GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Önümüzde yine bir torba yasa duruyor. "6 Şubat 2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi..." diye başlayan bir yasa teklifi. 31 maddelik torba yasayla birlikte birbiriyle alakasız tam 16 kanunda değişiklik yapılıyor. İçinde ek motorlu taşıtlar vergisi de var, memur maaş artışı da var, kur korumalı mevduatın Merkez Bankasına devri de var, emekli maaşlarının artışı da var, kurumlar vergisi ve diğer vergilere zam da var, Cumhurbaşkanına tam 3 kat borçlanma yetkisi de var. Çok uzatmadan hemen söyleyeyim, bu 31 maddenin, 16 ayrı kanunda değişiklik yapan maddelerin birbiriyle ilişkisi şu değerli arkadaşlar: Bu bir yoksuldan alıp zengine verme yasasıdır, bu bir emekten alıp sermayeye verme yasasıdır, bu her zaman yaptığınız gibi aslında bir servet transferi yasasıdır. Geçmişte şöyle yapıyordunuz: Önce verip sonra alıyordunuz. Şimdi, önceden alıp, peşin alıp sonra da ufak miktarlarda veriyorsunuz. Enflasyon olmuş yüzde 108, siz hâlâ memura seyyanen memur maaş artışı yapıyorsunuz. Açlık sınırı olmuş 10 bin 373 lira, siz hâlâ emekliye 7.500 lira para veriyorsunuz. Yetiyor mu? Yetmiyor. Pandemi oluyor, vatandaşa yükleniyorsunuz; sel oluyor, vatandaşa yükleniyorsunuz; yangın oldu, vatandaşa; deprem oldu, vatandaşa; kriz oldu, vatandaşa; "Dış güçler saldırıyor." diyorsunuz, vatandaşa yükleniyorsunuz; "Mali disiplin." diyorsunuz, vatandaşa yükleniyorsunuz; "Parasal sıkılaştırma." diyorsunuz, vatandaşa yükleniyorsunuz; "Bütçe dengesi." diyorsunuz, vatandaşa yükleniyorsunuz. Derdi vatandaşa yükleyen, rantı yandaşa dağıtan bir düzenin yasasıdır bu yasa, adına da "millî dayanışma paketi" demişsiniz. Ek verginin adı, zammın adı sizin elinizde "dayanışma" olmuş. Arkadaşlar, gerekçesi de deprem. Deprem oldu, fırsata çeviriyorsunuz; yangın oldu, fırsata çeviriyorsunuz her zaman olduğu gibi; darbe oldu, fırsata çeviriyorsunuz; maşallah, sizin için de fırsatlar hiç bitmiyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, deprem seçimden önce oldu. Yani aslında bu ek vergilerin, zamların her neyse bütçenin seçimden önce gelmesi gerekiyordu ama deprem bahanesiyle zamlar ve vergiler seçimden sonra geliyor. Niye biliyor musunuz? Seçime kadar seçim bütçesi uyguladınız, seçimden sonra şimdi diyorsunuz ki: "Pamuk eller cebe." Bakın, arkadaşlar, son yirmi yılda "deprem vergisi" adı altında bu ülkede toplam 36 milyar dolar para toplanmış. Nereye gitti bu paralar? Yandaşlara aktardınız ama hiçbirinin hesabını vermediniz. Bu 36 milyar dolarla depreme karşı her türlü önlem alınabilirdi, olası bir depreme karşı her türlü hazırlık yapılabilirdi, bu parayla -arkadaşlar hesaplamışlar- tam 1 milyonun üzerinde konut yapılabilirdi arkadaşlar ama siz ne yaptınız: Bırakın önlem almayı, bırakın hazırlık yapmayı, depremden sonra bu halkın çadırlarını sattınız. Şimdi, depremden sonra bu halkın çadırlarını satanlar "Bütçe yetmedi." diye para istiyorlar. Kimden istiyorlar? Vatandaştan istiyorlar. Ne diyorlar? "Yetmedi, para lazım." diyorlar. Kime söylüyorlar? Vatandaşa söylüyorlar. Arkadaşlar, muhtaç olduğunuz para yandaşlarınızın kasalarında mevcuttur. (CHP sıralarından alkışlar) Para lazımsa bu ülkede en çok devlet ihalesini kime verdiyseniz gidin ondan alın, vatandaşın günü gününe ödediği motorlu taşıtlar vergisini yeniden ve tekraren istemeyin. İktidarınızda kimlere, hangi yandaşlara vergi istisnası sağladıysanız, kimlerin, hangi yandaşların vergi borcunu sildiyseniz gidin, ondan isteyin; bu ülkenin değerlerini, fabrikalarını "özelleştirme" adı altında kime peşkeş çektiyseniz gidin, vergiyi de onlardan isteyin; 3 yerden, 5 yerden maaş bağladığınız ak kadrolarınızdan isteyin; bu ülkede yoksulluk hızla tabana doğru yayılırken düşük faizli kredilerle fonladığınız, yüzde 300 gibi kâr rekorları kıran bankalardan isteyin arkadaşlar. Kimden isteyin, biliyor musunuz? Tüpçüden isteyin, Demirören'den isteyin, 30 kez vergi istisnası getirdiğiniz Cengiz'den isteyin. (CHP sıralarından alkışlar) Kimden isteyin, biliyor musunuz? Kimden isteyin? Kendi Bakanlığıyla ticaret yapan Ruhsar Pekcan'dan isteyin. Kimden isteyin, biliyor musunuz? Halkın parasıyla besleyip büyüttüğünüz, holding hâline getirdiğiniz tarikatlardan, cemaatlerden isteyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

HASAN BALTACI (Devamla) - Bir kere de çok kazanandan isteyin, bir kere de rantiyeden isteyin, bir kere de bu ülkenin kaymağını dağıttıklarınızdan isteyin ama siz alamazsanız şundan emin olun: Bizim alacağımız günler de elbette ki gelecektir. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yasayla birlikte ayrıca belirtmek istiyorum: Zeytinlik ve ormanlık arazileri yapılaşmaya açıyorsunuz, hem de bir gece yarısı önergesiyle birlikte kanun hâline getirerek. Zeytinlik ve ormanlık arazilerin yapılaşmaya açılması meselesi aceleye getirilecek bir mesele değildir. Aslında, depremle ilgili hiçbir meselenin aceleye getirilmemesi gerekiyor. Bu ülkede depremle ilgili meseleler aceleye getirilirse yarın bedelini bu halk öder, bu ülke öder. Bedelini bu halka, bu ülkeye ödetmemek için gereken mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)