GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA BİLİM VE TEKNOLOJİ ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN (S. S: 108)
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:19.03.2013

CHP GRUBU ADINA ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Konuyla ilgili hiç merak etmeyin.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasındaki Bilim, Teknoloji İş Birliği Anlaşması üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, Kazakistan dediğimiz zaman Türk Cumhuriyetleri aklımıza geliyor. Bugün Avrupa Birliğine üye olmak için Avrupa Birliğinin kapısında âdeta yalvarırcasına, diz çöker gibi bir imaj veren Türkiye, maalesef Türk Cumhuriyetlerini unutmuş, Türk Cumhuriyetleriyle iş birliğini 2'nci, 3'üncü dereceye almış, Avrupa Birliğine el açar duruma gelmiştir.

Şimdi, burada içimizde milletvekili var, AK PARTİ'li Ahmet Arslan Bey, -ona da ben teşekkür ediyorum- Kars-Tiflis Demiryolu Projesi'ni gerçekleştirdi, hakikaten büyük de katkısı var. Kars-Tiflis Demiryolu Projesi hâlen bitmedi. Kars-Tiflis Demiryolu Projesi bittiği zaman Türkiye, Türk Cumhuriyetlerine ulaşmış olacak. Şu anda Türkiye'de takribi söylüyorum 6 milyon ton demir yolu taşımacılığı var, Kars-Tiflis demir yolu biterse bu yol taşıması 26 milyon tona çıkacak. Bakın, 20 milyon artıyor. Buna önem vermemiz lazım.

Ben burada, huzurunuzda, ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'e de çok teşekkür ediyorum. Niçin? Kars-Tiflis demir yolu yapılırken Gürcistan'a yardım etti parasal anlamda. Türkiye'nin parası vardı, Türkiye "tamam" diyordu ama Gürcistan'dan geçen hattın parasının teminatını, bankalardaki teminatını dış dünyadaki bankalar kabul etmiyordu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, önce 200 milyon dolar, daha sonra da 100 milyon dolar; 300 milyon dolar Gürcistan'a yardım etti ve bu proje bitmek üzere. Ancak bu proje biterken hakikaten o bölge çok değişecektir. Yani Kars değişecektir, Kars gelişecektir; Erzurum değişecek, gelişecektir. Yani İpek Yolu taa Çin'e kadar uzayacak arkadaşlar.

Şimdi, Gürcistan ayağında birtakım sıkıntılar var. Tabii, eski Sovyetler Birliği raylı sisteminde geniş hat, biz de daha dar hat var. Ancak bizim yolumuz tahmin ediyorum bu yılın sonunda bitecek, 2013 yılında biterse, 2014'te açılışını yapacağız inşallah. Ben huzurunuzda bütün devlet büyüklerimize teşekkür ediyorum, çok büyük önem gösteriyorlar çünkü yapılanı herkesin takdir etmesi lazım.

Yalnız bizim sıkıntılarımız şu: Bölgede Ardahan'dan geliyor ilk yol, Çıldır'ın Cambaz köyü var, Cambaz İstasyonu kuruluyor. Bu Cambaz İstasyonunda mutlak surette lojistik destek olması lazım, lojistik alanlar kurulması lazım, antrepoların kurulması lazım. Kars Mezra köyüne kuruluyor; bu bizim için gururdur, kurulması da gerekiyor, doğrudur ama ilk gümrük girişi mutlak surette Ardahan sınırında olması lazım. Ardahan küçük bir il hem Gürcistan'a hem Ermenistan'a sınırı olan çok göç veren yoksul bir il, küçük bir il, yeni bir il. O bakımdan Ardahan'ın gelişmesi, kalkınması için mutlak surette Ardahan'a ilk girişte, Sayın Bakanım, mutlak surette gümrüklerle ilgili lojistik alanlar ve antrepolar kurulması lazım -ki Ardahan'dan Karadeniz'e açılmak çok kolay- çünkü Ardahan aynı zamanda Doğu Anadolu ile Karadeniz'i birleştiren bir nokta. Bu anlamda şimdi işte Kars'tan Karadeniz'e gitmek, Erzurum'dan Karadeniz'e gitmek uzak olur ama Ardahan'dan çok daha kolay olur çünkü Ardahan Ardanuç yolu da bitmek üzeredir, inşallah bu yol da bittiği zaman yani Karadeniz ile Doğu Anadolu'yu bağlayan bir yol olmuş olacaktır. Bu anlamda Binali Yıldırım Bey'e de teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımız biz derneklerle beraber, Ardahan dernekleri, ticaret odası başkanlarıyla toplantı yaptığımızda bana şu sözü verdi: "Hiç merak etmeyin, Ardahan il sınırına hem lojistik alanlar hem de antrepoları kuracağız." İnşallah Sayın Bakan sözünde duracak, biz de gideceğiz Sayın Bakana teşekkür edip alkışlayacağız. Bunu da burada vurgulamış olayım. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, şimdi, bu yol, Kars-Tiflis demir yolu İpek Yolu olarak Kazakistan'a kadar gidiyor. Biz bilimde, teknolojide Kazakistan'la zaten iş birliğindeyiz. Kazakistan bizim kardeş devletimiz, Azerbaycan kardeş devletimiz, Türkmenistan, Özbekistan, bütün o bölge? Ama o bölgeden 1944'te sürülen bir toplum var, 14 Kasım 1944'te sürülen Ahıska Türkleri var. Ben de Ahıskalıyım, Ahıska Türklerine yapılan zulüm hiçbir yere yapılmamıştır ama şunu herkes bilsin: Ahıska Türkleri nereye giderse gitsinler dilini, inanç yapısını yani dinini, bayrağını, vatanını hiçbir zaman unutmamıştır, unutmayacaktır, her gittiği yerde Türkiye Cumhuriyeti devletinin bayrağını dalgalandıracaktır, Türk olmaktan da gurur duyacaklardır; onu da söyleyeyim.

