| Konu: | Hakkâri'nin yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 04.07.2023 |
ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen halklarımızı selamlıyorum.
Hakkâri başta olmak üzere kürdistan kentlerine yönelik saldırılar ve kuşatma her geçen gün başka bir boyuta ulaşıyor. Kürt kültürüne, diline, kimliğine ve kürdistan coğrafyasına yönelik bu amansız saldırılar bizzat iktidarın eliyle gerçekleştiriliyor. Bunun en açık örneklerinden biri de seçim bölgem Hakkâri'de yürütülen özel politikalardır. Bu yönde Hakkâri ve Yüksekova belediyelerine atanan kayyumlar iki gün önce ortak bir icraata daha imza attılar. Küresel ısınma nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya olan ve Cumhurbaşkanı kararıyla 2020'de millî park ilan edilen Hakkâri Yüksekova ilçesine bağlı Cilo ve Sat Dağları ve Sat Buzul Gölü'nde festival adı altında propaganda alanı, doğa ve kültürel tahribat organizasyonu düzenlendi. Bölgenin doğal yapısı, buzullardaki yüzde 48'lik erime ve diğer riskler bir yana bırakılarak organizasyonla 16 bin kişi, binlerce araç ve makine günlerce bu bölgede tutuldu. Bu yıl 5'incisi düzenlenen sözüm ona festivalden geriye çöp yığınları ve iktidarın doğaya olan düşmanlığı kalmıştır. Ayrıca, Cilo Sat Gölleri'nin de içinde bulunduğu bu bölgenin hem millî park hem turizm alanı hem de maden sahası olarak işaretlenmiş olması ve kentin büyük bir bölümünün maden sahası olarak ruhsatlandırılmış olması ise iktidarın doğa düşmanlığıyla birlikte ikiyüzlülüğünü de ortaya koymuştur.
Değerli milletvekilleri, kürdistanda ve özellikle Hakkâri'de çok yönlü bir düşmanlık politikası yürütülmektedir. Güvenlikçi politikaların yanı sıra Kürt kimliğine, diline ve kültürüne karşı yürütülen tahammülsüzlük, saldırı ve asimilasyon politikaları da sürekli devrede tutulmaktadır. Yerel halkın ve ekolojistlerin tüm tepkilerine rağmen Cilo ve Sat Dağları ve Sat Buzul Gölü'nde düzenlenen organizasyonla buna bir kez daha tanıklık ettik. Kayyumların düzenlediği bu organizasyonda Hakkâri'yle hiçbir bağı olmayan ancak iktidara yakın olması sebebiyle kimi kişilere şov alanı açıldı, kadim Hakkâri kültürü, Kürt kültürü; müziği, dili es geçildi, görünmez kılınmak istendi; aksine, Kürtçeden çalınan şarkılardan biri olan "Lo Berde" şarkısının Türkçesi en yüksek perdeden dinletildi. Evet, neyi amaçladığınızı çok iyi biliyoruz ancak Kürtler tüm bu kirli oyunlara karşı yıllardır direndi, mücadele etti ve mücadele etmeye de devam edecekler. Yok etme ve yozlaştırmaya dönük hesaplarınız daha önce de olduğu gibi bugün de Hakkâri'den, kürdistandan geri dönecektir; bu da böyle bilinsin.
Değerli milletvekilleri, bir diğer konu ise kürdistanda "güvenlik" adı altında keyfî olarak sürdürülen yasakçı uygulamalardır. Bu yasaklar nedeniyle kentte tarım, hayvancılık, turizm bizzat devlet eliyle engellenmektedir. Bu keyfî yasaklar söz konusu festivalde de ayyuka çıkmış durumda. Cilo Sat bölgesi, kentteki diğer birçok bölge, yayla, mera gibi yıllardır güvenlik gerekçesiyle Hakkâri halkı için yasaklı hâle getirilmiştir ancak Cilo Sat bölgesinde devam eden bu yasak her nedense iktidar ve yandaşları istedikleri için kaldırılarak bölgede sözüm ona festival düzenlenebiliyor. İktidarın amaçları doğrultusunda düzenlenen üç günlük festivalden hemen sonra valilik bölgeyi tekrar güvenlik gerekçesiyle yasaklamıştır. Evet, buradan soruyoruz: Kime göre, neye göre yasak? Bu keyfiyeti, bu çifte standardı ne zamana kadar sürdürmeyi düşünüyorsunuz? Çok iyi bilinsin ki tekçiliği, hafıza kırımını, doğa talanını ve rantı önceleyen organizasyonlarınıza karşı çok dilli, çok kültürlü, doğayı ve yaşamı esas alan festivalleri bizler halklarımızla gerçekleştireceğiz. Buna dair inancımız, umudumuz tamdır; kararlı mücadelemizle çürük zihniyetlerinize son vereceğiz.
Genel Kurulu selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)