GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Birleşimi yöneten Başkan Vekili Bekir Bozdağ'a, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem İkinci Yasama Yılına, İYİ Parti olarak bu yasama yılında yapacaklarına, 3 Ekim Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü'ne, Azerbaycan'ın 19 Eylülde Dağlık Karabağ'da başlattığı terörle mücadele operasyonuna ve bu operasyonun sonuçlarına, hayatını kaybeden Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva'ya, 1 Ekim tarihinde İçişleri Bakanlığına yönelik gerçekleştirilen hain terör saldırısına, AK PARTİ hükûmetlerinin bilinçli politikalarının doğal bir sonucu olarak Türkiye'nin şu anda dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna geldiğine, bu sığınmacı ve kaçaklarla ilgili haber yapan gazetecilere ve İYİ Partinin bu sığınmacı ve kaçaklara yönelik politikalarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:2
Tarih:03.10.2023

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım. Size görevinizde başarılar diliyorum. Genel Kurulu da saygılarımla selamlıyorum.

Aziz milletimizin yegâne sesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem İkinci Yasama Yılı çalışmalarının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Genel Kurul faaliyetlerimiz milletimize ve Gazi Meclisimize dilerim ki ve umarım ki hayırlar getirir. Milletvekillerimize de bu vesileyle yapacakları çalışmalarda üstün başarılar temenni ediyorum.

İYİ Parti olarak vatandaşlarımızın tüm haklı taleplerini bu yasama yılında da Meclis gündemine taşımaya devam edeceğiz. Milletimiz için gece gündüz; gündüz oturmadan, gece uyumadan; yılmadan, yorulmadan çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Bugün 3 Ekim Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü. Türk dünyasının ortak bir dilde buluşması, ortak kültür ve ortak bir bakış açısına sahip olması ve bir olan mazimizin gelecek için köprü oluşturması açısından oldukça anlamlı gördüğümüz bu günü müştereken idrak ediyoruz. "Dilde, fikirde ve işte birlik" diyoruz. Türk devletlerinin iş birliğinin her alanda güçlenebilmesi için Türkiye olarak atılacak olan her adıma destek vereceğimizi peşinen ifade ediyor, kalbi Türk birliği için çarpan tüm soydaşlarımızı da muhabbetlerimizle selamlıyoruz.

Azerbaycan devleti 19 Eylülde Dağlık Karabağ'da terörle mücadele operasyonu başlatmış ve bu bölgedeki Ermeni güçlere yasa dışı rejime son vermeleri çağrısında bulunmuştur. Bu çağrıya Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından taciz ateşiyle karşılık verilmesini şiddetle kınıyoruz. Operasyonu, Azerbaycan tarafından başarıyla tamamlanmasını hem Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü hem de bölgedeki barış ve istikrarın devamlı hâle gelmesi açısından önemli görüyoruz. Tarihin gördüğü en büyük soykırımlardan birinin yaşandığı Hocalı'nın Azerbaycan kontrolüne geçmesinden dolayı da büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz.

Karabağ'da hak nihayet yerini bulmuştur. Karabağ Türk'tür ve ebediyen Türk yurdu olarak kalacaktır. Biz dün olduğu gibi bugün de dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın Karabağ'daki haklı mücadelesini sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz. Bu vesileyle ömrünü Türk dünyasına adayan Azerbaycan Milletvekili kıymetli dava insanı Ganire Paşayeva da Allah'tan rahmet diliyorum. Aziz milletimizin ve Türk dünyasının başı sağ olsun diyorum.

Türk milletinin iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni yasama yılına başlayacağı 1 Ekim tarihinde İçişleri Bakanlığımıza yönelik hain bir terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Saldırıyı etkisiz hâle getiren kahraman polislerimizin alınlarından öpüyor, yaralı evlatlarımıza acil şifalar diliyorum. Türkiye'nin geleceğine kasteden terör örgütleri sansasyon yaratmak adına eylem yapmak üzere özel günleri ve özel yerleri seçerler. Hain örgütlerin emellerine hizmet etmesi muhtemel bir dilden azami ölçüde uzak durmak gerekmektedir. Ancak bu olayla ilgili tüm güvenlik zafiyetinin gözden geçirilerek alınması icap eden tedbirlerin güçlendirilmesi de vazgeçilmez bir mecburiyet olarak karşımızda duruyor. Yaşanan her şeyden bir ders çıkarmak ortak sorumluluğumuz olmalıdır.

Saygıdeğer milletvekilleri, AK PARTİ hükûmetlerinin bilinçli politikalarının doğal bir sonucu olarak Türkiye şu anda dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna getirilmiştir. Türkiye aslına bakarsanız, taammüden bir hendek ülke konumuna taşınmıştır ve şimdi, gelinen noktada, bu apaçık demografik istilaya karşı çıkanların Türkiye'de sığınmacı ve kaçakların sebep olduğu adli vakaları haber yapanların tutuklanmasına vesile olabilecek birtakım olayların da yaşandığı görülmektedir. Sınırlarımız yolgeçen hanına döndürülmüş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Evet, lütfen toparlayın.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - ...ülke sınırlarından geçen sığınmacılar ve kaçaklar sokakta yaşamaya ve keyif çatmaya devam ediyor ama bunu haber yapan gazeteciler tutuklanıyor. Gazetecileri ilzam ederek 10 milyonu aşan sığınmacı ve kaçak varlığıyla Türkiye'nin ve Türk milletinin başına açtığı gailelerin sorumluluğundan kurtulamayacağınızı artık idrak etmenizi istirham ediyorum. Gerçekler ortadadır; Türk kimliği ve Türkiye'nin ulus devlet hüviyeti varoluşsal bir demografik riskle karşı karşıyadır. İYİ Parti olarak milletimize söz veriyoruz, millî göç doktrinimiz çerçevesinde Türkiye'de ne kadar kaçak ve sığınmacı varsa hepsini kendi vatanlarına geri göndermek için ne gerekiyorsa gerçekleştireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, lütfen toparlayın.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Türk milletinin bugününe ve istikbaline kurulan bu pusuya asla ve kata müsaade etmeyeceğimizi ifade ediyor, yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyoruz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)