Biz, burada, Ahıska Türklerine ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak hiçbir şey yapmadık. Sayın Tayyip Erdoğan Başbakan, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül de Dışişleri Bakanıydı. Ben kendi yanlarına gittim şurada, dedim ki: "Efendim, Ahıska Türkleri özellikle Krasnodar'da yaşayan 15 bin insan var yani Fergana bölgesindeki isyanlardan dolayı göçüp gelen, perişan olan, kimliksiz dolaşan, Rusya'nın Krasnodar bölgesinde insanlarımız var. Bu insanların Türkiye'ye gelmesi lazım." Bana dediler ki: "Türkiye değil Ahıska'ya yerleştireceğiz." Ama şimdi, Ahıska'ya da yerleştiremedik yani Ahıska'da konut yapılacaktı, yapılmadı. Yani TOKİ her yere konut yapıyor da Ahıska Türklerinin kendi bölgesine niye yapmıyor? Bu bizim için çok önemli bir şeydir arkadaşlar. Yani Sadık Bey'le gittik, işte, 2005 yılında tahmin ediyorum Ahıska Türkleri Kurultayı yaptık Azerbaycan Bakü'de, yer yerinden oynadı. Yani derler ya bizde de "Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş." Şimdi, vatanı olan bir yere insanlar gelmek istiyor. Ha, Türkiye Cumhuriyeti'ne kabul etmiyorsanız, gelmiyorsa da ama hiç olmazsa Ahıska'ya gelsin, Ahıska'da konut yapın, Ahıska'da altyapı olsun.

Şimdi, bakın, bir şey daha söyleyeceğim. Buradan istirham ediyorum bir de Gürcistan yetkililerinden. Bizim, Vatan Cemiyeti Başkanı Süleyman Bey var. Süleyman Bey Gürcistan'da tutuklandı, şu anda cezaevinde. Süleyman Bey'in hiçbir suçu yok, Ahıskalı olması suçu. Bu anlamda da dost Gürcistan yetkililerine sesleniyorum, Süleyman Bey'i lütfen serbest bırakın çünkü Süleyman Bey, Gürcistan ile Türkiye arasında bir köprüydü, barışı oluşturuyordu. Bu anlamda da bizim için çok önem taşıyor Ahıskalılar olarak.

