| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 103'üncü yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ile günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 23.04.2023 |
DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri, aziz milletim, ideal ve değerlerimizin taşıyıcısı çocuklarımız, evlatlarımız; hepinizi bu 23 Nisan günü en derin saygılarımla selamlıyorum.
İki bayramı bir arada idrak ediyoruz. Bayramlar bir süre devam eden sıkıntının, zorluğun, derdin, kederin, cefanın neticesinde ulaşılan aydınlıktır. 3'üncü gününde olduğumuz Ramazan Bayramı bir ay süren bir orucun mükâfatıdır, 23 Nisan günü de aynen böyledir. 23 Nisan egemenliğini kaybetmemek üzere canını vakfeden bir milletin yıllar süren cefasının, egemenliği, bağımsızlığı, kendi kaderini tayin edişinin kutlamasıdır. Kendi kaderi için söz söyleme hakkını bu Meclisin varlığıyla teminat altına alan milletimiz, asırlar boyu en yüce hasleti hâline gelen bağımsızlığını, egemenliğini kutlamak için bugünü vesile etmiştir. Bugün "Yeniden söz milletin." denen gündür. Yüz üç yıl önce milletimizin bir taraftan, vatanını bölmek isteyenlere "İstiklal!" diye haykırdığı, diğer taraftan da can verdiği, egemenliğini hiçbir kişi ya da zümreye devretmeyeceğini beyan ettiği, "Yeter!" dediği gündür. Tüm bu açılardan değerlendirirsek bugün maalesef tarihi geriye doğru Büyük Millet Meclisi kendi eliyle akıtmış durumdadır. Kendi yetkilerini maalesef kendi eliyle sınırlandıracak bir referandumla beraber Türk milletinin demokrasi talebini, daha fazla hürriyet talebini "sınırsız yetki, sıfır denetim" mantığı içerisinde bir kişiye emanet etmiştir. Demokrasi tarihi, kademe kademe keyfî rejimlerin sınırlandırılması ve denetlenmesinin tarihidir. Oysa bizim tarihimiz 16 Nisan referandumundan itibaren aksi istikamette işlemiştir. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin en temel vazifesi problemleri demokratik kanallara aktaramayışıdır; milletimizin ızdıraplarını, milletimizin beklentilerini maalesef Büyük Millet Meclisi kürsüsünde çözüm üretemiyor olmayışımızdır. Türkiye'de problemi fiilen çözmenin yegâne bir yolu vardır, o da bir kişinin kadrajına problemi sokabilmekten geçmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 103'üncü yılında, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında bir tarihî değerlendirmeyi yapmak mecburiyetindeyiz; bir idrak tazelemesine, bir şuur tazelemesine bugünü vesile kılmak mecburiyetindeyiz. Zamanın ruhunu yakalamak, tarihin temposunu yakalamak için önümüzde bir büyük vazife vardır. Türkiye maalesef yirmi yıldır kaynaklarını kötü yöneten bir ülkedir. Denetim yapamadığı için, başta Büyük Millet Meclisi siyasi denetim yapamadığı için, idari, adli ve kamuoyu denetimi yapamadığı için kaynakları heba olmuştur. Büyük Millet Meclisi, maalesef öncelikleri verememiştir, milletin ızdırapları bu kürsüde ses olmasına rağmen bir sonuca gidememiştir. Bunun en net göstergesini de bugün, kendi beceriksizliklerini "asrın felaketi" diyerek aklamaya çalışanların beceriksizliği neticesinde bir fiyaskoya dönüşen deprem vesilesiyle gördük. Hem bölge milletvekilleri hem diğer illeri temsilen milletvekilleri depremle ilgili bu kürsüde pek çok kez uyarı yapmışken maalesef burada bir iradeye dönüşmemiştir. Millî irade şampiyonluğu yapanlar, burada millî iradenin üzerine, "Kayıtsız şartsız milletindir." denilen iradenin üzerine kayıt da düşmüştür, şart da düşmüştür. O açıdan, değerli milletvekilleri, aziz milletim ve her şeyden değerli evlatlarımız; maalesef bugün, gelir adaletsizliğinin eğitim adaletsizliğine dönüştüğü bir dönem içerisindeyiz. Pandemi vesilesiyle milyonlarca evladımız eğitime erişemedi. Yüz binlerce insanımız, evladımız bugün, üniversite sınavlarında sıfır çekiyorsa, çağın gerektirdiği donanımla onları donanımlı hâle getiremiyorsak yaşadığımız çöküşten en fazla evlatlarımız etkilenir hâle gelmiştir. O açıdan bu 23 Nisan gününde ve önümüzde 14 Mayıs 2023 seçimleriyle beraber sözü yeniden milletin söyleyeceği, kurucu Genel Başkanımız, 3'üncü Cumhurbaşkanımız Celal Bayar'ın ifadesiyle, milletin kendi kaderine hâkim olacağı gün söyleyeceği sözle beraber yarınlarından emin bir Türkiye'ye, herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'ye, korkusuzca yaşama hürriyetinin azami bir şekilde kullanıldığı bir Türkiye'ye elbet kavuşacağımızı ifade ediyorum.
Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tebrik ediyorum. Bütün Genel Kurulu, sizleri, aziz milletimi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)