Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 15 |
Tarih: | 13.07.2023 |
MEHMET AKALIN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İlk olarak, bizleri buraya kendilerini temsil etmek için seçen başta yüce Türk milletine ve özelinde Edirneli hemşehrilerime şükranlarımı sunuyorum.
Depremlerin yol açtığı ekonomik kayıpların telafisi için bazı düzenlemeler öngören 33 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 23'üncü maddesinde yer alan kira zam artışlarının üst sınırının yüzde 25 olarak belirlenmesi hakkında İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, son yılların en çok dile getirilen meselelerinden biri, konut yetersizliği ve barınma ihtiyacının tam olarak karşılanamaması meselesidir. Buna bağlı olarak Türkiye'nin her yıl ortalama 120 bin yeni konuta ihtiyacı bulunmaktadır. Konut alanında yaşanan bu eksikliğin giderilmesiyle ilgili adımları atmak bir kenara dursun, milletimizi derinden yaralayan, 11 ilimizi etkileyen deprem felaketiyle birlikte bilirkişi raporuna göre ağır hasarlı 507 bin konut kullanılmaz hâle gelmiş ve konuta olan talep benzer oranda artış göstermiştir. Ayrıca, düzensiz göçle birlikte gelen Suriyeliler konut sorununu daha da içinden çıkılmaz hâle getirmiştir. İçişleri Bakanlığının 2022 yılı verilerine göre, 3 milyon 700 bin Suriyeli sığınmacının olduğu kamuoyuna açıklanmış, gelen Afgan ve diğer yabancı uyruklularla birlikte rakamın çok daha yukarılarda olduğunu söyleyebiliriz. Kaldı ki hepimizin bildiği gibi, bu veriler gerçeğin çok uzağındadır. Sınırlarımızın yol geçen hanına dönmesiyle birlikte hangi sayıda yabancı uyruklu barındırdığımızı maalesef bilemiyoruz. Gelenler arasında suça karışmış ve karışma ihtimali olanlar da çabası. "Ensar" "muhacir" gibi kavramlarla sorun farklı gösterilmeye çalışılsa da bugün toplumsal olaylar başta olmak üzere, yaşanan konut azlığı ve fahiş kira zamlarının arkasında en önemli gerekçelerden birini bu durum oluşturmaktadır.
Sürekli artan fiyatlar nedeniyle ev sahipleri kiracılardan tarih belirtmeksizin tahliye taahhütnamesi talep etmekte ve ekonominin bu dengesizliğine karşı kendilerince önlem almak istemektedirler. Bu durum kiracı ve mülk sahibi arasında uyuşmazlıklara neden olmakta, mahkemeye taşınan davalarla yargı kurumu gereğinden fazla meşgul edilmektedir. İktidarınız bir taraftan yapmaya çalışırken diğer taraftan bozuyor; bir taraftan düzeltmeye çalışırken diğer taraftan dağıtıyor.
Hatırlar mısınız bilmiyorum, bu planlamaları yapan, hesaplayan, programlayan bir kurumumuz vardı: Evet, Devlet Planlama Teşkilatı. Bugün, sorun olarak karşımıza çıkan bütün konuları araştıran, çözümleri planlayan bu kurumumuz kapatıldı, işlevsiz hâle getirildi. Şimdi de akla ve mantığa uymayan uygulamalar karşımıza getiriliyor; tıpkı motorlu taşıtlar vergisinin geriye dönük olarak 2 kez alınmasının talep edilmesi gibi, üstelik hukukun temel ilkelerinden olan geriye yürümezlik ilkesine rağmen. İktidarın, bu ve benzeri düzenlemeleri içeren kanun tekliflerini zamanında yapmadığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildikten sonra geçmiş tarihleri baz alarak uygulaması nedeniyle geçen süre içerisinde gerçekleşen anlaşmazlıklarla ilgili uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. Kanun tekliflerinin zamanlaması vatandaşlarımızı zora sokmakta ve taraflar arasında yeniden düzenleme sorumluluğunu beraberinde getirmektedir. Az önce ifade ettiğim gibi motorlu taşıtlar vergisine getirilen 2 kat vergi uygulaması buna çok açık bir örnektir. Oluşturulan bu hantal bürokratik yapıyla, bir kişi bile olsa hiçbir vatandaşımızın mağdur duruma düşürülmesini kabul edemeyiz. "Yönetimde hızlı kararlar alamıyoruz, bürokrasimiz yeterince işlemiyor." denilerek daha hızlı karar alacağınız iddiasıyla ortaya çıkıldı ancak oluşturulan yeni bürokrasi mekanizması ne yazık ki eleştirilen geçmiş bürokrasimizden çok daha hantal, çok daha işlevsiz ve kabiliyetsiz, alanı çok daha dar bir durum oluşturdu.
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak "irrasyonel" diye tabir edilen akıl dışı ekonomi politikaları, çözüm değil sorun odaklı torba kanun teklifiyle milletimiz, bugün de iş bilmez yöneticiler eliyle oluşan faturayı katbekat fazla ödemek zorunda kalmış, acı reçeteyle baş başa bırakılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
MEHMET AKALIN (Devamla) - Ne diyelim, Allah milletimize sabır versin, Allah milletimize zeval vermesin.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)