Bu anlamda, değerli arkadaşlar, Kars-Tiflis demir yolunun, -İpek Yolu- Azerbaycan, Çin'e kadar gitmesi, Türkiye'yi... Bakın, bu yol başladığı zaman, inşallah 6 milyondan 26 milyon ton taşımacılığa geçerse demir yollarında Türkiye'de korkunç bir kalkınma olacaktır. Bugün Kazakistan'a ihracat yapamıyoruz, ithalat yapamıyoruz. Niye? Nakliye çok uzak. Deniz yolu yok, kara yolundan geliyor, dünya kadar maliyet yükseliyor. Bu anlamda bu yolun yapılması Kazakistan ile Türkiye'nin arasındaki teknolojinin de mutlak surette en iyi şekilde gelişmesi gerekiyor. Ben aynı zamanda Kazakistan Dostluk Grubu yönetim kurulu üyesiyim. Kazakistan'da da inşallah, biz, bir Ahıska Türkleri kurultayı yapacağız. Bütün milletvekillerini de buradan davet ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Kafkasya bizim için çok önemlidir. Ben geçen hafta Rusya'da Moskova'daydım. İnanın, Ruslar Türkleri çok seviyor, biz de onları çok seviyoruz. O bölgenin kalkınması, o bölgenin gelişmesi biraz da Türkiye'nin elindedir. Yani biz Rusya gibi dostumuz, diğer ülkeler gibi dostumuz ve kardeş ülkelerle beraber diyalog kurarsak, samimi söylüyorum, Avrupa Birliği bizim ayağımıza gelir, Avrupa Birliği bize yalvarır. Nedir, Avrupa Birliğinin tutmuşuz yakasından? Ben karşıyım, açık konuşuyorum. Avrupa Birliğine giren ülke iflas etmiştir. Yunanistan işte ortada. Gelin, kardeşim, bizim kendi kardeş ülkelerimiz var. Bunlarla niye biz Hükûmet olarak iyi bir diyalogda değiliz? Rahmetli Turgut Özal, çok büyük gelişmeler yapmıştı hakikaten, Allah rahmet eylesin. Süleyman Demirel, saygıyla anıyorum, o da Türk Cumhuriyetlerine çok önem veriyordu. Sayın Başbakana da, Cumhurbaşkanına da buradan sesleniyorum -veriyorlar ama yeterli değil-Türk Cumhuriyetlerine önem verelim, o bölgenin kalkınması, gelişmesi önemlidir çünkü onlar bize ağabey olarak bakıyorlar. Ağabey konumunda olan Türkiyede mutlak suretle ağabeyliğini yapsın, o ülkelere hizmet götürsün.

Değerli arkadaşlar, bugün Türkiye'nin içine geldiğimiz zaman, konumuna geldiğimiz zaman, ben kendi bölgemle ilgili? Dokuz dakikalık süremi de böyle kullanacağım Sayın Başkan.

MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Uluslararası sözleşme?

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Uluslararası sözleşmede hayvancılık var, tarım var; efendim, Sayın Tarım Bakanının Fransa'dan şövalye nişanı alması var.

Şimdi, değerli arkadaşlar, biz kimseye çamur atmıyoruz, kimseye çamur atmaya da şeyimiz yok. Bu sene biliyorsunuz, biraz kurak oldu, biraz daha tahıl veya buğday ekilmediği için son derece saman kıtlığı oldu. Öyle bir konuma geldi ki Türkiye samana muhtaç edildi. Şu anda Hopa'daki 2 gemide samanlar çürüyor, insanların ahırda hayvanları ölüyor, samanı oraya götüremiyoruz. Bakın, ben Erzurum'a gittim değerli arkadaşlar. Erzurum'da şu makbuzları gösteriyorum ve sayın grup başkan vekilime vereceğim- Erzurum İli Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği; ne yapmışlar, biliyor musunuz Sayın Bakanım: 11'inci ayda vatandaşlardan 6 trilyona yakın para toplamışlar, 6 trilyon, 1.400 kişiden. Ne toplamışlar? Demiş ki "Sana kardeşim 07/11/2012 tarihinde 10 ton ot vereceğim." 4.900 lira para almışlar, bakın ve bunun benzerinde "Saman vereceğim." demişler. Burada mesela bir tane daha okuyayım. 05/11/2012'de "9 ton saman vereceğim." demişler, 4.410 lira istemişler, almışlar yani böylece 5.390 lira almışlar. Bu vatandaşların ismini söylemek istemiyorum çünkü hemen Tarım Bakanı gidip onları tehdit ediyor, noterden de sahte bir beyan alıyorlar.

Şimdi, burada esas olan şu arkadaşlar: Bizim kendi vatandaşımız. Saman alacağım diye getirmiş devletin bir kurumu olan kuruma parayı vermiş, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine. Şimdi, buna, ne Tarım Bakanlığı sahip çıkıyor ne devlet sahip çıkıyor ne vali sahip çıkıyor. Erzurum milletvekilleri burada.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bunlar bizim vatandaşımız değil mi? Bugün aradı beni, Recep diye bir arkadaş aradı "Biz burada, Erzurum'da destan yazdık, Erzurum'u düşmana teslim etmedik. Cumhuriyeti kurduk. Bizim günahımız bu mu? Bizi dolandırdılar. Kimse sahip çıkmıyor." diyor. Burada sizden istirham ediyorum: Tarım kredi kooperatifleri gitsin şu vatandaşlara kredi mi tanıyor, bağış mı veriyor, imkân tanısın. Bunlar perişan; parayı vermiş, saman alamamış saman alamadığı için hayvanı aç. İçerideki hayvanını da satamıyor.

