| Konu: | Kuzey Atlantik Antlaşmasına Finlandiya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 30.03.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Bugün Finlandiya'nın NATO'ya katılımına dair konuşma yapmak üzere partim adıma söz almış bulunuyorum.
Konuşmamın hemen başında, Kahramanmaraş merkezli depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet ve bütün milletimize tekrar başsağlığı diliyorum. Rabb'im ülkemizi her türlü tehlikeden ve afetten muhafaza etsin ve bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumları olduğu üzere İsveç ve Finlandiya 18 Mayıs 2022 tarihinde NATO'ya üyelik başvurusunda bulunmuş ve bu süreçte 28 Haziran 2022 tarihinde Madrid'de NATO Zirvesi öncesinde anılan ülkelerle üçlü mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bu çerçevede, adı geçen ülkelerden mutabakat zaptında yer alan taleplerin yerine getirilmesi ve ülkemizin meşru güvenlik hassasiyetlerine saygı duyulması gerektiğini beklediğimizi deklare ettik. Tabii, biraz evvel burada söz alan değerli konuşmacılar, bu süreç içerisinde NATO mutabakatının genişlemesini, NATO süreçlerinin içerisindeki yaşananları, bugün şu anda Ukrayna'da yaşadığımız savaşı ve burada Rusya'nın tutumundan dolayı insanların şu anda sıkıntı çektiğini ve hayatlarını kaybettiğini dile getirdiler. Tabii, tarihsel anlamda baktığımızda, Finlandiya ve İsveç, NATO üyeliği konusunda tarafsızlık noktasında duran, üye olmak istemeyen bir duruş ortaya koymuşlardı ancak son gelişmeler neticesinde üye olmak istediklerini ve buradaki güvenlik şemsiyesi altında yer almak istediklerini dile getirdiler.
Biraz evvel dile getirdiğim gibi, Türkiye, daha önce NATO üyesi olarak gerçekten üstüne düşen sorumlulukları üst seviyede yerine getirmesiyle -NATO paktı içerisinde, NATO üyeliği çerçevesinde önemli katkılar sağladı- belki de en önemli katkıları sağlayan ülkelerden biridir. Bu durumda, tabii ki ülkemizin ve milletimizin güvenlik kaygılarını giderecek ve milletimizin her bir üyesinin can güvenliğini sağlayacak olan ve sağlaması gereken adımların atılması konusunda, doğal olarak bizim de bir NATO üyesi olarak bu üyelikten birtakım beklentilerimiz ve isteklerimiz olmuştur. İşte, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu sağlam duruş sayesinde, mutabakat altına alınan bu taleplerimizle ilgili olarak Finlandiya ve İsveç Hükûmetleri tarafından birtakım adımlar atılmıştır. Bu noktada Finlandiya'nın ortaya koymuş olduğu somut adımlar ve uygulaması -ki burada özellikle uygulama noktasının altını çizmek istiyorum- bizler için bugün burada alacağımız karar noktasında destekçi olmuştur, şevklendirici olmuştur.
Tabii, biliyorum, Finlandiya'dan bizleri izleyen ve takip eden, gerçekten yüksek sayıda insan var, temsilciler var, basın var. Burada söz alan partilerin sözcülerinden görüyoruz ki kahir ekseriyetle Türkiye Büyük Millet Meclisinden "kabul" oyuyla geçecek dolayısıyla onlara da bizim de onayımızla beraber "NATO'ya hoş geldiniz." diyebiliriz aslında bir şekilde.
Terör örgütlerine katılım, teşvik, teröre yardım ve tahrik unsurlarının suç olarak düzenlenmesi ve bu düzenlemelerin hayata geçirilmiş olması, Finlandiya'nın İsveç'ten ayrıştırıcı, olumlu anlamda ayrıştırıcı bir duruma gelmesine sebebiyet vermiştir. Tabii,bununla beraber Finlandiya makamlarının kışkırtıcı eylemlere müdahale ederek terör örgütünün, PKK terör örgütünün ve onun uzantısı olan PYD ve YPG'nin flamalarının veyahut da paçavralarının ortada kullanılmasına izin vermemeleri, bu anlamda bizlere olumlu bir takım şevklendirmeler getirmiştir.
Türkiye olarak bizim mücadelemiz teröre karşıdır. Bütün dünyada terör örgütlerinin ayrım gözetmeksizin insan hayatını hedef aldığını ve insanları öldürdüğünü; terörün kimlik ayırmadan, etnik köken tanımadan, dinî tercih veya mezhep seçimi gözetmeksizin yalnızca ve yalnızca insan canına kastettiğini hepimiz biliyoruz. Bizim Türkiye olarak, maalesef, uzun yıllardır terörle verdiğimiz mücadele çok nettir ve açıktır. Gönül isterdi ki böyle bir mücadelemiz olmasın ama ülkemizin, milletimizin birliğine karşı kastedeceklerle, kastedenlerle sonuna kadar mücadele etmek ve bizimle beraber bir müttefiklik içerisinde bulunanlardan da aynı desteği beklemek hakkımızdır, milletimiz adına hakkımızdır diye düşünüyorum.
