GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:85
Tarih:05.04.2023

HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli halklarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Ülke gündeminin kuşkusuz en önemli meselelerinden bir tanesi de yargıya güvenin olmaması ve ne yazık ki siyasal iktidarın yargı üzerindeki baskısı. Şimdi, tabii, eğer siyasal iktidarın yargı üzerinde baskısı olmasaydı, eğer yargıya güven olsaydı ve eğer yargı yargılığını, yargıçlar yargıçlığını yapmış olsaydı Türkiye'de bugün şu meselelere kesinlikle birer çözüm olurdu, neydi bu: 50 bin insan toprağa girdi, 50 bin insan enkaz altında kaldı, ihmaller söz konusuydu, kasıtlar söz konusuydu; hiçbir kişi istifa etmedi ve Allah'ın bir kulu hakkında bir soruşturma açılmadı. Onlarca faili meçhul -yani faili belli olan- olay var, bunlara ilişkin bir tane soruşturma açılmadı ve buna ilişkin bir soruşturma yok. Eğer yargıya güven olmuş olsaydı bugün, ülkede bir soğan 8 liradır, o soğan 8 lira olmayacaktı ve ekonomiye güven olacaktı, toplumsal güven olacaktı. Bunlar olmadığı için, siyasal iktidarın baskısı olduğu için yargı yargılığını yapamıyor ve hukuk devleti de tesis edilemiyor.

Bunun yanı sıra bir diğer mesele, yargı sistemi siyasi araç hâline getirilmiş durumda. Bakın, Anayasa Mahkemesi bu yargı sisteminin en başında yer alan ve hukuk devletinin ilkelerini sağlamlaştıran ve sağlamlaştırması gereken bir mahkeme olmasına rağmen bu fonksiyonunu yerine getirmiyor. Anayasa Mahkemesinin tarihsel misyonu ve vizyonu parti kapatmayla ilgilidir; tarihe baktığınız zaman, kurulduğu günden bugüne kadar onlarca partinin kapatılmasına imza atmıştır. Anayasa değişikliği yapıldı, buna rağmen yine bir kapatma davasıyla biz karşı karşıyayız. Bakın, Anayasa Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi hakkında açılmış olan davada özellikle seçime giderken önemli kararlara imza attı. Bakın, onlarca kişi şu anda cezaevinde; cezaevlerinin doluluk oranı yüzde 90'ın üzerindedir, şu anda onlarca siyasi mahpus var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları var, bunlara uymayan, bunları yerine getirmeyen bir Anayasa Mahkemesinden bahsediyoruz. Anayasa Mahkemesinin önünde aynı zamanda Halkların Demokratik Partisinin kapatma davası yani bize açılan bir kapatma davası söz konusu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kapatma davası açıldıktan sonra, yardımın kesilmesine ilişkin 2 defa talepte bulundu ve delil yetersizliğinden dolayı reddedildi öncelikle. Daha sonra ne oldu? Kapatma davasıyla ilgili olmayan, alakası olmayan bir gizli tanık dinletildi ve bu kaynak gösterilerek hazine yardımının verilmemesine dair bir karar verildi. Daha sonra yapılan itiraz sonucunda bu karar geri alındıktan sonra çok önemli bir gelişme yaşandı, halkımız bunu çok net bir şekilde bilsin: Bakın, bu hazine yardımının Halkların Demokratik Partisine verilmesine ilişkin olan karardan sonra, hesaplardaki blokenin kaldırılması yönünde oy veren bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri yürütme tarafından yani saray tarafından aranarak aynen şu söylendi: "Size çok güveniyordum. Hesaplardaki blokenin kaldırılması yönünde nasıl oy kullanırsınız?" Bu iddia basına yansıdı. Eğer bu iddia doğruysa biz korkunç bir durumla karşı karşıyayız. Bakın, bunu iktidar partisi de tekzip etmedi, yalanlamadı, buna ilişkin herhangi bir beyanda da bulunmadı.

Buradan biz saraya da sesleniyoruz, şu anda salonda olmayan -sandalyeleri boş şu anda, koltukları boş- AKP Grubuna da sesleniyoruz: Siz baskı uyguladınız mı, uygulamadınız mı?

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Kendi grubuna bak.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - 13 kişi var, 13 kişi ya!

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Saraydan Anayasa Mahkemesi üyeleri arandı mı, aranmadı mı? Bu konuda biz açıklama istiyoruz. Anayasa Mahkemesi üyesinin açıklamaları var. Eğer böyle bir açıklama varsa bu skandaldır ve buna ilişkin biz derhâl açıklama bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, seçime giderken bir partiye yönelik verilen bir karardan dolayı küçük ortakları her grup toplantısından sonra açıklamalarda bulunuyor, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı harekete geçiyor. Peki, bu, yargıya baskı değildir de nedir? Peki, bu iddiaya karşı sizin bir sözünüz var mı? İşte, bütün bunları araştırmak ve böyle bir durum var mı, yok mu; bunu ortaya çıkarmak için bu görev de Parlamentoya düşüyor. Biz, bu nedenle seçime girerken bu durumun araştırılmasını istiyoruz. Bunun altında kalmayacağız. Bakın, biz bunun hesabını soracağız. Halklarımız bunun hesabını önümüzdeki seçimde size soracak. Hangi baskıyı uygularsanız uygulayın, hangi taraftan telefonlar giderse gitsin biz bunun hesabını size soracağız.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)