Bak, değerli arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim size. Şu anda Türkiye'de et pahalı değil mi? Peki, niye et pahalı? Peki, Et Balık Kurumunun depolarında et var mı? Evet, Et Balık Kurumunun depoları et dolu kardeşim. Erzurum milletvekilleri burada. Ankara da buradaysa gitsin Sincan'a baksın. 7'nci, 8'inci aya sıra veriyorlar. Diyor "Niye veriyorsun kardeşim?" Adam hayvanını kestirmeye götürüyor. Diyor ki: "7'nci aya gel.", "Niye?" Diyor "Depom dolu." Yahu kardeşim, Et Balık Kurumlarının tüm depoları mı et dolu? Et doluysa, bu eti niye piyasaya sürmüyorsunuz? Et piyasaya sürüldüğü zaman? Niye sürmüyorlar biliyor musunuz? İthal gelen mal, et satılsın, ithalatçı kazansın, köylü zarar etsin. Onun umurunda değil. Ben bunu çıkartıyorum, başka bir şey var mı veya başka bir mantığı varsa, onu bana söyleyin.

Şimdi, burada, sizden istirham ediyorum: Et Balık Kurumlarının incelemelerini yapın. Et Balık Kurumlarında mal çok, eti satmıyorlar. Dışarıdan Ürdünlü Hicazi'nin getirmiş olduğu ithal hayvanlar satılsın diye Et Balık Kurumunun malı satılmıyor kardeşim. Böyle bir?

AHMET YENİ (Samsun) - Olmaz öyle şey. Yanlış.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Evet öyle oluyor Ahmetçiğim. Evet öyle oluyor.

Bakın, arayın o zaman Et Balık Kurumunu. Arayın kardeşim Erzurum Et Balık Kurumunu.

AHMET YENİ (Samsun) - Öyle olmaz. Dediğin yanlış.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bakın, bir şey daha söyleyeyim.

Ben tespit edeceğim. Müsaade eder misin. Bir dakika? Belgeyle tespit edeceğim.

AHMET YENİ (Samsun) - Yahu yanlış söylüyorsun.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Erzurum'da, bir bayan milletvekilimiz var. Neydi ismi?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Ahmet? (Gülüşmeler)

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bayan, bayan milletvekili? Fazilet Hanım.

Bakın, Erzurum'da bayan milletvekilimiz Fazilet Hanım, sağ olsun, gitmiş, Et ve Balık Kurumuna bakmış, depolar dolu. Sayın Başbakana ne önermiş biliyor musunuz? Demiş ki: "Sayın Başbakanım, depolar çok dolu. Bu eti tüketmemiz lazım -çünkü vatandaş gelip malını Et ve Balık Kurumuna satacak ki ihtiyacını gidersin- olmazsa  bu eti fakir fukaraya dağıtalım kömür dağıttığımız gibi." Bunun bilgisayar çıktısı var; girin, oradan alın. Bana belgesini verdiler, belgeyle konuşuyorum size. Fazilet Hanım buradaysa lütfen, gelsin, burada söylesin.

Bu anlamda arkadaşlar... Yani düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de et var, hayvan da var; depoda duruyor, piyasaya sürmüyorlar. Piyasaya niye sürmüyorsun kardeşim yahu? Sür o zaman.

ADNAN YILMAZ (Erzurum) - Doğru değil.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bir dakika? Serbest piyasa, ekonomi piyasası rekabete dayalı değil mi kardeşim? "Piyasa ekonomisi" demiyor muyuz? Piyasaya sürün de etler ucuzlasın. Şimdi, televizyonda gösteriyorlar; at eti yediriliyor, domuz eti yediriyorlar.

Değerli arkadaşlar,  şunu söyleyeyim, sizden istirham ediyorum: Et ve Balık Kurumunun depoları dolu. Ben kendim Sincan'ı aradım, yahu, adam diyor ki: "9'uncu aya ancak sıra veririz." Ben kendim aradım. Arayın, söyleyin. Böyle bir zulüm olabilir mi?

