| Konu: | Dünya Öğretmenler Günü'ne, barınma sorununa, İstanbul'un Sancaktepe ilçesinde 3 çocuğun cansız bedenlerinin bulunmasına, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin yemek fiyatlarını protesto etmelerine ve bu öğrencilerin gözaltına alınmasına, Sayıştay raporlarına bakıldığında bazı kamu ihalelerinin ve ihaleye veriliş yöntemlerinin hukuk devleti normlarından uzak olduğuna ve Sayıştay raporlarının bir anlamda sansürlenmiş olmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2023 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, bugün Dünya Öğretmenler Günü. Maalesef, öğretmenlerimiz sosyal ve ekonomik olarak zor şartlarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Bugün kadrolu yirmi beş yıllık bir öğretmen 24.154 lira, sözleşmeli öğretmen ise 21.500 lira maaş almakta. Bugün yoksulluk sınırı 40 bin lirayı aşmış, maalesef ki öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının altında çalışmaya mahkûm ediliyor. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 1 milyonu geçti, okulda öğrencileri yetiştirmesi gereken öğretmenler maalesef ki pazarda çalışmak zorunda kalıyor. Öğretmenlik mesleği "uzman" "başöğretmen" şeklinde basamaklara ayrıldı, aynı işi yapan öğretmenlere farklı ücret uygulamalarına maalesef ki tanık olduk. Öğretmenler odasındaki barışın bile bozulduğunu görüyoruz. Yönetici atamalarında liyakat ilkesi yok edildi, yandaş atamalar burada da görüldü. Şimdi, seçimden önce "Öğretmen alımlarında mülakat kalkacak." denildi, Millî Eğitim Bakanı çıktı, "Mülakatı mülakat gibi yapacağız." dedi. O zaman bugüne kadar nasıl yapıldı? Bunu herkes biliyor, Bakan bunu itiraf etti. Daha acı bir şey söylemek istiyorum. Öğretmenlere her yıl okul başlarken masraflarını karşılaması için verilen hazırlık ödeneği ne durumda? Bakın, 2002 yılında bu ödenek 175 liraydı yani asgari ücretin yüzde 95'ine denk geliyordu çünkü asgari ücret o zaman 184 liraydı; bugün verilen para 1.400 lira, asgari ücretin yaklaşık yüzde 10'u kadar. Bu, utanç verici bir durumdur.
Diğer bir durum, bir iktidar düşünelim, yirmi bir yılın sonunda 18 yaşındaki öğrencisine de 1 oda veremiyor ama maalesef görüyoruz ki 85 yaşındaki yalnız yaşamak zorunda kalan bir teyzemiz de mahkeme kararıyla sokağa atılıyor. Bugün, barınma büyük bir sorun. Bugün, yüz binlerce vatandaşımız mahkeme kapısında. Evet, daha yeni, Bursa'da kiracı ve ev sahibi anlaşmazlığından ev sahibi öldürüldü. Birçok yerde kavga var, birçok yerde dövüş var çünkü barınma büyük bir sorun ama bununla ilgili hiçbir çözüm üretmeyen iktidar var.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Sancaktepe'de bir inşaatın su dolu temelinde yaşları 7, 9, 11 olan 3 evladımızın cansız bedeni bulundu. Evet Sancaktepe Belediyesinin, İstanbul Valiliğinin büyük bir kusuru var burada. Ver inşaat iznini, takip etme; temeli atsın, nasıl yaparsa yapsın o inşaatı. Bu anlayış yüzünden 3 çocuğumuz öldü. İşte, eğer ki inşaatları denetlemiyorsak, inşaat izni verildikten sonra inşaatın tüm aşamaları denetlenmiyorsa sonuç bu olur. Maalesef ki başka çocuklarımızın ölmemesi için bir an önce bu konuda sorumlular cezalandırılmalıdır, gerekli önlemler alınmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dokuz Eylül Üniversitesinde yemeklere zam yapıldı ve tabii ki öğrenciler de haklı olarak Anayasa 34 çerçevesinde çatal bıçaklarını masalara vurarak bir protesto yaptı. Haklı değiller mi? Aldıkları burs -devletin verdiği- otuz günlük yemek parasını, bir öğün yemek parasını karşılamıyor. Şimdi, bunu protesto ettikleri için bugün yaka paça gözaltına alındılar. Yahu, neden? Hem yemek vermeyeceksin hem burs vermeyeceksin hem yurt vermeyeceksin hem de bunu konuşturmayacaksın. Bu, olacak bir şey mi? "Anayasa yapacağız." diyorsunuz; Anayasa 34, en tipik örneği bu. Öğrenciler bir hak arayışında ve çatalını bıçağını da masaya vuruyor, bundan dolayı gözaltına alınıyor. Şimdi, ben, Rektöre bakıyorum; eski milletvekili Nükhet Hotar. Doğru, yirmi bir yıldır geldiğimiz noktada onun da sorumluluğu var. Eğer ki gerçekten bilimi, aklı kullanan rektörler, hocalar bu okullarda olsa öğrenciler bu duruma düşmez, polisler de o yemekhaneye giremez ama birçok yerdeki rektörlere bakıyoruz, eski milletvekilleriniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen tamamlayalım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yani şimdi, bu çocuklar gerçekten suç mu işliyor? Ben Genel Kurula söylüyorum: Suç mu işliyor? Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli, o öğrenciler serbest bırakılmalı; hak arayışında olan, üniversitelerde yurt isteyen, yemek isteyen ya da yemekte indirim isteyen bu çocuklarımıza dokunulmamalı. Buradan tüm rektörleri de tüm dekanları da İçişleri Bakanlığını da uyarıyoruz. Gözaltına alınacak o kadar çok adam var ki öğrencilere gelene kadar. Anayasa 34 uygulansın.
Sayıştay raporlarını inceledikçe gerçekten dehşete düşüyoruz. Şimdi, birçok yolsuzluk var, birçok ihalede yolsuzluk var ama birkaç tane örnek vermek istiyorum. Hepsini burada konuşmaya kalksak herhâlde iki üç saat konuşmam gerekecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır, lütfen toparlayalım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Mesela, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 800 milyonluk ihale yapmış, büyük çoğunluğunu taşıt ihalesi yapmış ama Sayıştay demiş ki: "21/(b)'yle yaptın, yaptın da bu ihaleyi kimin alacağı daha önce belliymiş." Ya, bir Bakanlık bundan utanmaz mı efendim?
Geliyorum şimdi Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne. Araştırma ve geliştirme harcaması altında yiyecek, içecek giderlerini yapmış. Bir devletten bahsediyoruz, bir hukuk devletinden bahsediyoruz. Az önce grup başkan vekili arkadaşım söyledi, ya, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunda 40 milyon ton kömür kayıp. Nasıl olur böyle bir şey, nasıl olur? Yani her şeyin kaybedildiğini anlıyorum da bunu da gördüm ve şaşkınlık içerisindeyim. 40 milyon ton kömür kayıp, nerede? AKP Grubuna soruyorum; sormalılar, sormak durumundalar. Yani Sayıştay raporlarına baktığımız zaman gerçekten ihaleler ve ihale veriliş yöntemleri de hukuktan, hukuk devleti normlarından uzak efendim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Başarır...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlem.
BAŞKAN - Son cümlenizi alalım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Böyle ihale de olmaz, hatta böyle Sayıştay raporu da olmaz. Çünkü Sayıştay raporlarına da baktığımız zaman, binlerce sayfa olan Sayıştay raporları yüzde 10'lara düşmüş, bir anlamda sansürlenmiş. Bu hususları kamuoyunun takdirine sunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.