Çok değerli milletvekilleri, tabii ki bu süreç içerisinde çeşitli istişareler, çeşitli görüşmeler yaptık; İsveç makamlarıyla da görüştük, Komisyonumuza İsveç Dışişleri Bakanı da geldi, kendisiyle de uzun görüşmeler yaptık. Ortaya koyduğumuz duruş nettir; terörle mücadele konusundaki kanuni değişiklikler ve mutabakat metnine girmiş olan terör örgütleriyle -ki PKK-PYD/YPG ve aynı zamanda Türkiye'de FETÖ olarak değerlendirilen ve adlandırılan terör örgütüyle- mücadele konusundaki beklentilerimiz net ve açıktır.
Bu noktada, bu atılımları, bu açılımları ve bu adımları atmış olan Finlandiya karşısında sözümüzün gereği olarak attığımız bu adımı bu akşam hep beraber ortaya koyuyoruz. Tabii, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu noktadaki birtakım açıklamalarını, yaptığı açıklamaların mekânlarını eleştiren arkadaşlarımız da oldu ama Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimiz ve milletimiz adına yapmış olduğu açıklamaların tarihteki yeri bellidir.
Bu anlamda, baktığımızda, tabii, şunu da söylemeden edemeyeceğim: Maalesef ve maalesef, İsveç makamları harekete geçmek konusunda ve bu harekete geçmeyi de bir şekilde uygulamaya koymak konusunda yavaş kalmışlardır. Bu bizi üzmüştür çünkü biz, NATO'nun açık kapı politikasını ve genişleme politikasını desteklediğimizi her zaman dile getirdik; biz bunları AK PARTİ hükûmetleri olarak da dile getirdik, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak da her zaman dile getirdik. Bunu tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yüce kürsüsünden bir kere daha kayıtlara geçirmek üzere söylüyorum. Bizim, hiç kimse için "NATO'ya üye olsun, olmasın" gibi bir duruşumuz yok ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve onun vatandaşlarının, bu aziz milletin haklarını, güvenliğini savunmak ve onların hayatlarının garanti altında olmasını sağlamak bizim her birimizin görevidir.
Burada Finlandiya'yla ve NATO süreciyle ilgili sözlerimi tamamlayarak 27'nci Dönemin Altıncı Yasama Yılının artık sonuna gelmiş olduğumuz dönemde de bazı düşüncelerimi ve duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, bugün Meclisimizin Başkan Vekili olarak görev yapan Sayın Haydar Akar Beyefendi'ye teşekkür ediyorum hem yönetimi dönemi içerisindeki hem de Meclis Başkan Vekili olarak görev yaptığı dönem içerisindeki katkılarından dolayı. Kendisiyle 24'üncü Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğine başladık, kendisinin de benim de artık yavaş yavaş görevlerimizin son noktalarına doğru geldiğimizi tahmin ediyorum. Ben kendisiyle yaptığım özel görüşmede kendisinin durumunu duymuştum; tabii, bizim de AK PARTİ olarak -biliyorsunuz- bir 3 dönem kuralımız var, bu noktada da partimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleri doğrultusunda bu şekilde görevlerimizi ifa ettik.
Aziz milletimize, bize vermiş olduğu sorumluluk ve bize vermiş olduğu bu yüce temsil görevi dolayısıyla huzurlarınızda bu yüce kürsüden tekrar teşekkür ediyorum.
Aynı zamanda, şunu dile getirmek isterim, ailevi anlamda da sizlerle paylaşmak istediğim çok kısa bir anekdot var: 1970 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi 50'nci yılını kutlarken benim rahmetli büyükbabam İlyas Kılıç yine bu aziz çatının altında milletvekiliydi; 2020 yılında pandemi şartları altında, maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100'üncü yılını idrak etmek durumunda kaldığımızda ben buradaydım dolayısıyla bu anlamda da bir duygumu dile getirmiş olmak istedim sizlere.
Buradan da bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapmış, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hizmet vermiş, aziz Türk milletine elinden geldiği ölçüde emek vermiş tüm milletvekillerine, Rahmetirahman'a kavuşanlara rahmet diliyorum, hayatta olanlara uzun ömürler diliyorum. Tabii ki...
SALİH CORA (Trabzon) - Haydar Bey'e teşekkür etmiyor musun Sayın Bakanım?
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Devamla) - Haydar Bey'e çoktan teşekkür ettim Salih Bey yani sen de kendi kendimize söz, laf atıyorsun.
BAŞKAN - Salih Bey, kaçırdın sen o kısmını, ben tekrarlarım sonra.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Devamla) - Bu anlamda, necip Türk milleti adına emek verdiğimiz bu çalışmalarımızda hepinize ve hepimize güç, kuvvet diliyorum. Sizlerle beraber görev yapmış olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum ve ümit ediyorum ki buraya gelen her milletvekilimiz aziz milletimiz için bu çalışmalara bu hassasiyetle devam edecektir.
Tekrardan, bugün akşam görüştüğümüz ve oy kullanacağımız Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki atacağımız adım hayırlara vesile olsun diliyorum ve hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Hayırlı akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)