| Konu: | 15 Temmuz hain darbe girişiminin 7'nci yıl dönümüne ve Fetullahçı terör örgütünün siyasi ayağına, Irak'ın Kerkük kentinde altmış dört yıl önce yaşanan Türkmen katliamına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'de bulunan milyonlarca kaçak göçmenle ilgili açıklamasına, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 14.07.2023 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulumuzu saygılarımla selamlıyorum.
Yarın 15 Temmuz hain darbe girişiminin 7'nci yıl dönümündeyiz. FETÖ'cü hainlerin darbe girişimlerini engellemek için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize selamet diliyorum. Başta hain örgütün elebaşı olmak üzere darbe teşebbüsünde bulunan tüm terör örgütü mensuplarını lanetliyorum. İYİ Parti olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti çatısı altında meşru siyaset mekanizmaları ve demokrasiden başka hiçbir tanzim edici yöntem ve metodu tanımadığımızı ve tanımayacağımızı bir kez daha dile getiriyorum.
Bugüne kadar hürriyet ve istiklale bağlılığımız gereği her daim milletimizin yanında, milletimizle hemhâl olduk. Siyaset anlayışımızı "her şey millet için ve millete göre" şiarıyla tahkim eyledik. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifadesiyle, o gece, millet, devleti sokaktan toplamıştır. Millet devleti sokaktan toplamıştır ama Fetullahçı terör örgütünün siyasi ayağı 15 Temmuz darbe girişiminden yedi yıl sonra hâlâ ortaya çıkarılamamış, daha da önemlisi ortaya çıkarılması için önemli hiçbir adım atılmamıştır. Bir terör ve casusluk örgütü düşünün ki Türk Silahlı Kuvvetlerine, Emniyete, İstihbarata sızmış, tüm kritik kamu kurumlarını âdeta avuçlarının içine almış, devlet bürokrasisinin üzerine kâbus gibi çökmüş ancak bir tek siyasetin içine sızmamış, bir tek siyasetle meşgul olmamış; bu, milletin aklıyla ve ferasetiyle alay etmek anlamına gelir. Bugüne kadar, İYİ Parti olarak, FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için çeşitli girişimlerde bulunduk ancak önergelerimizin tamamı iktidar blokunun oylarıyla reddedildi. İYİ Parti olarak, FETÖ'nün hain kumpaslarının tüm sorumluları istisnasız olarak ifşa oluncaya ve hak ettikleri bedel kendilerine ödettirilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, bundan tam altmış dört yıl önce, Irak'ın Kerkük kentinde, failinin Molla Barzani olduğu büyük bir Türkmen katliamı yaşanmıştır. Bu katliamın acısı hâlâ yüreklerimizde tazedir. Bu kanlı saldırıda Türkmen kardeşlerimizin evleri yıkılmış, yakılmış ve Türkmenler sistematik bir mezalimle katledilmişler, sürgün edilmişlerdir. Katledilen soydaşlarımızı ve dindaşlarımızı bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, gündem bugün biraz kalabalık ama bunu da söylemeden geçemeyeceğim: Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün yapmış olduğu açıklamada, Türkiye'de bulunan milyonlarca kaçak göçmenle ilgili kısa zamanda harekete geçeceklerini ifade etmişlerdir. Sayın Erdoğan, yıllardır "hicret" ve "ensar" söylemleriyle birlikte milyonlarca sığınmacı ve kaçak göçmeni elek hâline getirdiğiniz sınırlardan içeri aldınız. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmek isteyenlere de müsaade etmediniz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde "Hudut namustur." ilkesini terk eden ilk Hükûmet olarak tarihe geçecek ve hatırlanacaksınız. Yerine ikame ettiğiniz göç politikanızın özü ise maalesef şu oldu: "Türkiye'ye giriş serbest, çıkış ise yasaktır!" İşte, bu şekilde, Suriye başta olmak üzere Irak, İran, Afganistan, Pakistan ve Afrika ülkelerinden gelen ekseriyeti genç erkeklerden oluşan kaçak göç akımlarına yıllardır göz yumarak son on yıl içinde Türkiye'yi Avrupa'nın hendek ülkesi hâline getirdiniz. Sayenizde, Türkiye, bugün, açık ara dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke olarak biliniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Dervişoğlu, toparlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
Biraz da Can Atalay için sizden süre istirham edeceğim.
