GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2017-2018 ve 2019-2020 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017-2020, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020, T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2019-2020, Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş.'nin 2019-2020, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün 2019-2020,Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık A.Ş.'nin 2020, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'nin 2019-2020, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2019-2020 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:84
Tarih:04.04.2023

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KİT Komisyonu olarak 27'nci Dönemde yoğun bir mesai harcadık, bu mesailer sonunda muhalefet şerhlerimizi ve raporlarımızı Komisyon Başkanlığına sunduk ve itirazlarımızı yapmamız üzerine de geçen hafta Komisyonda öncelikle bu itirazlarımız görüşüldü. İtirazlarımız oy çokluğuyla reddedildi. Bunun üzerine de bu hafta bu itirazlarımızın Sayın Genel Kurulca değerlendirilmesi amacıyla Genel Kurula tevdi edildi. KİT Komisyonu, bildiğiniz üzere, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kurulan kamu iktisadi teşekküllerini yani yüzde 50+1'i devlete ait olan kuruluşları ifade ediyor. Ben konuşmamda, itiraz ettiğimiz kurumlardan Et ve Süt Kurumu ve vaktim yeterse Türk-Sudan İş Birliği Anlaşması üzerine birkaç söz söyleyeceğim.

Değerli dostlar, Et ve Süt Kurumu hayvancılık sektöründe düzenleyici ve destekleyici rol oynayan bir kamu iktisadi teşekkülüdür, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'den yetkilerini ve sorumluluklarını alır. Peki, Et ve Süt Kurumu denetleyici ve düzenleyici yetkilerini kullanabiliyor mu? Bana sorarsanız ve Sayıştay raporlarını dayanak yaparsak vallahi de beceremiyor, billahi de beceremiyor. Kurumdan, hayvan besleyen memnun değil, hayvan kesen de memnun değil, süt sağan da memnun değil, süt satan da memnun değil, et yiyip süt içen de Kurumdan memnun değil. Onlar memnun olmadığı gibi halkımızın bu Kurumla ilgili herhangi bir olumlu düşüncesi de yok, düzeleceğine dair hiçbir öngörüsü mevcut değil. Milleti et kuyruğunda, süt kuyruğunda bekleten Et ve Süt Kurumunun mali durumu nasıl? Gelin hep birlikte ona bir göz atalım.

2019 yılında Kurum mal alımlarının yüzde 96,9'unu yurt içi alımlar, yüzde 3,1'ini yurt dışı alımlar olarak gerçekleştirmiş. Bir önceki yıla göre yurt dışı mal alımlarında yüzde 973 oranında azalış olmasına rağmen, çok büyük bir yatırım yapmamasına rağmen, et kombinaları inşaatlarına fazla para harcamamasına rağmen ve bütün bunların üstüne hazineden 274 milyon lira sermaye aktarımı yapılmasına rağmen Kurum 2019 yılını 34,7 milyon lira zararla kapatmış. Yine, Kurum 2019 yılından 2020 yılına ise 3,1 milyar lira borç devretmiştir. Bu borcun yüzde 79'u yani 2,5 milyar lirası bir yılda ödenecek banka kredisi borçlarıdır. Peki, Kurum çok kısa bir süre olan bir yıl içinde ödeyeceği banka kredilerini yaptığı faaliyetlerle, ürettiği mal, sattığı hizmetlerle mi karşılayabilmiş? Hayır. Banka kredisini ödeyebilmek için yeniden banka kredilerine başvurmuş. 2020'de peki Kurum düzelmiş mi? Gelin hep birlikte buna da bir göz atalım.

Kurumun 2020 yılındaki yurt içi alımları bir önceki yıla göre yüzde 85 azalmıştır. Kurum 2020 yılında büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatı yapmamıştır. Kurumun üretimi 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 27 oranında azalmasına, yatırımların gerçekleşme oranı sadece yüzde 16 olmasına, Kurumun aktifteki stok oranının yüzde 77'den yüzde 45'e inmesine rağmen Kurum 2020 yılında da kâr edememiş ve 2020 yılını da 223 milyon lira zararla kapatmıştır. 2020 yılındaki zararla birlikte Kurumun birikmiş zararı 2020 yılı sonu itibarıyla 880 milyon lirayı aşmıştır, eski parayla 880 trilyon lira. Kurumun esas sermayesi 1 milyar 304 milyon liradır. 2020 yılı sonunda Kurum, öz kaynaklarının üçte 2'sini kaybetmiş duruma gelmiştir. 2020 yılında batma aşamasına gelen Kurum 2021 yılında rahat bir nefes almış mı? 2021 yılını da şöyle bir değerlendirelim.