Bakın, değerli arkadaşlar, burada bu makbuzları ben grup başkan vekiline de vereceğim. Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği vatandaşı dolandırmış, 6 trilyona yakın para toplamış; para da yok, saman da yok, efendim, adam da yok. Şimdi, devlet olarak buna el koysun, tarım kredi kooperatifleri bu vatandaşları mağdur etmesin.

İki: Bu sene kurak gitti, saman olmadı. Şu anda, kış uzun sürüyor, bu da doğru. Arkadaşlar, ben şimdi istirham ediyorum: Yahu, devlet batmaz, kimse de ölmez. Şu hayvancılık yapan, hayvanının kulak küpesi olan, kayıtlı hayvanların başına hayvan başı 300 lira devlet yardım yaparsa bu devlet batmaz. Sizden istirham ediyorum, 20 tane uçak alıyor batmıyor da? Yani ne olmuş? Köylüye yardım etmiş. 300 lira hayvan başına yardım edilse insanlara, şu anda, insanlar saman da alır, otunu da alır ve hayvanını bahara çıkartır.

Kredi sisteminde arkadaşlar, kimse köylüye kredi vermiyor. Niye vermiyorsun? "Memur kefil getir." Ya, memur kefili nereden bulacak? Yani bakın, memur istiyorlar, memur kefil bulamıyor adam. Şimdi beni aradı Kuşuçmaz köyünün Muhtarı: "Ben köydeki malımı mülkümü ve köylüyü götürdüm, kabul etmiyorlar." 

Şimdi, bakın, bir şey daha söyleyeyim: Traktör alırken veya zirai kredi alırken, yem kredisi veya buna benzer kredilerden kesintiler yapıyorlar, alıyor Ziraat Bankası. Ya, bu kesintileri niye ödemiyorsunuz siz? Adam traktör alırken 700 lira, 800 lira veya 500 lira, neyse, bir kesinti yapılıyor, sizden istirham ediyorum, köylünün bu dar zamanında, kara kış zamanında bu paralar da iade edilsin değerli arkadaşlar.

Benim zamanım bitiyor, ancak şunu söyleyeyim: Şimdi, Sayın Bakan dedi ki: "Samanı götürdü, Ensar Öğüt kendisi yedirdi." Hâlbuki öyle bir şey yok. O adamın evine gittiler, bakın, evine gittiler?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Reklam yapıyorsun ama.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Müsaade eder misiniz.

?evine gittiler, baskı yaptılar -bende bantta var, bugün gösterdim- "Sen diyeceksin ki: `Ensar Öğüt yedirtti.'" Onu götürdüler, noteri götürdüler evine. Evinde tartışma çıkıyor, annesi fenalaşıyor, annesini alıyor Orman İşletmesine götürüyorlar, noterden kâğıt alıyorlar, "Sen bunu de ki: `Ensar Öğüt hayvanlara makarna yedirdi.'" Bakın, işte orada bir tuzağa düştü. Ben o eve gitmemişim, o eve değil, benim buradaki göstermiş olduğum resim başka evde. Şu anda herkes makarna yediriyor. Makarnayı bırakın, burada patates yediriyor, patates, patates değerli arkadaşlar.

AHMET YENİ (Samsun) - Maşallah.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bakın, şimdi, AKP'nin Türkiye'yi getirdiği konumu size göstereceğim.

AHMET YENİ (Samsun) - Ne kadar bolluk var bak, inekler bile makarna yiyor ya!

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Ensar Ağabey, Van'dan arıyor, Van'daki çiftçi arıyor.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, Et-Balık, şeye? Bakın, özür diliyorum?

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Süren bitti, süren.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Süre bitti de? İşte, bak köye, o adamın evine giderken 15 kişiyle gittik burada, 15 kişiyle. AKP?

AHMET YENİ (Samsun) - Şu bolluğa bak, inekler bile makarna yiyor.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Bakın, Pasinler'de kahvelerde kâğıt yapıştırılmış "Hayvanlara yedirilecek patates bulunur." diye. AKP bu duruma düşürdü devleti.

İHSAN ŞENER (Ordu) - Ne var patates yemesinde hayvanların?

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Evet, patates yediriyor. Ya, samanla baş edemediniz. Saman getirip insanlara veremediniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, neyse, bizim tarımda da hayvancılıkta da güçlü olmamız gerekiyor.

AHMET YENİ (Samsun) - İnekler bile makarna yiyor.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Buna inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.