GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

CHP GRUBU ADINA SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Karadeniz Bölgemizde yaşanan ve birçok ilimizi etkileyen sel felaketlerine ilişkin partimizin grup önerisi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bir kez daha, yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, Ordu'muza ve Karadeniz'imize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Değerli arkadaşlar, evet, Türkiye diğer afetler gibi sellerin de sıklıkla yaşandığı bir ülkedir ama siyaset kurumuna düşen görev, doğayla inatlaşmadan, şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hâle getirmektir. Elbette afetler olacaktır ancak olumsuz etkileri azaltmak ülkeyi yönetenlerin sorumluluğudur. Bunun için ihtiyacımız olan güçlü bir siyasi irade ve bilime dayalı yol haritasıdır. Ancak arkadaşlar, siz de iyi biliyorsunuz ki siyaset kurumu bu konuda sınıfta kalmıştır. Siyaset kurumu görevini yerine getirememiştir. Şunu açıkça söyleyelim: Biz iktidarın ihmalinin faturasını vatandaşın canıyla ödediği bir düzeni asla kabul etmiyoruz ve bir an önce harekete geçilmesi için kendi irademizi ortaya koyuyor, hep birlikte bir çözüm yolu bulmak istiyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Karadeniz'de geçen hafta yaşadığımız seller şehirlerimizin afete karşı çaresizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sürekli iklim değişikliğini konuşuyoruz, yağışların şiddetinin ve sıklığının arttığını, bunun sonucunda sel, taşkın ve heyelanların meydana getirdiği acı tabloyu hep beraber yaşıyoruz. Bilim insanları iklim krizinin artarak devam edeceği konusunda uyarı üzerine uyarı yapıyor. Peki, siz iktidar olarak ne yapıyorsunuz? Kendinize sorun, "kader" demekten, "kaçınılmaz felaket" demekten başka hangi adımı atıyorsunuz? Ben size söyleyeyim: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ismine "iklim değişikliği" eklemekten başka hiçbir adım atmadınız. Sadece tabela değiştirerek sorunları çözemezsiniz, doğayla inatlaşmaya devam ediyorsunuz. Dere yataklarındaki yerleşim için adım atmıyor, riskli yapıları imar aflarıyla yasal hâle getiriyorsunuz. Çarpık kentleşmeye karşı kafanızı kuma gömüyorsunuz, derelerin ıslah edilmesi mecburiyeti varken sorumluluktan kaçıyorsunuz. Karadeniz'de yaptığınız yollar her yağışta çöküyor. Yeni yolları ve menfezleri de tekniğine uygun yapmıyorsunuz. Sayıştayın 2022 tarihli Taşkın Risk Yönetimi Raporu'na bir bakın, Karadeniz bölgesindeki sadece 7 ilde 4.805 yapı dere yatağına inşa edilmiş, Ordu'da 129 yapı dere yatağında risk altında. Soruyorum: Bir yıl geçti, bu yapılar için bir adım attınız mı? Size Ordu'dan da bir örnek vermek isterim: Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 yılında Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı'nı hazırlamış, şehir merkezimizdeki Bülbül Deresi için risk uyarısı yapmış, dere yatağının düzenlenmesini istemiş ve 2024'e kadar süre vermiş. Ancak siz üç yıldır hiçbir işlem yapmadınız. Peki, sonunda ne oldu? Bülbül Deresi taştı, vatandaşımız perişan oldu. Arkadaşlar, şimdi, bunun adı ihmal değil midir? Orta yerde duran uyarıyı görmezden gelmenin hesabını Ordu halkına nasıl vereceksiniz? Bakın, Civil Deremiz için de aynı uyarı yapılmış; burası da taşmak üzereydi, yağış biraz daha devam etse büyük bir felaketle karşı karşıya kalacaktık. Ordu şehir merkezimiz maalesef bu tedbirsizlikten sular altında kaldı, yüzlerce ev ve iş yerini su bastı, Karadeniz Sahil Yolu, Karadeniz-Akdeniz yolu maalesef kapandı. Fatsa'da bir vatandaşımız kayboldu ve hâlâ bulunamadı. Ordu'nun derelerini mahvettiniz. "Su akar, Türk bakar." dediniz, nerede bir akarsu görseniz önüne HES kurdunuz. Açık söyleyelim, adına türküler yakılan o derelerimizin dili olsa "Bu iktidardan utanç duyuyorum." diyecektir. Allah aşkına, alınacak tedbirler varken bu acıları yaşamak Ordu halkına reva mıdır? Hemşehrilerime de seslenmek isterim: Size, "kader" diyorlar; evet, depremi engelleyemeyiz ama dayanıklı yapılar inşa edebiliriz; yağışları engelleyemeyiz ama şehirlerimizi dirençli hâle getirebiliriz. Tedbir almak varken kadere sığınmak, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir.

Bakın, çok çabuk unutuyoruz, daha iki yıl önce Kastamonu, Bartın ve Sinop'taki sellerde 97 vatandaşımızı, insanımızı kaybettik. Çözüm iradesini Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz taşıyoruz, eğer iktidar olarak siz de "Bu acılar yaşanmasın." diyorsanız artık hareket geçersiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Torun.

SEYİT TORUN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Unutmayın, eğer önlem almazsanız yaşanacak her acının vebalini boynunuzda taşıyacaksınız.

Genel görüşme önerimizin kabul edilmesini diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)