| Konu: | (10/5,6,8,22,58) Esas No.lu Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin ön görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 04.07.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA VAHİT KİRİŞCİ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Sayın Başkanımıza yeni dönemde almış olduğu görev nedeniyle üstün başarılar dilerken idrak etmiş olduğumuz Kurban Bayramı'nın bütün milletimiz için hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.
Üç gün önce kutlamış olduğumuz 1 Temmuz Kabotaj Bayramı'nı da tekraren buradan tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Malumlarınız olduğu üzere 27'nci Dönemde geçtiğimiz mart ayı içerisinde Gazi Meclisimizde grubu bulunan tüm partilerin üzerinde uzlaşma sağladığı ve AK PARTİ olarak önerge sahibi olduğumuz ancak seçimin yaklaşması ve vakit darlığı nedeniyle hükümsüz hâle gelen Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonunu 28'inci Dönemde tekrar hayata geçirmek için adım atmış bulunuyoruz.
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Yanlış bilgilendirmeyin Sayın Bakan, bu önerge ortak verildi.
VAHİT KİRİŞCİ (Devamla) - Bu komisyon 2022 yılında 1,7 milyar dolar ihracat gerçekleştiren ve 849 bin tonluk toplam üretimle cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran bir sektörün sadece olumlu rakamları üzerinde araştırma yapmayacak, bütüncül bir yaklaşımla su ürünleri sektörünün yapısal ve olası sorunlarıyla da mutlaka ilgilenecektir. Nitekim 27'nci Dönem komisyon çalışmalarında sektörün tüm paydaşlarıyla bir araya gelinmiş, sorunlar ve çözüm önerileri konusunda gece yarılarına kadar görüşmeler yapılmıştır. Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum hem su ürünleri avcılığı hem de su ürünleri yetiştiriciliği bakımından bize geniş imkânlar sunmaktadır. Mavi vatanımızın, sucul biyoçeşitliliğimizin bize sunduğu bu fırsatları yalnızca ekonomik olarak değil, aynı zamanda gıda arz güvenliği, istihdam, kırsalda kalkınma açısından da değerlendirmek gerekir. Komisyon bu bağlamda önemli bir görev üstlenecektir.
Değerli milletvekilleri, balıkçılık ve su ürünleri sektörünün geldiği bu aşamada uyguladığımız politikaların, hayata geçirdiğimiz birçok projenin olumlu etkisinin olduğunu açıkça görüyoruz. AK PARTİ döneminde ilk defa su ürünleri yetiştiricilerimizi destekleme kapsamına alarak sektörün hızla ilerlemesini sağlamış bulunuyoruz. Bugün tüm Avrupa dâhil 103 ülkeye su ürünleri ihraç edebiliyorsak güncel rakamlarla 6,8 milyar liralık desteğin etkisinin büyük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine, bir ilk olarak küçük ölçekli balıkçılarımızı da destekleme kapsamına aldık. 2017'de başlattığımız destek uygulaması devam etmekte olup şu ana kadar güncel rakamlarla 207 milyon Türk lirası bir destek ödemesi gerçekleştirdik.
Yine, bu dönem pozitif bir bakış açısıyla küçük ölçekli balıkçılık yapan kadın balıkçı gemisi sahiplerine alacağı desteğin yüzde 25 fazlasını 23 Haziran 2023 tarihi itibarıyla da ödemiş bulunuyoruz.
