GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

UĞUR POYRAZ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ticarette güvenilir bilinen kimseler için "Sözü senettir." denir. Muhakkak ki ticarette nasılsa siyasette de öyledir, büyük devlet, saygın devlet, sözüne güvenilir devlettir. Her bütçe döneminde hükûmet gelir, yüce Meclisimize bir sonraki yılda devlet işini nasıl yapacağına dair planlarını anlatır, gelirlerini ve giderlerini sunar ve bu dediklerini dediği biçimde yapmak için milletimize vekâleten bizden izin ve onay ister. Medyanın bu derece yaygınlaştığı, tüm ülkeye kolayca ulaşılabilen bu zamanda aynı süreç hükûmetin milletle doğrudan diyaloğu çerçevesinde de işler; gazetelere, televizyonlara çıkılır, demeçler verilir, şu sözü, bu müjdesi diye manşetlere taşınır. Hükûmetin dili başka söyleyip eli başka yaparsa, bugün verdiği söz yarın havada kalırsa o zaman hükûmetin ne büyüklüğü kalır, ne saygınlığı, ne de güvenilirliği. Hükûmetin sunduğu bütçeyi tutturamamasının, önümüze bu teklifin getirilmesine sebep olan yanlış ekonomi politikalarının, yıllarca deprem vergisi toplayan Hükûmet bu paraları oraya buraya çarçur ettiğinde, gerçekten bir deprem yaşandığında harcanacak para bulunamamasının ilkesel, fikirsel ve pratik sakıncalarını burada uzun uzadıya tartışmayacağım, zaten gerek de yok, siz de bunları bizim kadar iyi biliyorsunuz. Yalnız şunu anımsatmak isterim: Bir devlet yurttaşına verdiği değer kadar büyüktür. "2 bin TL ikramiyeyle bayram edilir, 7.500 TL aylıkla emekli ayı geçirir." diyorsanız biz zaten size ne desek nafile. Zira gerçeklikle bağınız kopmuş, milletin derdi gönlünüzden çıkmış demektir.

Sizi ta 2018'den beri defalarca ikaz ettik, "Ekonomi buhrana gidiyor." dedik, suni krizlerle günü geçiştirdiniz. "Kamu maliyesi zorda." dedik, iktidar elden gitmesin diye har vurup harman savurdunuz. "Mutfakta ocak kaynamıyor." dedik, marketlerle kavgaya tutuştunuz. "Vatandaş soğan, ekmeğe talim ediyor." dedik, soğancıya polis, fırıncıya zabıta gönderdiniz. Öngörüsüzlüğünüz, tedbirsizliğiniz, vurdumduymazlığınız bütün bir memleketi duvara toslattı; memuru, işçiyi, emekliyi, öğrenciyi naçar bıraktı. Hâlbuki doğru politikalar uygulanmış, liyakate öncelik verilmiş, kaynaklarımız verimli kullanılmış, insan sermayemiz korunmuş olsaydı tarımda çağ atlar, teknolojide çığır açar, sanayide başı oynardık. Stratejik yatırımları değil, gündelik rantları seçtiniz; milletimizin servetini taşa toprağa gömdünüz. Ağustos böceği güneşli günlerde sefasını sürdü, şimdi havalar soğuyunca cefasını bize çektirmek istiyor. Yurttaşın önüne bir acı reçete koymuş, "Tek nefeste yut." diyor, bizi de usulen aracı kılmaya çalışıyor.

Tarihimizin ve hatta tarihin en büyük afetlerinden biriyle sınandık, doğru. On binlerce yurttaşımız canından, milyonlarcası evinden oldu. Yıkılan şehirlerimizi onarmamız, muhtaç yurttaşlarımıza erişmemiz lazım, doğru. Anımsarsanız on iki yıl önce Van'da 644 yurttaşımızı canından eden vahim bir deprem daha yaşamıştık. 17 Ağustos depreminin ardından bir defalık diye getirilen ama o hiç kaldırılmayan deprem vergilerinin akıbeti o zaman da sorulmuştu sizlere. Ne demiştiniz, hatırlıyor musunuz? Ben hatırlatayım: "Diyorsunuz ki: 'Bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti?' Bu vergiler duble yollara, demir yollarına, hava yollarına, çiftçimize ve eğitime gidiyor." Toplanan paranın gittiği yeri kendi ağzınızla söylediniz. Geçmeyen arabanın, inmeyen uçağın, gelmeyen hastanın parasını garantilediklerinize, milyon dolarlık vergi borçlarını tek kalemde sildiklerinize, arka kapıdan sattığınız dolarları ucuza toplayıp pahalıya satanlara, borsa spekülasyonlarıyla, kamu kredileriyle, otomobil karaborsasıyla zengin olanlara; bunlara gelince para var, garibana gelince kasa boş, kapı duvar. Siz bu kanunu karşımıza ne diye getirdiniz, millete ne diye anlattınız, hatırlıyor musunuz? Bu oyladığımız teklif güya memura, emekliye bir nebze nefes aldırmak içindi. Zam sözü vermiştiniz, sözünüzü de tuttunuz, yalan yok; MTV'ye zam, KDV'ye zam, ÖTV'ye zam, harçlara zam; kaşıkla ver, kepçeyle al. Milletin kemerlerine bir delik, ümüğünü de bir parmak daha sıkmak üzerine bir teklif. Yetti artık, bıçak kemiğe dayandı değil, artık kemiği de kesip geçti. Garibanın cebinden elinizi çekiniz, günlerce elinizi uzatamadığınız, donarak ölürken seyrettiğiniz, aylar sonra enkazını bile kaldıramadığınız yurttaşlarımızın aziz hatıralarını, beceriksizliğinize paravan yapmayınız. Keyfinizce yıkıp şimdi bize temizletmek istediğiniz şu enkaza bakıp da biraz utanmanızı talep ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR POYRAZ (Devamla) - Değişiklik önergemizin kabulünü diler, yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)