| Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 12.07.2023 |
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 33 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine CHP Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
6 Şubat depreminin yaralarını sarmak için verilen bu kanun teklifi... Tabii ki bu depremde hayatını kaybedenleri öncelikle rahmetle saygıyla anıyorum; ailelerine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Evet, 6 Şubat depreminin yarasını sarmak için verilen bu kanun teklifi maalesef ki her zamanki gibi AKP'nin alelacele torba yasa şeklinde getirdiği bir kanun teklifi olarak karşımıza çıktı. Kuşkusuz ki orada yaşananlar çok korkunçtu, onlar için ne yapsak azdır. Ama son dönemde, dikkat ediyorsanız, deprem gibi, sel felaketleri gibi felaketler olduğunda, ardından devletin de yani AKP'nin de vatandaşa çöktüğü ikinci bir felaket daha yaşamaya başladık. Vatandaşımız depremden, selden korunmak yanında, bir de AKP'den korunmak zorunda kalıyor maalesef. Depreme, dayanıklı konut; sele, dere yatağında ev yapmamakla çözüm üretilebilirken AKP'den korunmak için ne yapılabilir, biz de henüz bilmiyoruz.
Her felaketten sonra vatandaşa "Pamuk eller cebe." deniyor, IBAN verilerek para isteniyor, para toplanıyor, toplanan paraların da ne olduğu bilinmiyor. Yıllardır toplanan deprem vergilerinin akıbeti de belli değil. Bu çıkacak katmerli MTV'nin de -motorlu taşıtlar vergisinin de- sonu bizce aynı olacak. Şeffaflık yok; milletimizin vatanseverliği, yardımseverliği istismar ediliyor, "Devlet nerede!" diyenler de vatan hainliğiyle suçlanıyor.
Verilen kanun teklifinde, bir önergeyle araya ilave edilen askerî öğrenciler ve askerî okullarla ilgili bir madde bulunmakta; görüştüğümüz 4'üncü madde. Uygulama zaten devam eden bir sistem; askerî öğrencilerin yurt dışında, yabancı harp okullarında değişim programlarıyla eğitim öğretim görmesi meselesi. Teklifle öğrenci sayısının artırılması hedefleniyor, bunda karşı olunacak bir şey yok ancak burada dikkat çekilmesi gereken hangi ülkelerin harp okullarına öğrenci göndereceğimiz meselesi. Eğitim seviyesi, eğitim yılı bizden daha düşük bir ülkeye öğrenci gönderilmesinin hiçbir mantığı bulunmamaktadır. Teklifte bu konu belirsizdir. Bu değişimin, bizden daha ileri teknoloji ve donanıma sahip mesela, NATO üyesi ülkeler gibi ülkelerle gerçekleştirilmesi durumunda faydalı olması mümkündür. Yoksa, bizden daha alt seviyedeki ordu harp okullarındaki eğitim Türk subayına ne katacaktır? Şunu unutmamalısınız ki Türk subayı ancak Türk harbiyesinde yetişir. Gerçi, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra sizler ordu eğitim sistemini de maalesef bozdunuz. Askerî liseleri, harp okullarını ve harp akademilerini kapattınız. Dünyada hiçbir benzeri görülmeyen "Millî Savunma Üniversitesi" adı altında astsubay ve meslek yüksekokullarını, harp akademilerini... Açtığınız garabet bir sistemle maalesef ki askerî eğitim sistemine çok büyük darbe yaptınız. Şunun altını çizerek belirtmek isterim ki askerlik, kendine özgü doğası, gerçekleri olan çok özel bir meslektir ve üniversitede asker yetişmez. 1920 yılında ülkemizi paylaşmak isteyen işgalciler de Sevr Anlaşması'nın 168'inci maddesiyle askerî okulları kapatmak istiyordu biliyor musunuz? İşte bu sizin yaptığınız da şu anda aynı şey. Buna pire için yorgan yakmak denir, başka bir şey denmez değerli arkadaşlar.
Ordumuzun bir tek bu sorunları mı var? Hayır. Bakın, ordumuzda şu anda eğitimin haricinde çok fazla sorun var. Bunların en başında gelenleri özlük sorunları. Bakın, emekli binbaşılarımız makam, görev tazminatları bir türlü verilemediği için çok büyük ekonomik sıkıntı içerisindeler. Aynı şey emekli astsubaylarımız için de geçerliliğini korumakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
ÖZGÜR CEYLAN (Devamla) - Yaklaşık 20 bin eski uzman çavuşumuzun kanunen hiçbir engel olmadığı hâlde kamuya atamaları yapılamamakta. Yine eski uzman çavuşlarımızdan ve uzman çavuşlarımızdan adi malullerin birinci derece sağlık tazminatı talepleri görmezden gelinmekte. Ayrıca -az önce İYİ Partili hatip de bahsetti- yine içimizi yakan şehit aileleri, yakınları ve gazilerimizin durumu söz konusu. Bu ailelerimiz, özellikle er statüsündeki şehit yakınları maalesef ekonomik sıkıntılarla boğuşuyorlar. Er statüsündeki şehit yakınları ve malul gazilerimizin maaşı geçmişte en düşük memur maaşına endeksliyken bugün memura verilen 8.077 tutarındaki seyyanen zamdan faydalanamıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR CEYLAN (Devamla) - Gelin hemen bu düzenlemeyi yapalım, bu zamdan onların da faydalanmasını sağlayalım. Muvazzaf ve bu er statüsündeki askerlerimiz, şehit yakınlarımız ve gazilerimiz arasındaki bu ayrıma son verelim, onlara destek çıkalım.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)