| Konu: | (10/5,6,8,22,58) Esas No.lu Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 04.07.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; İYİ Parti Grubu olarak balıkçılık ve su ürünleri sektörünün sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunların çözümleri hakkında gerekli çalışmaların yapılması amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesinin gerekçesini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve bizleri ekranları başında izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, balıkçılık ve su ürünleri sektöründe yaşanan sorunların araştırılması için komisyon 27'nci Dönemde kurulmuş, seçim sebebiyle Meclis kapandığı için çalışmalarını bitirememiş, raporunu tamamlayamamıştır. Yeni dönemde komisyonun çalışmalarını sürdürebilmesi için tekrar kurulmasının gerekli olduğu kanaatindeyiz.
Türkiye, bulunduğu jeopolitik konumu, farklı ekolojik özelliğe sahip denizleri, doğal göletlerle birlikte artan baraj ve gölleriyle eşine az rastlanır bir ülke konumundadır. Ekolojik olarak uygun koşullar nedeniyle birçok türe sahip olan denizlerimiz ve iç sularımız avcılık ve yetiştiricilik açısından zengin kaynaklar oluşturmaktadır.
Son elli yılda hızlı bir gelişme gösteren su ürünleri sektörü uluslararası ticarette giderek artan payıyla küresel ekonomide itici güç olmuştur. Yarattığı katma değer ve istihdama katkısıyla stratejik öneme sahip bir sektör olan su ürünleri ve özellikle yetiştiricilik toplam kıyı uzunluğu 8.333 kilometre olan ülkemiz ve özelinde seçim bölgem İzmir açısından büyük önem arz etmektedir. TÜİK'in yayınladığı verilere göre Türkiye'deki su ürünleri üretimi 2022 yılında yaklaşık 850 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Üretimin yüzde 30'unu avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları, yüzde 5,6'sını avcılık yoluyla elde edilen diğer deniz ürünleri, yüzde 3,9'unu avcılık yoluyla elde edilen iç su ürünleri ve yüzde 60,6'sını yetiştiricilik ürünleri oluşturmaktadır. Yetiştiricilik yoluyla yapılan toplam yaklaşık 515 bin ton üretimin 369 bin tonu denizlerde, 147 bin tonu iç sularda gerçekleşmiştir. Ülkemizde yetiştirilen en önemli balık türü iç sularda alabalık, denizlerde ise levrek, çipura ve hamsi olmuştur. Bu türlerin yanı sıra Türk somonu, "sarıağız" da denilen granyöz, kalkan, fangri, mercan, sinarit, yayın balığı ve yılan balığı yetiştiriciliğinin de yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim yaklaşık 335 bin ton olurken yetiştiricilik üretimi 515 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Su ürünleri ihracatı 2022 yılında yaklaşık 252 bin ton olmuş ve 1,7 milyar dolar gelir elde edilmiştir. Uluslararası rekabet gücünü artırmak, ülkemizin küresel piyasalarda başarılı olmasını sağlamak için devletin köklü çözüm ve düzenlemelerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de 1971 yılında 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu çıkartılmış, Tarım Bakanlığına bağlı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bazı gelişmeler görülse de sektörü olumsuz etkileyen ve ivedilikle çözüm bekleyen sorunlar bulunmaktadır. Balıkçılarımız meslek tanımlarının olmaması, denizde çalışan işçilerin sosyal güvencelerinin bulunmaması nedeniyle maddi ve manevi büyük ölçüde sıkıntı yaşamaktadırlar. Tüketici ile balığı buluşturan balıkçılarımızın aynı zamanda çok sayıda insana iş imkânı sağlamaları, bunları yaparken çeşitli bakanlıklarla muhatap olmaları ancak kendilerine ait bir bakanlığın olmaması şikâyet konusu olmaktadır. Endüstriyel balık avında büyük paya sahip gırgır teknelerinin avlanma izinin 24 metreyle sınırlandırılması ekolojik ve ekonomik yönden tartışmalara yol açmıştır. Bu derinliğin bazı Avrupa ülkelerinde 50, bazılarında ise 30-35 metre olduğu dikkate alınarak ülkemizin mevcut şartlarına uygun bir derinliğin tespit edilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ilgili yönetmeliklerle hangi derinlikte ve kaç ton balık avlanacağı belirlenmekte, balık stoklarının, balıkçı filolarının yönetimi ve denetimi yapılmaktadır. Su ürünleri üretiminde su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı akılcı bir planlama ve uygun yönetim stratejisiyle başarılabilir. Balıkçılık ve yetiştiricilik faaliyetlerinin çevreye olan etkileri ve bu etkilerin giderilmesi için alınacak önlemlerin, ayrıca su ürünleri yetiştiriciliğinde çevreyle ilişkili olan düzenlemelerin revize edilmesi gerekmektedir. Denizin yeterli düzeyde arıtılmayan evsel ve endüstriyel atıklarla kirletilmesi, deniz tarama ve boşaltma faaliyetleriyle kıyı dolgu alanlarına bağlı habitat kaybı, aşırı ve kontrolsüz avcılık, iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artması gibi nedenlerle önceleri Marmara Denizi'nde gözlenen ve son zamanlarda İzmir'de görülen müsilaj ve benzeri kirlilikler balıkçılık gibi ekonomik faaliyetler üzerinde ağır sonuçlar yaratmaktadır.
