| Konu: | YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU (S.S.:310) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 20.03.2013 |
AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Değerli milletvekilleri ve bizleri bilgisayar ekranları başında izleyen değerli yurttaşlarımız; ayrımcılık yasağı ile ilgili bir düzenleme önermiştik. Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda mevcut yasaya bir ek yapılarak ayrımcılığın hangi temeller çerçevesinde yapılabileceği ve buna ilişkin hangi önlemlerin getirilebileceğini öngörmüştük. Şimdi diyeceksiniz ki: "Neden böyle bir düzenleme önermiştiniz?" Hemen önerdiğimiz düzenlemeden bahsedeyim.
Cinsiyet, ırk, renk, etnik, sosyal ya da ulusal köken, katılımsal özellikler, dil, din, inanç, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, felsefi ve siyasal görüş, medeni hâl, hemşehrilik, servet, doğum, hamilelik, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayanılarak ayrımcılık yapılamayacağına ilişkin bir düzenleme.
İltica başvurusunda bulunan insanlar, mülteciler?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Önergendeki "vesika"yla bunun ne alakası var?
AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Elimizdeki vesikayla bunun ne alakası var, anlatayım ben size.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Önergende "vesika" var ya, önergende "vesika" diyorsun ya?
AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Bunun ne alakası var, size izah etmeye çalışalım.
Bakın, 20 Ağustos 2007 tarihinde Nijerya Vatandaşı Festus Okey, Beyoğlu'nda karakolda bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. O dönemde İçişleri Bakanı, tarafsız İçişleri Bakanı olan Osman Güneş'ti. Olaydan dokuz gün sonra görevi devretti ve İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay devam etti. Bu iki bakanımız döneminde hiçbirimizin tasvip etmediğine inandığım bu olay yaşandı. Bu o kadar vahim bir olaydı ki cumhuriyet savcısının karakola çağrılması tam üç saat sürdü. Bu süreçte deliller karartıldı. Tutanağı düzenleyen kişi, silahından kurşun çıkan polis memuru. Öldürülen Festus Okey'in gömleği kaybedildi. Bu niye önemliydi? Çünkü o gömlek, atışın bilinçli yapılıp yapılmadığını, bitişik yapılıp yapılmadığını gösterecek en önemli somut delildi ve ne yazık ki devlet kendisine emanet edilen delilleri kaybetti ve daha sonra da yargılama sürecinde pek çok siyasinin bu Nijeryalı göçmenin davasına ilişkin aleyhte açıklamaları oldu, yargıyı etkilemeye yönelik açıklamaları oldu.
Festus Okey, az önce bahsettiğim ve sizin tam da manasını kavrayamadığınız ayrımcılık sonucu öldürüldü. Nijeryalı olması, siyah olması, yoksul olması, iltica başvurusunda bulunmuş kimsesiz bir kişi olması, aile mensuplarının olmaması, kısacası ona sahip çıkacak kimsenin olmaması, onun bir kimsesiz olması belki de hem onun sonunu hazırladı hem de hukuki sürecin bu şekilde devam etmesine yol açtı. İşte, göçmenlerle ilgili, iltica başvurusunda bulunanlarla ilgili, uluslararası koruma talep edenlerle ilgili bu yasanın asıl önemi bu. Yani, kimsesiz dediğimiz, güçsüz dediğimiz kişilere ilişkin bir koruma.
Benzeri bir olay yine Nijerya Merkez Bankası çalışanı Courage Aigbedion'nun başına geldi. 17 Ekim 2012'de kendisi dövüldü. Yine Nijeryalı bir siyah göçmendi, düzensiz bir göçmendi. Kendisi dayak yediği hâlde tam üç hafta boyunca Kumkapı'da polis nezaretinde tutuldu ve daha sonra, hayatını kaybettiğinde yapılan incelemede şöyle bir bahane uyduruldu: Courage Aigbedion, HIV pozitiftir ve solunum yetersizliğinden ölmüştür. Her iki vakayı birleştiren şudur: Bir insanın ırkı, milliyeti, kimliği, maddi gücü, sağlık durumu ona yönelik ayrımcılığın temelini oluşturabilir ve eğer biz ülkemizdeki göçmenlere ilişkin kapsamlı bir koruma ve düzenleme istiyorsak ayrımcılık yasağını da bu maddelerin içine açık bir şekilde eklemeliydik diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)