GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İlk kadın milletvekili Mihri Pektaş'ın ölüm yıl dönümüne, Kurban Bayramı'nın ilk gününde İsveç'in başkentinde Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına, otuz yıl önce Madımak'ta işlenen insanlık suçuna, Başbağlar katliamının 30'uncu yılına, Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasına, "Can Atalay'a özgürlük." dediklerine, 28 Şubat davası kapsamında hâlâ hapiste olan 5 generala ve memura ve emekliye gerçek enflasyon oranında zam yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:10
Tarih:04.07.2023

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanım, grubumuz adına öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyorum.

Yine, Meclisin ilk kadın milletvekillerinden Mihri Pektaş'ı ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Kurban Bayramı'nın ilk gününde İsveç'in başkentinde Kur'an-ı Kerim'in yakılması ve buna seyirci kalınması hepimizi gerçekten üzüntüye boğdu. Biz bu nefret eylemini lanetliyoruz, tüm dünya ülkelerini bu eyleme karşı tepki vermeye davet ediyoruz. Tüm ülke olarak, parti olarak tepkimizi ortaya koyuyoruz.

Temmuz ayının ilk haftası, evet, hepimizin acı içerisinde olduğu bir hafta. Maalesef ki Madımak ve Başbağlar'ın acılarını yaşıyoruz. Otuz yıl önce Madımak'ta bir insanlık suçu işlendi. Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Sivas'ta, cumhuriyet düşmanları tarafından bu suç işlendi. Çok açık bir şekilde bir insanlık suçu varken maalesef ki otuz yıl içerisinde bu suç, bu eylemler zaman aşımına uğratıldı. Dönemin Başbakanı "Birçok dava maalesef zaman aşımına uğruyor, bu da uğrayabilir." dedi, bu hepimizi üzdü ama şunu söyleyeyim ki otuz yıl değil, altmış yıl, altı yüz yıl da geçse bunun hesabı bir gün mutlaka sorulacak.

Yarın Başbağlar katliamının 30'uncu yılı. Bu katliam da yüreklerimizi yaktı ve yakmaya devam ediyor. Davalarda, soruşturmada maalesef ilerlenemedi, bunun da katillerine hesap sorulmadı. Bir kez daha kaybettiğimiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum ve bunun sorumlularını lanetliyoruz.

Bayramdan hemen önce -hepimizi üzen bir olay- bir televizyonun Genel Yayın Yönetmeni bir gazetecinin, Merdan Yanardağ'ın tutuklanması gerçekten üzüntü verici bir olay. Çünkü söz konusu gazeteci yapmış olduğu bir ironiden dolayı -bunu açıkça söylemesine rağmen- tutuklandı. Ne acıdır ki bunu, bu videoyu, bu montaj videoyu bir milletvekili yaptı ve paylaştı ve yine ne kadar acıdır ki aynı milletvekili yine bir komplo, yine çirkin bir tezgâh sonucu açılan davada tutukluyken Merdan Yanardağ onun hakkını savunuyordu ama yıllar sonra ona karşı böyle bir komployu, böyle bir montajı yaptı ve tutuklanmasına neden oldu. Olay gerçekleştikten hemen sonra Genel Başkanımızın talimatıyla milletvekillerimizden oluşan bir komisyon kuruldu, cezaevine gidildi. Merdan Yanardağ net bir şekilde şunu söyledi: "Suçsuzum, güçlüyüm ve direneceğim." Ben buradan bir kez daha sesleniyorum: Artık bu montaj videolarla, algılarla gazeteciler, sanatçılar, insanlar tutuklanmasın; hele hele Mecliste, bizimle görev yapan bir milletvekilinin, zamana ve döneme göre rüzgârgülü gibi dönen bu arkadaşımızın veya başka bir arkadaşımızın bu tip oyunlara alet olmamasını diliyorum ve Merdan Yanardağ'a özgürlüğün bir an önce verilmesi için buradan sesleniyorum, haykırıyorum.

