| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MORİTANYA İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAĞLIK VE TIP BİLİMLERİ ALANLARINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN (S.S.: 292) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 19.03.2013 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, az önceki konuşmalarımda size "Meclise gelen yasalardan haberiniz yok, anlamıyorsunuz." demiştim; şimdi anladınız, onu da yanlış anladınız. Yani kırk yılın başında bir şeyi anladınız ama onu da yanlış anladınız. Biz size? (AK PARTİ sıralarından gürültüler, "Yeter be!" sesleri)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, lütfen, hiç kimseye hakaret etme hakkınız yok ama. Fikirlerinizi söyleyeceksiniz buradan. Sayın milletvekillerine böyle konuşma hakkınız yok, lütfen.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ne hakaret ettim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Hayır, hakaret ediyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ne ettim?
BAŞKAN - Evet, hakaret ediyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ne ettim?
BAŞKAN - Lütfen ama?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - "Yanlış anlamışsınız." dedin.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ne söylediğimi tekrar edin.
BAŞKAN - Tekrar ederim ne söylediğinizi.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - "Anlamadınız" dedim, bu hakaret mi?
BAŞKAN - "Anlamadınız, bunu da yanlış anladınız" dediniz. Lütfen Sayın Atıcı?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - "Yanlış anladınız" dedim, bu hakaret mi? Yanlış anladılar, düzelteceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Böyle bir şey var mı Sayın Atıcı?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Lütfen?
Madde üzerinde konuşun, buyurun.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ben size "Anladınız, yanlış anladınız." diyorum, siz zıplıyorsunuz. Ne var bunda, bunun neresi hakaret? Yanlış anladınız, şimdi yanlış anladığınız şeyi düzelteceğim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Şimdi, biz size "Moritanya'ya yardım etmeyin." demiyoruz. Burada Sayın Milletvekili çıktı, bebek ölümlerinden, anne ölümlerinden bahsetti. Sanki biz "Moritanya'ya yardım etmeyin." diyoruz. Değerli arkadaşlar, Moritanya'ya yardım edin, Moritanya'nın yardıma ihtiyacı var. Ben, size, Moritanya'ya nasıl yardım etmeyeceğinizi anlatıyorum, şunları şunları yapmayın diyorum, bunları yaptığınız zaman oradaki bebek ölümleri daha da artar diyorum. Oradaki bebek ölümleri daha da artar. Nasıl artar biliyor musunuz?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Türkiye'deki bebek ölümlerinin kaç olduğunu biliyor musunuz? Hocam, lütfen, Türkiye'deki bebek ölümlerini söyler misiniz? On yıl önce kaçtı da şimdi kaç oldu, söyler misiniz?
BAŞKAN - Sayın Çalık, lütfen?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Öznur Hanım, bakın, yani beni konuşturmuyorsunuz, bir on dakika daha alacağım, peki.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hiç yakışmıyor size, hiç.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bebek ölümleri konusunda yaptığım çalışmalara bakın, sonra bana sataşın.
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Al, cirmin kadar al!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Şimdi, bu bebek ölümleri nasıl artar Moritanya'da biliyor musunuz? Eğer burada anlattığım şekilde yaptığınız uygulamaları Moritanya'da da uygularsanız bebek ölümleri orada, efendim, binde 117 değil, binde 300'e çıkar çünkü siz sağlık politikalarınızı anlatırken Başbakanınız çıktı, dedi ki: "Cebinize nüfus kâğıdınızı koyun, istediğiniz yere gidin. Benim vatandaşım muayene olacak." Dedi mi, demedi mi? Peki, güzel.
Şimdi, az önce, size, tam dokuz yerde katkı ve katılım payı aldığınızı söyledim. Ben isterdim ki Sayın Milletvekili çıkıp bunları tekzip etsin. Ben "Aytuğ Atıcı, sen doğruları söylemiyorsun. Seni tekzip ediyorum. Bu söylediklerinin hiçbiri doğru değil." desin diye beklerdim. Bir kelime etmedi söylediklerim hakkında. Çıktı burada, "Moritanya şöyle kötü, böyle yardıma ihtiyacı var." Haklısınız, Moritanya'ya yardım edelim
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Allah razı olsun!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ancak, Türkiye'de cebine nüfus kâğıdı koyan bir insan artık sağlık hizmeti alamıyor. Ne zaman alıyor? Öbür cebine de para cüzdanını koyduğu zaman. Bir cebine nüfus cüzdanını koyacak, diğer cebine para cüzdanını koyacak, sağlık hizmetini böyle alacak Türkiye'de. Çıkın, bunu tekzip edin; çıkın, deyin ki: "Hayır, Türkiye'de sağlık hizmetleri ücretsizdir." deyin, ben de diyeyim ki: "Yahu, ben yanılmışım. Gidin, Moritanya'ya bunu anlatın."
Şimdi konu sağlık, sağlıktan bahsetmemiz lazım. Sayın milletvekili ekonomiye de girdi, dedi ki: "Müslüman bir ülke olarak biz, IMF'ye borç verir duruma gelmişiz." Şimdi, ben bunun neresini düzelteyim? Türkiye Cumhuriyeti devleti Müslüman bir ülke değildir, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının çok büyük bir çoğunluğunun Müslüman olduğu bir devlettir ama sizin niyetiniz şimdiden bizim kulağımızı alıştırmaksa yani buna da gereken cevabı alırsınız; bu, bir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Otuz sekiz saniyem kaldı, konuşturmuyorsunuz.
İki: "IMF'ye borç verir duruma geldik." diyorsunuz. Yahu, akıl var, mantık var! Şimdi, bir toplam borçlarınıza bakın. Toplam borçlarınıza bakın, evet, IMF'ye borcu azalttınız ama bir taraftan alıp öbür tarafa koyduğunuz zaman IMF'ye borcunuz azalıyor ama toplam dış borcunuz çok çok daha fazla artıyor. Bunu ben bir ekonomist gözüyle görmüyorum, söylemiyorum, bir vatandaş olarak söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - 500 milyon dolar için neler verdiniz be! Yanlış yaptınız!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sağlık Bakanı obeziteyle ilgili bir program başlattı "Obezite sorunu olanlar kalp krizi geçirebilir." diye. Ben de uyarmak zorundayım.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sağlık Bakanı da akıl hastaları için bir şey başlattı!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Diğer maddede görüşmek üzere. (CHP sıralarından alkışlar)