GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU (S.S.:310)
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:20.03.2013

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yükselen tansiyonu düşürmek için teknik konuşmacı olarak seçildim galiba. Bu akşam, ben teknik konuşuyorum.

Değerli arkadaşlar, tasarının birçok maddesinde baroların, adli yardım servislerinin bu konudaki sorumluluğuna atıf yapılması çok olumlu demiştim. Ancak barolarımızın göçmen ve sığınmacıların hukuki destek ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ilave kaynaklara ve uzmanlığa ihtiyacı olacaktır. Barolarımızın hâlihazırda bu yasanın konusu kişilere yönelik çok sınırlı bir çalışma yürütebildiklerini gözden kaçırmayalım.

Diğer yandan, hâlihazırda Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Mültecilerle Dayanışma Derneği gibi az sayıda sivil toplum kuruluşumuzun. çok kısıtlı imkânlarla göçmen ve sığınmacıların hukuki destek ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayabilmek için özveriyle hizmet verdiklerini biliyoruz. Bu ve benzeri uzman sivil toplum örgütlerinin yeni yasaya göre kurulacak geri gönderme merkezleri ve sığınmacı kabul merkezlerinde barındırılacak kişilere erişimlerinin sağlanmaması da bir eksiklik olarak görülmektedir.

Değerli arkadaşlar, tasarının, Türkiye'de sığınma başvurusu yapan kişilerin iş piyasasına erişimi konusunda da bir ayrımcılık yapıldığını az evvel söylemiştim. Avrupalı olanlar ile Avrupalı olmayanlar arasında bir ayrım yapılmıştı. Çalışma izni almak için başvuru yapmaları her ikisi için de öngörülmektedir ancak söz gelimi, teknik bir konuda uzmanlığı bulunan, üç dil konuşan, Almanya vatandaşı bir yabancı Türkiye'de hangi kural ve usullere göre çalışma izni alıyorsa, Avrupa dışından gelen şartlı mültecilerin de aynı kural ve usullere tabi olmaları öngörülmelidir. Türkiye'de bugüne kadar 26 bin dolayında Avrupalı olmayan sığınmacı için de başvuru yapılmış. Bu prosedürü tamamlayarak çalışma izni alan, bana verilen bilgilere göre, Sayın Bakanım, sadece 1 kişidir. Bu da bu yasanın bu maddesinin hiç uygulanmayacağını göstermektedir. Bu yüzden, tasarıya göre, sığınma başvurusu kabul edilecek ve şartlı mülteci statüsü verilecek, geçici olarak ülkemizde kalmalarına izin verilecek olan Avrupalı olmayan vatandaşlar için daha insancıl düzenlemeler yapılmalıdır. Kaldı ki bu düzenleme yapılırken coğrafi sınırlama politikasından da vazgeçmiş olmayacağız, eğer kaldırmak istemiyorsanız.

Değerli arkadaşlar, mülteci ve sığınmacılara sağlanması gereken haklar kanunlarımızda açıkça düzenlenmediğinden uygulamada çeşitli hak kayıpları yaşanmaktaydı. Özellikle insan ticaretiyle mücadele ve mağdurların korunması, uluslararası alanda takip edilen çok önemli, doğru, haklı ve yerinde bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde modern kölelik, köleliğin modern zamanlardaki şekli olarak nitelendirilen, küresel anlamda önemli bir sosyal problem olan insan ticareti suçu mağdurlarının korunması, sığınmaevlerinin işletilmesi konularında ihtisaslaşmış aktif kuruma ihtiyaç her geçen gün kendini göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, sonuç itibarıyla ülkemizin göç ve uluslararası konumuna, mevzuatı ile idari sistemi uluslararası insan hakları normlarına ve Avrupa Birliği müktesebatına uyumlu hâle getirilecektir bu yasa çıktığı zaman. Göç alanında ihtiyaç duyduğumuz hukuki, idari ve fiziki altyapıya kavuşmamız sağlanacaktır. Böylece güçlü, yönetilebilir, ülke menfaatlerini gözeten ve uluslararası ilişkilerimizde Türkiye'nin konumunu ve onurunu güçlendirecek bir göç sistemimiz kurulmuş olacaktır. Bu nedenle bu yasaya desteğimizin devam ettiğini, desteğimizin olacağını belirtmek istiyorum.

Yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)