Balıkçı gemilerimizin Afrika ülkelerine uzanan bir bölgede diğer ülkelerin av sahalarında ikili anlaşmalarla avcılık yapmalarının önünü açtık. Bugün Moritanya'daki balıkçılarımız o ülkedeki avcılığın yaklaşık yüzde 50'sini yapıyorlar. Balıkçılarımız, komşumuz Gürcistan'da yaptıkları yaklaşık 40 bin tonluk avcılıkla Gürcistan balıkçılık sektöründe büyük bir rol üstlenmiş durumdadır. Su kaynaklarımızdan avcılık ve yetiştiricilik yoluyla son yıllarda ortalama 600 ila 700 bin ton civarında su ürünleri üretimi yapılırken 2022 yılında 849.808 tonla rekor üretim gerçekleştirilmiştir. Bu üretimin yüzde 39,4'ü avcılık yoluyla yüzde 60,6'sı ise yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Dünyadaki trende benzer şekilde hatta daha da güçlü olduğunu söyleyebilirim ki 2000'li yılların başında yetiştiricilik üretiminin su ürünleri üretimi içindeki payı yüzde 13,6 seviyesindeyken 2010 yılında yüzde 25,6 seviyesine çıkmış, 2022 yılında ise toplam üretimin yüzde 60,6'sına yükselmiştir. Bu oran dünya genelinde yüzde 50 seviyelerindedir. Geçmişte daha çok iç sularda yetiştiricilik yapılırken son yıllarda denizlerdeki üretimin payı yükselmiş, 2022 yılında yüzde 71,6 seviyesine çıkmıştır. 2022 yılındaki 514.805 ton yetiştiricilik üretiminin yüzde 37,1'ini alabalık, yüzde 30,4'ünü levrek, yüzde 29,6 tonunu ise çipura ve geri kalan yüzde 2,8'lik kısmını da diğer balıklar oluşturmaktadır.
Ülkemiz avcılık üretiminde deniz ürünleri avcılığının, özellikle de deniz balıklarının önemli bir yeri olduğunu da belirtmek isterim. 2022 yılındaki 335.003 tonluk avcılık üretiminin yüzde 90'ı denizlerden, geri kalan yüzde 9,9'u ise iç sulardan sağlanmıştır. Deniz avcılığının 254.535 tonu deniz balıklarından, 47.212 tonu kabuklu, yumuşakça ve benzeri diğer su ürünleri avcılığından oluşmaktadır. Türkiye denizlerinde avcılığı yapılan balık türlerinin büyük bir kısmını hamsi, sardalya, istavrit, palamut, lüfer ve çaça gibi pelâjik türler oluşturmaktadır. Diğer deniz ürünleri avcılığında iki ana tür beyaz kum midyesi ile deniz salyangozudur. İç sularda en çok avcılığı yapılan türler ise inci kefali, gümüşi havuz balığı, gümüş balığı ve sazandır.
Karadeniz'imizde yetiştirdiğimiz, artık tüm dünyaya tanıtmış olduğumuz ve marka hâline getirdiğimiz Türk somonu tüm ülkelerin sofralarında yer almaya başlamıştır. Başta Rusya Federasyonu olmak üzere 2022 yılında 45 bin ton Türk somonu ihraç edilmiştir. Bu durum, bu türde üretimin arttırılmasının yanı sıra pazar zenginliğinin geliştirilmesi açısından da önemli bir husustur. Deniz ve iç sularımızda su ürünleri avcılığı 18.500 civarındaki balıkçı gemisiyle de yapılmaktadır. Bu gemilerin büyük bir kısmını 12 metrenin altındaki "küçük ölçekli" diye tabir edilen balıkçı gemileri oluşturmaktadır. Bu gemiler toplam av miktarının sadece yüzde 10'luk kısmını istihsal edebilmektedir. Balıkçılık filomuzdaki 12 metrenin üstünde olan endüstriyel ya da büyük ölçekli olan balıkçı gemilerimiz ise toplam avlanılabilir suyun yüzde 90'ını piyasaya arz etmektedir. Ülkemizde balıkçılık ürünleri işleyen 263 adet işleme, değerlendirme tesisi bulunmakta olup bunlardan 138 adedi Avrupa Birliğine ihracat için onayı olan işletmelerdir. Ayrıca, çoğunluğu doğu ve Karadeniz kıyısında konumlanmış 13 adet balık unu yağı fabrikası mevcuttur, çeşitli bölgelere dağılmış olarak da 23 yem fabrikasında da balık yemi üretilmektedir.
