| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU (S.S.:426) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 14.03.2013 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yürütme maddesi üzerine tam da yürütmeyle ilgili bir konuşma yapacağım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Sayın Canikli, yorulmayasınız diye ben söyleyeyim. Her konuşmamızdan sonra çıkıp burada "Belge varsa konuşun.", "İçi boş iddialar.", "Mahkeme böyle karar vermişse biz ne yapalım?" gibi konuşuyorsunuz ya, tabii, her şey işte öyle dediğiniz gibi olmuyor maalesef.
Bir kere ülkede bağımsız yargı kalmadığı için ona güvenmiyoruz, artı açılan davalarla ilgili şu ana kadar AKP'yle ilgili bir sonuç çıkmadığı için de yine güvenmiyoruz.
Tabii, "yolsuzluk" dediğimiz zaman biz burada, illaki bir mal alıp, çalmak, götürmek anlamına gelmiyor, bir de yandaşa haksız kazanç sağlamak da, bu milletin, tüyü bitmemiş yetimin hakkının verilmesi de bir yolsuzluktur.
Şeker fabrikaları özelleştirildiğinde değerinden ucuz gittiği söylendiği zaman nasıl Sayın Başbakan iptal ettiyse? O da bir yolsuzluktu, gitseydi. Şimdi de burada da yapılan uygulamalarda, birçoğunda öyle. Biz getirdiğimiz zaman karşı çıkıyorsunuz.
Şimdi, yolsuzluk ne demek? Türk Dil Kurumu diyor ki: "Bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma." Dünya Bankası diyor ki: "Kamu gücünün özel çıkar için kullanılması." Birleşmiş Milletler de diyor ki: "Kamu ve özel kuruluşların karar verme mekanizmalarındaki yozlaşma ve bozulma." Peşkeş çekme nedir? Yine Türk Dil Kurumu diyor ki: "Bir malın bedava ya da değerinin çok daha altında bir fiyata birine uygunsuz yollardan verilmesi." Şimdi, geçenlerde en zenginler açıklandığı zaman şöyle bir şey okuduk: "Türkiye Avrupa'daki en zengin 2'ncilere sahip ama aynı zamanda Avrupa'da en zengin fakirlere de sahip bir ülke."
Erzincan'da örneğin -ben adaletle ilgili söyleyeyim- TOKİ yapılıyor, TOKİ'lere iki belediye başvuruyor, belediyenin bir tanesi yarım saatte başvuruları kabul ettiriyor, diğer belediyemiz -CHP'li belediye- on beş gün süre, artı bir gün daha uzatıyor ama Valiliğe şikâyet olduğu zaman, vatandaş şikâyet ettiği zaman Valilik "AKP'li belediyeyi soruşturmaya gerek yok." diyor ama CHP'li belediyeyi -aynen Başkanın da söylediği laf- "Gidin savcı temizlesin." diyor. İşte, yargınız da bu.
Tabii, ben burada şimdi ne Kütahya Şekerden ne Bitlis'teki Tekel Fabrikasından ne İstanbul'daki Likör Fabrikasından ne Emlak Konuttan ne borsadan ne metrobüsten ne marketlerden ne de KİT Komisyonundan bahsedeceğim. Beni asıl burada ilgilendiren Aras EDAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili. Biliyorsunuz Aras EDAŞ özelleştirildiği zaman 10 firma başvuru yapmış, daha sonra 7 firma kalmış, 7 firmanın 5'i de çekilmiş, burada kalan 2 firma yarışa giriyorlar. Firmanın bir tanesi 49 milyon 600 bin dolar veriyor -Kiler Grubu- Aşkale Çimento da 15 milyon 158 bin dolar veriyor. Yani başta zaten veriliş şekline baktığınız zaman bir şeyler var. Daha sonra dolaşıyor geliyor. Tabii, daha sonraki çağırmada 108 milyon 500 bin ABD dolarına satılıyor. Yalnızca, değer tespitinden sonra 128 bine çıkıyor, 500 bin lira artırılıyor; ona veriliyor zaten. Danıştay 13. Dairesi bunu bozuyor ama ne hikmetse, sağlıkla ilgili olsun, diğer yasalarla ilgili olsun, hangisiyle ilgili olursa olsun, Danıştay dairelerinin bozduğu bütün kararları, İdari Dava Daireleri tam tersini bozuyor, Hükûmetten taraf veriyor. Burada da aynısını yapmış ve altına da bir açıklama yapmış, diyor ki: "Burada kayıp kaçak oranı yüzde 29, dolayısıyla, zarar ettiği için bu verdiği para fazladır." Bir kere, orada rekabet kurulu kesinlikle oluşmadan bu ihale yapılmış. Burası geniş bir alan; Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır katılıyor buraya. Tabii, burada yapılırken, işin ilginç tarafı, Erzurum'daki görüşmelere giderken Kiler Grubundan kimse gitmiyor, Çalık Grubu Başkanı Ahmet Çalık gidiyor. Buradaki görüşmeleri bizzat kendisi orada yönetiyor ve orada, alınması gerektiği yönünde çalışmalar yapılıyor. Tabii "Çalık Grubu" dediğimiz zaman hemen kızıyorsunuz ama bununla ilgili duyumları da biliyoruz.
Sayın Bakan geçen bir açıklama yapıyor, diyor ki: "Kayıp kaçak oranını yüzde 7,5'a düşürdü. Kendilerini tebrik ediyorum." Çalık Grubuna övgüler diziyor. Demek ki orayı aldığı zaman orada da yüzde 29'u indirecek, orada da iyi bir kâr edecek. Yine aynı şekilde, oradaki sendika yetkilileri ve tüm şeylerle karşılaştığınız zaman, en az 3 katı değerde satılması gerektiği söylenirken bu fiyata satılıyor.
Şimdi, Aras EDAŞ'ın satılmasında buradaki mağduriyet, artı orada getirilen kâra bakıldığı zaman ve daha önce şeker fabrikasının iptal edilmesine baktığımız zaman, otoyolların iptal edilmesine baktığımız zaman kafamızda soru işaretleri var. Üstelik mahkeme kararı açıkladıktan sonra, daha itiraz süresi dolmadan, hemen, Özelleştirme Kurulu bunu daha mahkemeye gitmeden yayınlıyor ve resmîleştiriyor. Bu konuda tabii düşüncemiz şu: Demek ki şeker fabrikası özelleştiğinde iptal ediliyorsa ucuza gittiği zaman, otoyollar özelleştiğinde ucuza gittiği zaman iptal ediliyorsa ama burası iptal edilmiyorsa -ki bu kadar ucuza gittiği hâlde- o zaman alanlardan şüphelenmek lazım. Alan kişilere göre muamele edildiğini düşünüyoruz.
Biz bir an önce bu konuda çalışma yapılmasını ve bunun da Sayın Başbakan tarafından geri döndürülmesini istiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)