Türkiye'nin demografik yapısı, millî kimliği, toplumsal huzur ve güvenliği risk ve tehdit altındadır. Onun için, Türk milletinin Hükûmetten haklı talebi şudur: Bu millî güvenlik meselesini uzun bir vadeye yayarak kısmi ya da göstermelik politikalarla değil, hiç zaman kaybetmeden, yarından tezi yok kararlı bir sınır dışı ve geri dönüş uygulamasıyla çözüme kavuşturunuz. Aksi takdirde, Türkiye'yi sürüklediğiniz bu demografik krizin ağır bedellerini ve vebalini tarih ve millet karşısında ödeyemezsiniz.
Şimdi, Sayın Erkan Baş'ın Türkiye Büyük Millet Meclisine ve grubu olan siyasi partilere yönelttiği çağrıyla alakalı olarak da bazı şeyler söylemek arzusundayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yalnız, bu ifadelerim partimizin sözcülük makamında bulunuyor olmama rağmen, partimizin yetkili organlarına herhangi bir müracaatta bulunmamam ve görüş alışverişinde de bulunamamış olmam münasebetiyle şahsi görüşlerim olarak değerlendirilsin arzusu taşıyorum. Ben demokrasiye inanan, hukuka, adalete inanan ve güvenen biriyim ama hayatımın bazı dönemlerinde dün karşı olduğum şeyleri yaşadığım gün içerisinde muvafık bulduğum dönemler de yaşamışımdır. Yani şunu söyleyeyim: Belki farklı anlam çıkaracaksınız ama söylemekten de geri durmayacağım, ben arkadaşlarım idam edilinceye kadar idam cezasına karşı olmayan bir adamdım mesela.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ama ne zaman ki bu, benim ve benim arkadaşlarımın başına gelmesi muhtemel bir vahamet olarak karşıma çıkınca işe sığınacak liman penceresinden yani hukuk ve adalet kapısından bakmak mecburiyetinde olduğumuz gerçeğiyle buluştum. Şimdi geçmişimden bunu söylüyorum; bunu bugüne uyarlarsak, Türkiye'de herhangi birisi milletvekili adayı olmak üzere Yüksek Seçim Kurulundan onay almış ve milletvekili seçilmeyi hak etmiş, mazbatasını da il seçim kurulundan alıp milletvekili olabilme sıfatı kazanmıştır. O zaman, hukukun işletilmesinin dışında başka bir şey yapılamaz, adaletin tecellisine katkı sağlamaktan başka da herhangi bir adım atılamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen bağlayalım artık.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum efendim.
Aynı şeyi geçmiş dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi Profesör Doktor Mehmet Haberal üzerinden, Milliyetçi Hareket Partisi de emekli Korgeneral Sayın Engin Alan üzerinden yaşamıştır. Şimdi, Sayın Haberal da Sayın Alan da bu Meclise gelip bu kürsüde yemin etmek suretiyle o olağanüstü dönemin şartlarından kaynaklı mağduriyeti telafi etmişlerdir. Şimdi, Türkiye olağan bir dönemde olağanüstü dönemlerin koşullarıyla oluşturulmuş kararların peşinde koşarsa o zaman demokrat olma, adil olma, hukuk devleti olma özelliği ve vasfı tartışma konusu olur. O sebeple, bütün milletvekillerimizin kendi başlarına gelmeden "Hukuk ve adalet hepimize lazımdır." diyerek adaletin temin ve tesisi yolunda kararlı bir tutum sergilemelerinin yerinde olacağı kanaatini taşıyorum.
Teşekkür ediyorum sabrınız ve müsamahanız için.
Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)