Su ürünleri avcılığında yaklaşık 42 bin, yetiştiricilikte 11 bin, işleme, değerlendirmede ise yaklaşık 7 bin kişi olmak üzere su ürünleri sektöründe birincil üretimde aktif olarak yaklaşık 60 bin kişi istihdam edilmektedir. Ancak üretimi destekleyen hizmetler, toptan ve perakende satış, dış ticaret ve benzeri alanlarda su ürünleriyle ilgili faaliyeti yürütenler de dâhil edildiğinde yaklaşık 250 bin kişinin bu sektörden geçimini sağladığı söylenebilir. Sektördeki üretim ve işleme teknolojilerindeki gelişmeler paralelinde ülkemiz su ürünleri dış ticaretinde net ihracatçı pozisyonunu korumaya devam ederken su ürünleri ihracatımızda önemli bir artış hepimizin malumudur. 2 milyar dolarlık 2023 yılı hedefinin yakalanmasında tüm paydaşların aksiyon alması zorunludur. 2022 yılındaki 251 bin ton olarak gerçekleşen ihracatımızı bu yıl daha da yukarılara taşımalıyız. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki balıkçılık sektöründe sorumluluk sahibi tüm paydaşların sürdürülebilir balıkçılık ilkelerine ve korumacılığa olumsuz yaklaşımları bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki Hükûmet olarak balıkçılık yönetiminin tek elden yürütülmesinin ne denli önemli olduğunu dikkate alarak kırk bir yıl önce kapatılmış olan Tarım ve Orman Bakanlığı uhdesindeki Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünü 2011 yılında tekrar ihdas ettik. Bu kurumun yeniden açılmasının olumlu etkileri hemen sektörde kendisini göstermiştir. Bu Genel Müdürlüğün ve taşradaki ekiplerimizin gayretiyle hem üretim rekorları kırılmış hem de teknik ve idari konulardaki olumlu gelişmeler de artmıştır. 2011 yılından bu tarafa baktığımızda su ürünleri sektörünün kendine yeterlilik oranı yüzde 100'ün üzerine çıkmış olup 2022 yılında bu rakam yüzde 119,1'e ulaşmıştır. Gazi Meclisimizin 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu üzerindeki değişiklikleri 2020 yılında hayata geçirmesine vesile olmasıyla yaşanan birtakım temel sorunlarda hemen değişimler olmuş, sadece 2022 yılında yasa dışı avcılık yapan 202 geminin mülkiyeti kamuya geçmiştir. Uygun olanlar kamuda kullanılmak üzere bağış yapılmakta, diğerleri ise bir daha kullanılmamak üzere imha edilmektedir. Ele geçen yasa dışı araçların arasında 17 otomobil, 2 tane de otobüsün yer aldığını özellikle belirtmek isterim. Tüm dünyada artık genel bir yaklaşım olarak doğal su ürünleri stoklarının korunması, av baskısının azaltılması, üretimin yetiştiriciliğe kayması yönünde bir eğilim olduğunu da belirtmekte yarar görüyorum. Su ürünlerinde koruma ve kullanma arasındaki dengenin her zaman göz önünde bulundurularak sucul ekosistem yönetilmesi icap etmektedir. Deniz ve iç sularımızda bulunan su ürünlerinin korunması, avcılığın sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla belirli dönemlerde uygulanmak üzere yürürlüğe alınan yasal bir sürecin bulunduğunu da vurgulamakta yarar görüyorum. Bu sürecin öncesinde Bakanlığım döneminde verdiğim talimatla bilimsel, çevresel, ekonomik ve sosyal hususları göz önünde bulundurarak su ürünleri avcılığında tür, boy, zaman, yer, derinlik, mesafe ve av araçları bakımından bazı yasak, sınırlama ve sorumluluklardaki sürecin bilimsel temelde yönetilmesi için bilim kurulu oluşturulmasına vesile oldum. Bu şekilde sürecin daha şeffaf ve daha adil yürütüleceğine yürekten inanıyorum.
