GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, Hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tespit edilmek üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Birleşmiş Milletlerin Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekât ve misyon kapsamında yurt dışına gönderilmesi ve Cumhurbaşkanınca verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin son olarak 26/10/2022 tarihli ve 1346 sayılı Kararı'yla uzatılan izin süresinin Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca 31/10/2023 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/764) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:6
Tarih:11.10.2023

CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, maalesef, bölgemiz bir kez daha terörün, patlayan bombaların ve ölümlerin etkisi altında. Filistin ve İsrail arasındaki çatışma tüm dünyanın gözlerini bir kez daha bu coğrafyaya dikmesine sebep oldu. Biz, Filistin halkının haklı özgürlük mücadelesinde dün ve bugün olduğu gibi yarın da yanlarında olmaya devam edeceğiz.

Bu sorunun bugüne dek çözülememesinin sebebi ise İsrail'in sürdürmeye devam ettiği yayılmacı politikaları, kalıcı barışı ve anlaşmayı zorlaştıracak adımları, insan haklarına aykırı ablukası ve Filistin halkına uyguladıkları tarifsiz zulümdür ancak Filistin halkının haklı mücadelesine gölge düşüren, İsrailli sivillere yönelik yapılan insanlık dışı eylemler de asla kabul edilemez. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen saldırıda İsrail'de öldürülen ve sokakta sürüklenmesine şahit olduğumuz kadın cesetlerini izledik. Sivilin, kadının, çocuğun, yaşlının öldürüldüğü bir hak arama mücadelesi asla meşrulaştırılamaz. Aynı şekilde İsrail'in Gazze'ye yönelik çoluk çocuk dinlemeden gerçekleştirdiği saldırılar da kabul edilemez. Bir an önce bu saldırının son bulması gerekiyor. Yine, Gazze'de yaşayan 2,5 milyon yurttaşı açlığa mahkûm edecek yiyecek ambargosunun ve elektrik, su gibi temel ihtiyaçların kesilmesine sebep olacak olan engellemelerin de son bulmasının çağrısını yapıyoruz. Sivillerin karşılıklı katliamına dönüşen bu sürecin aklıselimle değerlendirilmesi soğukkanlı bir şekilde, uluslararası hukuk kurallarına bağlı bir şekilde diyalog sürecine evrilmesi gerekiyor. Saldırıda yaşamını yitiren tüm sivillere de bir kez daha başsağlığı diliyoruz.

Değerli milletvekilleri, bugün, aynı zamanda 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü. Biz isterdik ki aslında ülkemizde yaşayan kız çocuklarımız için mutlu ve geleceğe umutla bakabileceği bir Türkiye tablosu çizelim. Ancak bu tabloya çok uzağız çünkü ülkemizde okula gidemeyen, erken yaşta evlendirilen, tarlada, atölyede çalıştırılan, çocuk işçisi olarak çalıştırılan ve evlere kapatılan kız çocukları var. Bugün, maalesef, Millî Eğitim Bakanı ve etrafındaki birtakım çevrelerce karma eğitim tartışma konusu yapılıyor. Kadınları ve kız çocukları pembe otobüslere, pembe üniversitelere, pembe okullara hapsetme hayali kuranların yeniden bu hayallerini gün yüzüne çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz. "Kız çocuklarının okullaşmasını nasıl artırırız?" diye dertlenmesi gerekenlerin onların önünde engel olacak olan taşımalı eğitimi artırma çabalarını görüyoruz. 2021 ve 2022 döneminde taşımalı eğitim içerisinde olan ilkokul ve ortaokul öğrenci sayısı 677 binken bugün bu sayı 744 bin; bir nevi istisnai olması gereken bir sistemin giderek kalıcılaştığını üzülerek görüyoruz. Kız çocuklarının okuması için seferber olması gereken Millî Eğitim Bakanlığının daha okullaşma oranıyla ilgili istatistik verisini dahi tutamadığını görüyoruz.

Yine, bu ülkede yaşayan kız çocuklarının en büyük sorunlarından biri hiç şüphesiz taciz ve istismar. TÜİK verilerine göre 2021'de 21 bin kız çocuğu istismar ve taciz mağduru olarak güvenlik birimlerine başvurmuşken bu sayı 2022'de 28 bine çıkarak yüzde 30 oranında arttı. 2014'ten bu yana kıyaslandığında cinsel taciz ve istismar mağduru olan kız çocuğu sayısı yüzde 185 oranında arttı. 2012'den bu yana 15 yaşından küçük çocukların yaptığı doğum sayısı 3 binken 15 ile 17 yaş arasındaki çocukların sayısı 163 bin.

Tabii, karşımızda böylesine kapkaranlık bir tablo varken bu karanlığı yetersiz gören birtakım zihniyetler de var. Tarikat yayınevlerinden kitap çıkarıp daha büluğ çağına dahi gelmemiş kız çocuklarının evlendirilmesini söyleyenlere, çocuk istismarını savunan bu sözde öğretim üyelerine bu ülkeyi yönetenlerin tek bir sözünün dahi olmaması da çok daha korkutucu. Bu dehşet verici talebe sessiz kalmak bir yandan da bu düşünceyle aynı yöne baktığının ispatıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Milletvekilim.

GAMZE TAŞCIER (Devamla) - Tıpkı "6 yaşında istismar edildiği haberini -iki yıl boyunca- biliyoruz." deyip bu tarikatla ilgili tek bir adım atmayan Aile Bakanlığının susma örneğinde olduğu gibi sözde vakıflar aracılığıyla örgütlenen, çocukları elde etmeye çalışan yapılara karşı sessiz kalmayı tercih edenler, tıpkı İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı hukuksuzca çekilmeyi kabul ettikleri gibi bu yapıların göz diktiği çocukların istismarının önünde engel olan Lanzarote Sözleşmesi'ne, Medeni Kanun'a ve Anayasa'da yer alan kadın haklarına şimdi de göz dikmiş durumdalar ama bizler Türkiye'nin en örgütlü hareketi olan kadın mücadelesiyle, kadın örgütleriyle hem sokakta hem Parlamentoda bu mücadeleyi devam ettireceğiz ve karanlığınıza karşı aydınlığın mücadelesini vermeye devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)