Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 15 |
Tarih: | 13.07.2023 |
MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet Partisi Grubu adına 18'inci madde üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
18'inci maddeyle 5510 sayılı Kanun'a geçici bir madde eklenmekte, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarına yüzde 25 oranında ek zam yapılmaktadır. TÜRK-İŞ verilerine göre Türkiye'de haziran ayı açlık sınırı 10.370 TL olarak açıklanmıştır. Türkiye'de yaklaşık 15 milyon emeklimiz var. Bugün, emeklilerin yüzde 80'i asgari ücretin altında maaş almakta. Bu, şu anlama geliyor: Yani emeklilerimizin yüzde 80'i geçimlerini sağlayamaz durumda. 2003 yılında, AK PARTİ'nin ilk iktidara geldiği dönemde en düşük emekli aylığı 332 TL idi. Asgari ücret o günlerde 226 TL idi. Geride bırakmış olduğumuz bu yirmi yıllık süreç sonrasında asgari ücrette tam 50 kat bir artış söz konusu iken emekli maaşlarında sadece 16 katlık bir artış söz konusu olmuştur. Bu açıkça göstermektedir ki AK PARTİ iktidarları süresince emeklilerin hayat standartları ve geçim şartları ciddi anlamda gerilemiş, yok olmaya yüz tutmuştur. Bu, emeklileri geri plana almak dahi değil, açıkça yok saymaktır.
Değerli milletvekilleri, emeklilerimiz son yıllarda mağdur edilmiş fakat hiç bu kadar çaresiz bırakılmamışlardı. Bu sebepten her 2 emekliden 1'i ya çalışıyor ya da kendisine iş arıyor; ilerleyen yaşlarına ve zor durumlarına rağmen iktidar tarafından kendilerine reva görülen bu durum karşısında hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Emekli öyle bir duruma düşürülmüş ki mutfak ihtiyaçlarını karşılamak bir yana dursun torunlarına bir çikolata almak için 2 kez düşünmek zorunda bırakılmış durumdalar. Daha acısı, büyüklerimiz yani emeklilerimiz erişkin torunlarından harçlık bekleyecek duruma düşürülmüş durumda. Kahvehanelere, mahalledeki bir kahvehaneye gidip arkadaşlarıyla, dostlarıyla bir çay, kahve içip muhabbet edemeyecek durumda olmakla birlikte maalesef ev hapsine mahkûm bırakılmış durumdalar.
Emeklinin durumu ortada iken iktidarın emeklilere yaptığı yüzde 25'lik zam oranı enflasyon karşısında emeklileri çaresiz bırakmak değil midir? Diğer kesimlere verilen zamlar göz önüne alındığında, emekliye uygun görülen bu zam oranı yok hükmündedir. Hâlihazırda en düşük emekli maaşının 7.500 TL olduğu göz önüne alındığında bu insanların kök aylıkları 7.500 TL'nin altında kalmaktadır. Yüzde 25'lik zam emeklilerin maaşına yansımayacaktır yani emeklilerimizin büyük bir bölümü altı ay boyunca 7.500 TL almaya devam edecek, her ayın bir önceki ayı arattığı ülkemizde bu çaresizlik hâli daha da artacaktır. Memura verilen artış ve refah payı hangi gerekçelerle emeklilerimizden esirgenmektedir? Memur maaşlarına yapılan 8.077 liralık seyyanen artışın emekliye de verilmesi ve en düşük emekli maaşının 15.577 TL'ye çıkarılması gerekliliği bu denli açıkken bundan kaçınılması emeklilerimize yapılan haksızlıktır. Önergemizin kabul edilerek emeklilerimizin seyyanen zamdan faydalanmalarını Genel Kurulumuzun takdirlerine arz ediyor, saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)