Değerli milletvekilleri, açık deniz alanlarında bulunan balık çiftliklerinin faaliyetleri ve çalışan personeli için gerekli fiziki koşulların iyileştirilmesi; lojistik alan, iskele ve rıhtımların her bölgenin ihtiyacı doğrultusunda balık çiftliklerine yakın olacak şekilde sayılarının arttırılması beklenmektedir.
Kültür balıkçılığında sektörün temel ve yan faaliyet dallarını kapsayacak bir yapıda su ürünleri organize sanayi bölgelerinin sayılarının artırılması ve firmaların maliyetleri düşürülerek ihracatta rekabet avantajı sağlanacaktır. Ülkemizde ağırlıklı olarak taze soğutulmuş tüketilen balıklar, Avrupa'da ve diğer gelişmiş ülkelerde fileto, işlenmiş, dondurulmuş veya marine edilmiş olarak tüketilmektedir. Tüketilen ürünlerin çeşitlendirilmesi ve yaygın hâle getirilmesi, bir taraftan tüketimi artırırken diğer taraftan balık işleme tesislerinin artışına da olumlu yansıyacaktır. İnsanların sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için su ürünleri alınması gereken temel gıdalar arasında yer almaktadır. Özellikle obeziteyle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü iyi bir hayvansal protein kaynağı olarak balık ve su ürünlerine vurgu yapmaktadır ancak kişi başı tüketim verileri incelendiğinde ne yazık ki su ürünleri Hükûmetin uyguladığı yanlış politikalar yüzünden tüketimi lüks besin grubu hâline gelmiştir. Tüketimi artırmaya yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Su ürünlerinin besin değerinin yüksek olması, omega 3 ve omega 6 gibi yağlar içermesi, mineral ve vitaminler bakımından oldukça zengin içeriğe sahip olması birçok hastalığın önlenmesini de sağlamaktadır. Su ürünleri tüketilmediğinde ya da az tüketildiğinde kalp damar hastalıkları başta olmak üzere cilt rahatsızlıkları, kanser, diyabet, romatizma ve böbrek hastalığı gibi birçok hastalığa da kapı aralamaktadır.
Halkımızın balık ekmek yiyebileceği, denizi ve balığı çağrıştıran özgün mimarili küçük yerler inşa edilmelidir. Üniversitelerle ortak AR-GE çalışmaları yürütülerek döner, köfte vesaire gibi balığın yeni tüketim biçimleri geliştirilmelidir. Kıyı ilçelerimizde balık pazarları inşa edilmelidir.
Değerli milletvekilleri, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, proje ve uygulamalarda görülen aksaklıkların giderilmesi, damızlık ve yumurta temininin sağlanması, pazarlama ve finansman sorunlarının çözülmesi, üretici ve avcılara kredi desteği verilmesi beklenmektedir. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiricileri daha fazla örgütlenmelidir. Su ürünleri ülkemizin en fazla katma değer üreterek ihraç ettiği hayvansal gıdadır. Dolayısıyla cari açığın azaltılmasında önemli bir sektör konumundadır. Sektörün ekonomiye katkısı göz önünde bulundurularak gereken önemin verilmesi ve mevcut sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması maksadıyla Meclis araştırması açılmasını gerekli görüyoruz.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)