GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Üniversitelerdeki akademik kadro sorunları ve yaşanan mağduriyetler hakkında grubumuz adına verilen genel görüşme önerimiz üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle akademisyenlerin sorunları konusunu tüm önergelerin önüne alarak görüşülmesini sağlayan çok değerli Grup Başkan Vekilimiz Sayın Özgür Özel'e özellikle tüm akademisyen meslektaşlarım adına çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bir akademisyen olarak her fırsatta üniversitelerin, akademisyenlerin sorunlarını komisyonların ve Genel Kurulun gündemine taşıdım ancak kanun tekliflerimiz, araştırma önergelerimiz gündeme dahi alınmadı, kabul edilmedi, ortak bir çözüm ortaya konulmadı. Değerli milletvekilleri, geldiğimiz aşamada özellikle 2018 yılından itibaren bu yönetim sistemiyle birlikte -her zaman söylüyorum- oldukça derinleşen kurumsuzlaşma, liyakati ortadan kaldıran kadrolaşma ve kamu yönetimdeki vasatlaşma sürecinde en büyük tahribat eğitimde ve özellikle de üniversitelerde yaşandı. Keyfî tercihlere göre atanan rektörlerle, yine yukarıdan aşağıya keyfî tercihlerle oluşturulan idare ve yönetim yapısıyla mevcut kanunları dahi uygulamayan ve daha ilerisi, liyakatsiz kadro süreciyle keyfî ve sorunlu bir sürecin önü açıldı. Üniversite yönetimlerinin kişisel tercihlerine göre verilen kadro ilanlarıyla birlikte, atamalar da akademik nitelikten uzak, liyakatten uzak, keyfî ve kişisel tasarruflarla yapılmaya devam etti. Şeffaflıktan ve kurumsallaşmadan uzaklaşılmasıyla da üniversitelerde akademik kurullar neredeyse tamamen işlevsiz hâle geldi. Akademik kadrolar kurumun ihtiyacına veya akademik niteliği yükseltme önceliğine göre değil de belirli kişilerin kadroya alınmasına yönelik olarak... Çok sayıda bu yönde örneklere hep beraber şahit olduk, işte, hepiniz biliyorsunuz; eş dost, akrabaya ve kişiye özel kadro ilanlarıyla, hepimiz bu şikâyetlerle karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, bugün üniversitelerimizde yaşanan en büyük sorunlardan, mağduriyetlerden biri de unvan ve kadro sorunu. Bundan detaylı olarak genel görüşme önerimizde bahsettik ancak kısaca belirtmek gerekirse...

Bakın, değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekmek istiyorum; doçent ve doktor öğretim üyesi unvanını almış ve yükseköğretim kurumlarında görev yapan bu öğretim üyeleri, ilgili üniversitenin tüm akademik yükseltme kriterlerini sağlamalarına rağmen, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen kadro hakkından mahrum bırakılıyorlar. Yaklaşık 20 bin akademisyenimiz üniversite yönetimlerinin keyfî uygulamaları ve kişisel tercihleri nedeniyle görev yaptıkları üniversitede hak ettikleri doçent ve doktor öğretim üyesi kadrolarını alamıyorlar.

Bakın, değerli milletvekilleri, bizim dışımızda dünyanın hangi ülkesinde "doçent unvanlı araştırma görevlisi" "doçent unvanlı öğretim görevlisi", böyle bir unvan karmaşası vardır, sormak istiyorum sizlere? Bu karmaşa nedeniyle hak ettikleri kadroları alamayan akademisyenler çok ciddi sorunlar ve mağduriyetler yaşamaktadırlar, özlük haklarında büyük kayıplar var. Bakın, doçent unvanı alıyor ama kadroya atanamadığı için gerekli bir akademik çalışma ortamı bile sunulmuyor; akademik ve idari kurullarda görev alamıyorlar, fakülte ve bölüm kurullarına katılamıyorlar, derece, maaş, ek gösterge, yeşil pasaport gibi özlük haklarını alamıyorlar. Dahası, doçent kadrolarına atanamadıkları için profesör kadrolarına geçemiyorlar ve uzun yıllar beklemek zorunda kalıyorlar.

Yine, başka bir sorun, değerli milletvekilleri, işte, yine o rektörlerin keyfî atamalarıyla birlikte Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, birçok üniversitede kişisel, keyfî, gerekçesiz, hukuksuz olarak birçok akademisyen akademik ve idari görevlerinden uzaklaştırıldılar.

Diğer bir konu vakıf üniversiteleri. Bu üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için biz burada kanun çıkardık. Peki, neden uygulamıyor bu üniversiteler? YÖK bu konuda hiçbir denetim başlatmadı ya da başlatmış olduğu denetimleri sonuçlandıramadı ve akademisyenler büyük mağduriyetler yaşadı.

Diğer bir sorun, KHK'yle hukuksuz ve gerekçesiz görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenler. Şimdi, mahkeme karar verdi; haklarında takipsizlik kararı var, görevlerine iade kararı verdi, yine o üniversitelerin keyfî yöneticilerinin inisiyatifiyle görevlerine başlayamıyorlar.

2017 yılında başlatılan 100/2000 YÖK Doktora Programı. Bakın, bunu hep birlikte destekledik. Neydi bu program değerli milletvekilleri? Bu programla -çok önemli- kamu ve özel sektörün nitelikli bilim insanı ve araştırmacı ihtiyacının karşılanması için 100 önemli tematik alanda 2 bin doktora araştırmacısı belirledik. Evet, seçilmiş bu araştırmacılar. Peki, ne oldu son altı yılda, hiç sordunuz mu? Bakın, bu programın bütün hedeflerinden uzaklaşıldı ve özel olarak seçilen bu araştırmacılar ciddi mağduriyetler yaşadılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - İzninizle Başkanım.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şu an asgari ücretin altında burs alıyorlar ama benim için daha önemlisi, bu araştırmacılar, bu seçilmiş araştırmacılar istihdam ve kadro sorunları nedeniyle, yine o liyakatsiz yöneticilerin inisiyatifiyle kadrolara atanamıyorlar.

Değerli milletvekilleri, peki, YÖK ne yaptı bütün bu akademisyenlerin karşılaştığı sorunlar karşısında? YÖK bir görev ihmali yaparak gerekli önlemleri almadı. Bu nedenle, üniversitelerde akademik unvanlarını kazanan ancak idarenin keyfî tasarrufları nedeniyle kadrolarına, hak ettikleri kadrolarına atanamayan akademisyenlerin sorunlarının araştırılması, objektif kriterlerin belirlenmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi, kişisel ve idari tasarrufları ortadan kaldıracak tüm önlemlerin alınması için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bir genel görüşme önergesi verdik ve bütün gruplardan bu önerimize destek istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Sayın Başkanım, özür dileyerek bir dakikanızı daha almak istiyorum.

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ediyorum anlayışınız için.

Evet, değerli milletvekilleri, bu dönemin sonuna geldik. Yeni yasama döneminde bu yönetim sisteminin yukarıdan aşağıya sirayet eden kişisel, keyfî uygulamalarına özellikle de tüm üniversitelerde bir son vereceğiz; zaten yok hükmünde olan YÖK'ü kaldıracağız, yerine gerçek anlamda görev yapacak bir planlama ve koordinasyon kurulu kuracağız.

Ben buradan bütün bilim insanlarına, akademisyenlere seslenmek istiyorum: Hak ettikleri kadrolarda keyifle bilimsel çalışmalarını yapmaları için gerekli olan tüm kanunları burada Cumhuriyet Halk Partisi olarak Meclis gündemine getireceğimize söz veriyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)