GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Başbağlar katliamının yıl dönümüne, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarına, TÜİK verilerine göre yapılan zamlara, memura seyyanen verilecek 8 bin liralık zamma, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen torba yasaya, halkın ek vergi ödeyecek durumda olmadığına ve bu iktidarın dış politikada da tuhaflıklarına devam ettiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:05.07.2023

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, Başbağlar katliamının yıl dönümü. Tüm kayıplarımızı rahmetle, minnetle anıyorum. Bir kez daha terörü ve terörün her türlü eylemini lanetliyoruz. Sivas'ta da Başbağlar'da da gerçek suçlular ve bu cinayeti, bu katliamı yapanların arkasındaki güçler yargıda hesap vermedi. En büyük temennimiz, bu ülkede bir gün gelip yargıda bu canilerin hesap vermesidir. Bir kez daha kayıplarımızı rahmetle anıyorum. Bugün milletvekillerimiz Başbağlar'da, o köyümüzde, ilçemizde, ilimizde yurttaşlarımızın, ailelerimizin acısını paylaşıyorlar.

Efendim, bugün TÜİK enflasyon oranlarını açıkladı yani memur ve emekli maaş oranlarına gelmeden önce TÜİK'i biraz konuşmak istiyorum. Maalesef ki ciddiyetini, vicdanını yitirmiş bir kurumdan bahsediyoruz. Bu TÜİK'te çalışanlar, bu rakamları hazırlayanlar, bu verileri verenler nerede yaşıyorlar, hangi ülkede yaşıyorlar; başka bir mutfak mı kullanıyorlar, başka bir pazar mı kullanıyorlar, başka bir arabaya mı biniyorlar, başka bir bankadan mı para çekiyorlar, o çektikleri parayı başka bir yerde mi harcıyorlar ben çok merak ediyorum. Toplumun gerçekleriyle, işçinin, emeklinin, köylünün, gençlerimizin gerçekleri ile onların verileri hiçbir şekilde örtüşmüyor. Yirmi bir yıllık iktidarı sürecinde AKP, devlet kurumlarının ne yazık ki ciddiyetini ortadan kaldırdı. Hiç kimse güvenmiyor. Türkiye'deki en büyük şirketler, hatta Galatasaray Spor Kulübü yapmış olduğu sponsorluk anlaşmasında ENAG'ın verilerini kullanırken biz zamlarda TÜİK'i kullanıyoruz. Çok acı, çok üzüntü verici; bence artık TÜİK'i de dikkate almamaları gerekiyor, hiç kimse almıyor. Beyefendi saraydan bu oranları versin, açıklasın, zammı yapsın; gerçekleri herkes görsün.

Şimdi, geliyorum zamlara, TÜİK'in verilerine göre yapılan zamlara bakıyorum. Ya, zaten bu ülkede seçimden sonra ekmeğe sadece ortalama yüzde 7 zam gelmiş ama biz neyi konuşuyoruz? Yüzde 34'lük bir zammı konuşuyoruz. İğneden ipliğe, akaryakıttan, yiyecekten içeceğe her şeye -birazdan değineceğim- torba yasada getirilen vergi yükü ama yapılan zam bu. Yeni evlenmek isteyen bir memuru düşünelim, büyükşehirlerde oturabileceği bir ev yok çünkü en düşük ev kirası 12 bin lira, 12 bin lira. AKP'nin, MHP'nin, İYİ Parti'nin, HDP'nin değerli milletvekillerine en çok gelen taleplerden bir tanesi büyükşehirlerdeki memurların "Bizi Anadolu'ya yollayın, ilçelere yollayın; geçinemiyoruz." istekleridir. O yüzden yapılan zamların hayatın gerçekleriyle örtüşmediğini ve... Aslında kurulan bir zincir var; evet, TÜİK bu verileri sahte bir şekilde verecek, beyefendi bu zamları açıklayacak ama olan memurlara, emekliye olacak.

Şimdi, ikinci bir durum: Seyyanen ek bir zam daha yapılıyor, 8 bin lira. Bu niye emekliye verilmiyor? Emekli ile memur farklı şeyleri mi tüketiyor, mutfağı farklı mı, farklı bir yerde mi yaşıyor? Bence ek olarak verilen bu zam mutlaka ki emekliye de verilmelidir çünkü bugün en çok ezilen kesim emeklilerdir.

