seçim öncesi dikkate alınması samimiyetsizlik göstergesidir, millete de hakarettir. Biz İYİ Parti olarak her türlü zorluğa rağmen devletinin yanında olan yüce Türk milletinin her zaman yanında olacağız. Kamuoyu araştırmalarında AK PARTİ'nin oyları baş aşağı gittikçe kesenin ağzı açılıyor, Meclisin gündemine panikle yeni teklifler geliyor; yaşasın demokrasi diyelim o zaman.

Değerli milletvekilleri, yüksek enflasyondan muzdarip milletimizin önemli bir kısmını oluşturan emeklilerimizin rahat bir nefes almasını sağlamalıyız. Ana amaç bu olmalıyken biz görüştüğümüz torba kanun teklifinde başka hedeflerin olduğunu görüyoruz. İYİ Parti olarak bundan önce de gerek ilgili komisyonlarda gerekse de Genel Kurulda kanun teklifleri görüşülürken yetersiz ve eksik bulduğumuz hususları milletimizin haklı talepleri doğrultusunda dile getirdik. Çalışanların, emeklilerin mağdur edilmesine razı olamayız. Asgari ücretin açlık sınırının üstünde olmasını, en düşük emekli maaşının da asgari ücrete eşit olmasını ve diğer emekli maaşlarının kademeli bir şekilde yükseltilmesini sürekli dile getiriyoruz, tekliflerde bulunuyoruz. Tekliflerimizin Cumhur İttifakı'nca reddedildiğini üzülerek ifade etmeliyim. Lütfen, önergelerimizi hazırlarken milletimizin menfaatleriyle hareket ettiğimizi unutmayın. Vakit en kıymetli değerdir; AK PARTİ, memleketin kaynaklarını kötü kullandığı gibi yirmi yıllık zamanı da ön yargıları ve inadı uğruna verimsiz bir şekilde harcadı. Muhalefetten gelen önerilerin sürekli reddedilmesi ve bu usulün tercih edilmesi ne emeklilerimize ne de çalışanlarımıza menfaat sağladı. İstişare etmenin en iyi yol olduğu ve doğruya ulaşmadaki önemi biliniyor. Buna rağmen, AK PARTİ iktidarının kendi bildiğini okumaktan vazgeçmediğini kaydetmek zorundayım. Hem kendisi kaybetti hem ülke kaybetti.

Teklifin içeriğinde birçok farklı konuda değişiklik yapılıyor; en düşük emekli maaşının 7.500 liraya yükseltilmesi ve emeklilere verilen bayram ikramiyelerinin 2 bin liraya çıkarılması dikkat çekici olanları. Bu düzenlemeleri, vatandaşlarımızın lehine bir sonuç doğurduğundan dolayı destekliyoruz ancak iktidarın ekonomideki asıl sorunu olan yüksek enflasyonu görmezden geldiğini belirtmeliyim. Enflasyona karşı gerçekçi çözüm politikaları geliştirmek yerine, algı yönetiminde bulunmak için halkımızın en alt dilimde olanlarının durumu günlük önlemlerle düzeltiliyor görüntüsü veriliyor. En düşük emekli maaşının 7.500 liraya yükseltilip diğer emekli maaşlarının kademeli yükseltilmemesi aslında toplumun büyük bir bölümünün vasatta birleştirilmesi anlamına geliyor. İktidar, alım gücünde meydana gelen erimeye karşı yapıcı bir çözüm sunmuyor. Çalışanların yüzde 60'dan fazlası asgari ücrete, emeklilerin yarısından fazlası 7.500 liraya mahkûm edildi. Diğer yandan, AK PARTİ'nin en düşük emekli maaşını bu yeni artışla asgari ücrete yaklaştırdığı tezi ve vatandaşlarımızın rahat bir nefes alabileceği yönünde oluşturmaya çalıştığı algı da son derece hatalı ve acımasızdır. Ülkemizde asgari ücretlilerin refah içinde yaşıyormuş sanılması AK PARTİ'nin halktan ne kadar koptuğunun bir göstergesi. Asgari ücretli vatandaşlarımızın açlık sınırı olan 9.500 liranın altında ücret aldıkları unutulmamalı, yoksulluk sınırı 31 bin lira oldu.

AK PARTİ ülkemizi maruz bıraktığı ve mahkûm ettiği hayat pahalılığı karşısında bile milletimize yaptığı kısıtlı artışları lütuf gibi görmeye devam ediyor. Kendilerini, sanki milletin patronu olarak konumlandırmakta sakınca görmüyorlar. AK PARTİ siyasetçilerinin bilinçaltlarının yansıması olan çok sakıncalı ve sağlıksız bulduğum bu durumun aksine, siyasi iktidarlar asla ve asla, kendilerini milletin patronu olarak göremezler. Milletvekilleri milletimizin hizmetkârı olarak seçilmişlerdir ve bu amaçla görev ifa etmektedirler. İktidar milletvekillerinin kendilerini patron olarak değerlendirmeleri aziz milletimizin verdiği emanetin kutsiyetini ve mahiyetini anlamamış olduklarını gösterir. Yapılması gereken refahın yükseltilmesi için çalışmaktır, iktidar ise herkesi vasatta birleştirmeyi başarı sayıyor.

Samimiyetten uzak, seçim kazanmak için yapılan bu düzenlemelerin bir de mali boyutu bulunuyor. 2023 yılı için bütçe teklif edilirken açık 661 milyar lira olarak öngörüldü, 566 milyar lira sadece faiz ödemelerine ayrıldı, ocak ayından beri bütçe disiplinini bozan kanunlarla birlikte bütçe açığı katlanarak arttı. Ekonomik istikrarı bulunmayan, güven oluşturamayan iktidar gitgide daha yüksek faizler karşılığında para bulabiliyor. 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam iç borç stoku 6 trilyon 700 milyar liradır. İç borç stokunun önemli bir kısmı döviz ve enflasyona endekslenmiş durumda, hem enflasyon hem de dövizdeki yükselişler ciddi bir tehdit oluşturuyor. Kısa vadeli dış borç stokumuz 153 milyar dolar; ayrıca, 2022 yılı dış ticaret açığı 110 milyar dolar. Bu rakamlara bir de 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin getirdiği 104 milyar dolarlık maliyet eklendiğinde üretim odaklı, planlı, disiplinden taviz vermeyen bir mali politikanın şart olduğu ortaya çıkıyor.

Değerli milletvekilleri, sözlerimin sonunda, deprem, yangın, sel gibi afetler karşısında veya tehlikeli salgın hastalıkların önlenmesi sırasında yapılan çalışmalarda üstün yararlılık gösteren Türk vatandaşlarına Üstün Fedakârlık Nişanı Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası ve yabancılara verilmesiyle ilgili de ifade de bulunmak isterim. Yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sırasında ve sonrasında görevini ve makamını suistimal eden ve hâlâ istifa etmeyen Kızılay Başkanına söz konusu madalyanın verilmesi akıllardan bile geçmemelidir eğer bu madalya bu şahsa verilirse gök kubbe başınıza yıkılır. Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası'nın tevcihi bir kurul tarafından objektif kriterle belirlenmeli, devletimizin saygınlığına ve itibarına gölge düşürülmemelidir.

Teklifin geneli, vatandaşımızın lehine düzenlemeler içeriyor ancak ifade ettiğim üzere düzenlemeler yetersiz ve yeni adaletsizlere neden olacak şekilde seçim paniğiyle hazırlanmış durumda. Bu yönleriyle kanun teklifinin toplumun hakiki gereksinimlerine ve beklentilerine karşılık vermeyeceğini belirtir, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.