Değerli milletvekilleri, yapay resif projeleri, hayalet ağların denizlerimizden temizlenmesi projeleri gerçekleştirdiğimiz ve sürdürdüğümüz projelerden yalnızca birkaçıdır. Bunun yanı sıra balıklandırma projelerimizde uygun olan su kaynaklarımıza bölgesine uygun türlerle balıklandırma yaptığımızı da belirtmek istiyorum. Bu sene de nasip olursa cumhuriyetimizin 100'üncü yılına atfen 100 milyon adet balığı su kaynaklarına salmış olacağız.
Günümüzde iklim değişikliğinden etkilenen sektörlerin en başında tarım sektörümüz gelmektedir. Özellikle denizlerimizdeki su sıcaklıklarının artması sucul biyoçeşitliliğimiz üzerinde de önemli etkiler bırakmaktadır. Bu manada, istilacı veya yabancı türlerle mücadele konusunda daha fazla aksiyon alınması gerektiğini de özellikle belirtmek istiyorum. Eminim ki komisyonumuz bu konuları da derinlemesine araştıracaktır. Su ürünleri sektörümüzün Avrupa Birliği ülkeleriyle olan ticaretinde Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı dikkate alarak sınırda karbon düzenlemeleri hususunun da önemli olduğunu bilhassa vurgulamak istiyorum. Bu konuda tüm paydaşların hazırlıklı olması gerektiğini de belirtmekte yarar görüyorum. Paris Anlaşması'yla taahhüt ettiğimiz sıfır emisyon bağlamında ileriki yıllarda su ürünleri ticaretimizin önünde bir sorunla karşılaşmamak için karbon salınımlarının sıfırlanması konusunda mutlaka yol alınmalıdır. Sektörün iyi yönlerinden bahsetmek maalesef yapısal sorunların çözümüne merhem olmayacaktır. Biliyorum ki balıkçılarımızın kullandıkları balıkçı barınakları ile sığlaşma sorunları gibi çeşitli sıkıntıları var. Yine balıkçılarımızın, belki de en büyük maliyetini oluşturan yakıtla ilgili talepleri var, gemide çalışan tayfaların sigortalanmaları konusunda istekleri var, kalifiye eleman sorunları mevcut. Komisyonumuzun tüm bu konulara çözüm arayacağına yürekten inanıyorum.
Yine, su ürünleri yetiştiricilerinde balık unu ve yağı konusunda yani yem konusunda dışa bağımlı olduğumuzu da belirtmek istiyorum. 2022 yılında bu konuda 464 milyon dolarlık bir ithalat söz konusu olmuştu. Bu ithalatı azaltıcı tedbirler almamız gerektiği de açıktır. Alternatif yem kaynaklarının ekonomiye daha fazla kazandırılması bu manada önemli olacaktır. Millet olarak balığı avlama ve üretme konusunda gerçekten mahiriz fakat tüketim konusunda daha çok yol almamız gerektiğini de belirtmek istiyorum. Zira yıllık 6-7 kilogramı geçmeyen kişi başı tüketimimizin artırılması, bu konunun da komisyonumuzda yine ele alınması ve irdelenmesi gerektiğini belirtmekte yarar görüyorum.
Milletvekili olduğum Kahramanmaraş başta olmak üzere, depremden etkilenen balıkçılarımızı ve su ürünleri yetiştiricilerimizi de Hükûmet olarak unutmadığımızı belirtmekte yarar görüyorum. 60 milyon liralık toplamda desteklemeyi kendilerine vereceğimizi de belirtiyor, depremden etkilenen balıkçı gemisi sahiplerimizin ülkemizin herhangi bir ilçesinden müracaatlarını yapabileceklerini de buradan belirtmekte yarar görüyorum. Emeği geçenleri de buradan kutluyorum, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mavi vatanda canlı su ürünleri kaynaklarının ve yaşam alanlarının sürdürülebilir kullanılması, korunması, buralardan elde edilen gelirlerin artırılması ile su ürünleri yetiştiricilerinin ve avcılarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi amacıyla kurulacak Meclis araştırması komisyonunu AK PARTİ Grubu ve şahsım adına çok önemsediğimizi tekrar ifade ederek hayırlara vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)