GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU (S.S.:310)
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:20.03.2013

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'nin önemli bir sorununa parmak basmak için bu maddeyi kullanmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, 19 Mart 2013 Salı günü Bursa-Yalova kara yolun Süpürgelik mevkisinde yaşanan çok üzücü bir trafik kazasında Yalova Üniversitesi öğrencileri Sıla Daşdemir ve Buse Karakurum hayatını kaybetti. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum. Bu başarılı öğrencilerimizin cenazelerinin Bursa Orhangazi Devlet Hastanesinden teslimi sırasında, Devlet Hastanesinde gasilhane görevlisi olarak çalışan din görevlisi Ahmet Yavuz bir açıklama yaptı. Bu açıklamada dedi ki: "Çocuklarınızı okusunlar diye uzak illere göndermeyin. Sizleri okusunlar, adam olsunlar diye uzak illere, yakın illere gönderiyorlar. Kendinize dikkat ederek daha düzenli bir şekilde?" diye konuşuyordu ki ailelerin tepkisiyle karşılaştı ve cümlesini bitiremeden oradan ayrılmak zorunda kaldı.

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Yapma ya! Yapma ya!

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Biliyoruz ki cenazeler bir aile ve yakınları için en zor dönemler. Ve yine biliyoruz ki din görevlilerinin, belki de en önemli sorumluluklarından biri, bu zor dönemde aile ve yakınlarının yanında olmak, onları teselli etmek, zor günlerinde onlara destek olmak. Ama yine zaman zaman Türkiye'de yaşanan olumsuzluklardan biliyoruz ki din görevlilerimiz cenazelerde hiçbirimizin arzu etmediği sonuçlara yol açabiliyor. Örneğin bir benzerini -sizler de anımsarsınız- hepimizin ortak bir değer olarak kabul ettiği Neşet Ertaş'ın cenazesinde yaşamıştık ve oradaki din görevlisi de Neşet Ertaş'ın bir Müslüman olarak bilinip bilinmediğine ilişkin tanıklık rica etmişti. Abdal kökenli, evet, Bektaşi kökenli bir sanatçının Müslümanlığını sorgulamak ve bir cenazede sorgulatmak hiçbir din görevlisinin haddi olmamalı diye düşünüyorum.

İHSAN ŞENER (Ordu) - Muhatabınız onlar değil, muhatabınız biziz.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Şimdi, buradan yola çıkarsak bizlere düşen görev nedir? Bizlere düşen görev şu: Belli ki gerek Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosunda olan gerek Sağlık Bakanlığı kadrosunda olan gerekse belediye kadrolarında olan din görevlilerinin hizmet içi eğitimi büyük önem arz ediyor.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Çok ucuz oldu be, çok ucuz oldu, çok.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Şimdi, siz, Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli milletvekilleri, şu anda dinlemek yerine hop oturup hop kalkıyorsunuz ama Türkiye şanslı çünkü Başbakan Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ bu sıkıntıyı ilettiğimde tepki vermek yerine "Evet, bu konuda hemen bir şey yapmalıyız. Ben de Diyanet İşleri Başkanımızı arayacağım." dedi. Her üç kategorideki din görevlileri için de bir hizmet içi eğitimin gerekli olduğunu, zaten kimi kategoriler için bu eğitimin verildiğini ama ihmal edilen, aksatılan noktalar varsa müdahil olacağını söyledi.

Dolayısıyla, şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun verdiği tepkilerin aksine?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Tepki vermiyoruz. Ucuz oldu ya! Sen ucuz siyaset yapıyorsun!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onların tekelinde, yanlış alana girdin. Sen konuşunca rahatsız oluyorlar.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - ?Başbakan Yardımcımız konunun önemli bir konu olduğunu düşünüyor ve ailelerin de yakınmasının, ailelerin de bu alandaki sıkıntısının ciddiye alınması gerektiğini düşünüyor; ben de buna katılıyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Çok ucuz ya!

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Şimdi, değerli milletvekilleri, bu, ucuz bir mesele değil?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Çok ucuz! Ucuz siyaset yapıyorsun!

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - ?çünkü burada insanların acısı söz konusu.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Acılar üzerinden siyaset yapma ya! Hizmetle siyaset yap. Acılar üzerinden siyaset yapmayın ya!

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Hiçbir devlet memuru, devlet memurluğundan kaynaklanan yetkisine dayanarak ayrımcılık yapamaz, vatandaşı ötekileştiremez, cinsiyetçilik yapamaz, nefret söylemi kullanamaz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hizmet edip siyaset yapın, vatandaşa dokunun, kucaklayın, öyle siyaset yapın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Siz fazla dokundunuz, vatandaş rahatsız bu dokunmadan. Fazla dokundun, rahatsız oldu vatandaş.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hizmetten memnun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Fazla dokunuyorsunuz.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Şimdi, buradaki ilginç mesele şu: Siz neden bu suçlara sahip çıkar bir tavır içindesiniz?

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Hiçbir yanlışa sahip çıkmayız biz.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Çünkü ben sizleri suçlamadım, ben sizleri sorumlu göstermedim. Ben dedim ki: "Bir sorun var, gelin bunu çözelim."

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Sayın Bakanımıza sordular, Sayın Bakanımız cevabını vermiş, Sayın Bakanımız cevabını vermiş.

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - "Başbakan Yardımcımız da bu konuda hemfikir." dedim ama siz burada, nefret söylemi kullanan bir din görevlisine sahip çıkar bir tavır içindesiniz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Siz acı üzerinden siyaset yapmayın, hizmetle siyaset yapın, politikalarınızla siyaset yapın. Çok ucuz bir siyaset!

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - Bunu da kamuoyunun ilgisine ve dikkatine sunuyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)