Kurum 2021 yılında 1.614 personel istihdam etmiş, 894 milyon liralık alım yapmış, 1 milyar 323 milyon liralık üretim gerçekleştirmiş ve 1 milyar 776 milyon liralık da satış yapmıştır. 2021 yılında da yurt dışından canlı hayvan ithal etmemiştir, 3 harflilere zararına satış yapmamıştır, elindeki 1 milyarlık stoku da yıl sonunda 323 milyona düşürmüş yani elinde ne var ne yok satmış, ticari alacakları da azalmıştır. Yani alacaklarını da tahsil etmiş ama bütün bunlara rağmen Kurum, 2021 yılında da yine kâr edememiş ve 2021 yılını daha da artan bir zararla, 521 milyon lira zararla kapatmıştır. 2021 yılındaki zararla birlikte Kurumun birikmiş zararı, toplam zararı 1 milyar 402 milyon lira olmuştur. Konuşmamın başında söylemiştim. Kurumun ödenmiş sermayesi 1 milyar 304 milyon lira. 2021 sonu itibarıyla Kurumun zararı ise 1 milyar 402 milyon lira yani Kurum, Et ve Süt Kurumu 2021 yılı sonu itibarıyla öz kaynaklarının tamamını kaybetmiş ve Kurum eksiye girmiş, eksi 91 milyon lira içeridedir. Kurum, bilanço sorununu hizmet üretip, mal satıp, para kazanmak yerine bu sorunu sermaye artırımıyla ve hazineden alacağı yardımla çözmeye çalışmıştır yani taşıma suyla değirmen çevirmeye çalışmıştır ama bu da mümkün değildir. Kurumun şimdiki durumuna bakacak olursak Kurum, Türk Ticaret Kanunu'na göre 2021 sonu itibarıyla teknik olarak iflas etmiştir. Bunun sebebi kötü yönetimdir, yönetememektir. Bunun sebebi "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğiniz tek adam rejimidir. Ama şundan eminim ki Et ve Süt Kurumu size de söz, 15 Mayısta senin için de baharı getireceğiz.

Değerli milletvekilleri, bir diğer KİT kurumu da -Sudan'la anlaşma olan- Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi. Bu şirket, 2013 yılında başlayan bir maceranın yani Sudan'da tarım yapma macerasının sonucu doğmuş, kurulmuş bir şirkettir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında Trakya büyüklüğündeki tarım arazisini ekmeyi bırakırken maalesef, TİGEM; Sudan gibi, Nijer gibi ülkelerde macera aramaya başlamış, olmayacak duaya âmin demiş, bunun neticesinde de bir sürü masraflar yapılmış, bir sürü emek sarf edilmiş ama Sudan'da henüz, daha on yıla yakın zaman olmasına rağmen, 1 tane maydanoz bile yetiştirememiş; hâlen de bu maceraya devam etmekte, hâlen gerek TİGEM üzerinden gerekse bu şirket üzerinden masraflar yapmaya devam etmekte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA TUNCER (Devamla) - Başkanım, ek süremiz oluyor mu?

BAŞKAN -Buyurunuz efendim.

MUSTAFA TUNCER (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Kurulan bu şirketin yüzde 80'i TİGEM'e, yüzde 20'si ise Sudan Tarım Bakanlığına ait. 12.500 dönümlük bir pilot çiftlik kurulması amaçlanmış, bununla ilgili Sudan devletinden arazi talep edilmiş. Sudan'da önce darbe olmuş, darbeden sonra işlemler tamamen kesilmiş, daha sonra darbenin peşinden bir arazi tahsis edilmiş. Demişler ki: "Siz gidin, şurada, bu tarımı yapın." Ama arkadaşlar, tahsis edilen arazi, taş ve kayadan oluşan... Tarım toprağının bulunmadığını, kesinlikle tarıma elverişli olmayan bir arazinin olduğunu TİGEM oraya heyet gönderdiğinde öğrenmiş ve bunun üzerine demiş ki: "Bize tekrardan yer tahsis edin."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA TUNCER (Devamla) - Ama bugüne kadar bir gram yer tahsis edilmemiş. Maalesef bu şirket de hiçbir şey yapmamasına rağmen faaliyetine devam ediyor.

İtirazlarımızın kabulünü Sayın Genel Kuruldan arz ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)