Yine, Can Atalay... Odası var, danışmanları var. Evet, Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa net ama hâlâ kendisi cezaevinde. Yargıtaydan Yargıtaya dosya bekleniyor. Hâlâ Yargıtay 3. Ceza Dairesine dosya gelmedi. Dosya çok uzaklardan gelmiyor, bir binadan bir binaya gelecek, belki 2 kat aşağıya gelecek ama gelmiyor ve şu anda cezaevinde olması Anayasa'ya göre bir suçtur. Ben buradan bir kez daha Yargıtaya sesleniyorum: Yapmayın, talimatla uzatmayın, mevcut kararlar var çünkü. Yargıtay ya da başka bir mahkeme ya da başka bir hâkim Anayasa'dan ve Anayasa Mahkemesinden kendini büyük görmesin. "Can Atalay'a özgürlük." diyoruz; onun yeri cezaevi değil, bu sıralar; bizimle beraber yasama faaliyetlerinde bulunmalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yine, bizleri çok üzen bir durum: 28 Şubat davası kapsamında hapiste hâlâ 5 general var. Çetin Doğan 83 yaşında, Fevzi Türkeri 82 yaşında, Yıldırım Türker 82 yaşında, Cevat Temel Özkaynak 78 yaşında, Erol Özkasnak 77 yaşında ve daha geçen sene, 20 Aralıkta 85 yaşındaki Vural Avar'ı cezaevinde kaybettik, üzüntü verici bir durum. Çetin Doğan hastaneye kaldırıldı, yaşam mücadelesi veriyor. Dosyalar infaz savcılığından Adalet Bakanlığına gönderildi ve şu anda Cumhurbaşkanının imzası bekleniyor ama imzalamıyor. Ne acıdır ki 3 kişinin katili, 71 yaşındaki Hizbullahçı Mehmet Emin Alpsoy Cumhurbaşkanının imzasıyla tahliye edilirken, bu generaller ölüme terk ediliyor. Aralarındaki fark ne?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu generaller bu ülke için nöbet tutmuş, bu ülke için savaşmış vatansever subaylar, diğeri ise, domuz bağıyla insanları öldüren Hizbullahçı. Ben bunu kınıyorum ve Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Bu generallerin Anayasa çerçevesinde hakları olan tahliye kararlarını verin. Cezaevinde bizim askerlerimiz ölmesin, ölmesini de istemiyoruz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Yakın bir zamanda -bir ay bile olmadı- asgari ücrete yüzde 34 zam yapıldı ama şu anda, Türkiye'nin her yerinde ekmeğe yüzde 40, 50, 60 civarında zamlar yapılmakta. Yarın enflasyon açıklanacak; her ne kadar Abdülkadir Selvi yüzde 18 olarak tahmin etse de ENAG diye de bir gerçek var, dolap, tencere, sofra olarak da bir gerçek var. Ben gerçek rakamların açıklanmasını istiyorum. Bakın, Türkiye'nin geldiği nokta çok acı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitiriyorum Başkanım, son.

BAŞKAN - Son kez, toparlayın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Galatasaray Spor Kulübü sponsorluk anlaşmasını TÜİK ve ENAG'ın ortalaması olarak yapıp açıklıyor ama dakikalar sonra, saatler sonra KAP'a bunu çektiğini söylüyor. Niye? Baskı yüzünden, korku yüzünden. Türkiye'de 32 tane büyük şirket ENAG'ın verilerini alıyor ve işçilerine zam yapıyor. O yüzden, Abdülkadir Selvi ya da onun benzer türevlerinin TÜİK'in rakamlarını tahmin etmesinden daha çok gerçekleri görmeliyiz, bu ülkede gerçekten mutfakta yangın var. Dediğim gibi asgari ücretin 2.900 lirası on beş günde eridi bile, iğneden ipliğe her şeye zam var. Gerçekler görülsün, memura ve emekliye gerçek oranda, enflasyon oranında zam yapılsın diyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)