Diğer bir durum: Bugün bir torba yasa geldi, motorlu taşıtlar vergisi 2 katına çıkartılıyor. Neden? Depremle ilgili. Şimdi, Anadolu'nun bir köyünde Toros marka, Şahin marka arabasının vergisini zaten ödemeyen bir çiftçi 2 kat vergi ödeyecek ama biz 99'dan beri deprem vergilerini topluyoruz zaten. Sorun, bu deprem vergilerinin toplanması değil; sorun, 99'dan bugüne kadar toplanan deprem vergilerinin deprem için kullanılmaması. Şimdi, beyefendi deprem için bir yıllığına -ki uzatacağımızdan eminim, bunun takipçisi olacağız- motorlu taşıtlar vergisini 2 katına çıkartıyor ve bunu, yirmi iki yıldır topladıkları deprem vergisini deprem dışında her şeye harcayan bu iktidar 85 milyonun üzerine yıkıyor. Hayır, çözüm bu değil, zaten deprem vergileri toplanmaya devam ediyor; sorun, bunların yerli yerinde kullanılmaması.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Diğer bir husus: Kurumlar vergisi yüzde 20'den yüzde 25'e çıkartılıyor, finansal kurumlarda bu oran yüzde 30'a çıkartılıyor; yine aynı şekilde, olan, zaten kötü durumda olan halka, şirketlere, insanlara oluyor.

Şimdi, çok ilginç bir durum: Bu torba yasada 728 milyar borçlanma yetkisi olan sarayın bu borçlanma yetkisini 2 trilyon 184 milyara çıkartması ve bunu torba yasayla getirmesi. Bu, Meclise yapılan; bu, Parlamentoya yapılan bir hakarettir. Sen bir ek bütçe istiyorsun ve bunu torba yasayla çıkarmak istiyorsun; bunu nerede, nasıl, ne şekilde kullanacağın belli değil; torba yasaya dolduruyorsun, böyle bir rakamı yasalaştırmak istiyorsun. Bence burada en büyük hakaret bu Meclise yapılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Komisyona gelmeli, ek bütçe olarak tartışılmalı, kapsamı, nerede kullanılacağı, nasıl kullanılacağı belirlenmeli ve Parlamento özel olarak karar vermeli ama beyefendi buna alışmış.

Şimdi, Cumhurbaşkanı motorlu taşıtlar vergisine, kurumlar vergisine, finansal kurumlara zam yaparken şimdi özel tüketim vergileriyle de insanlara ek külfet geliyor ama beyefendi 8 tane uçağa biniyor, beyefendinin binlerce koruması var, binlerce arabası var, yazlık sarayı var. Vallahi fedakârlık yapacaksa önce kendisinden başlasın. Halk zaten vergi ödeyecek durumda değil, halk ek vergi ödeyecek durumda değil. Deprem vergilerini, bugüne kadar topladığı parayı saray ve israfa harcamış bir iktidar var zaten. Ben bunu da 85 milyonun, Meclisteki arkadaşlarımın takdirine sunuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son olarak Sayın Başkanım, ne ilginçtir ki ekonomide, adalette sürekli hata yapan, hata yaptıran, insanlara çile çektiren bu iktidar, dış politikada da tuhaflıklarına devam ediyor. Ben soruyorum AKP Grubuna: Rabia ne oldu? Rabia gitti, Sisi geldi. Peki, biz bu on yılı niye yaşadık? Mısır'a büyükelçi atayacaktın, Mısır'la ilişkilerini düzeltecektin, rabiadan vazgeçip Sisi'ye sarılacaktın niye bu ülke bunları yaşadı? Doğu Akdeniz'de neden biz yalnız kaldık? Aynı mantıkla, Suriye'de cuma namazı kurma hayali olan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün ülkesine baktığı zaman 8.5 milyon Suriyeli cuma namazını bu ülkede kılıyor. Ama şimdi Suriye'yle ilişkileri normalleştiriyor, 8.5 milyon sığınmacı bu ülkede yani beyefendinin zikzakları, beyefendinin şahsi ihtirasları, beyefendinin hatalarını bu ülke, 85 milyon ödemek zorunda kalıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son olarak, bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Son...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Dün Suriye, bugün Mısır; dün kötüsün, bugün iyisin. Gerçekten dünya tarihinde de ülke tarihinde de bu kadar kötü, bu kadar vasıfsız bir dış politika yürüten iktidar gelmemiştir diyorum.

Teşekkür ediyorum.